Kitap kapağı yapabilen var mı?
Kararsızca elimi uzattım. Gücünü alabilirdim, evet o zaman onları kurtarabilirdim. Ama o zaman babam gibi olurdum. Todoroki'yi yapmadığı için yargılandığım şeyi yapıyordum şu an. Özgünlüğümü babam yüzünden kullanmıyorum. Arkamdan gelen alevlere baktım. Onun kadar güçlü olabilir miydim?
Titreyen elim kendiliğinden indi be-ben bir korkaktan başka bir şey değildim.
Stalin'in beni bir kenara fırlattı ve Todoroki'ye doğru koştu.
Bir anda ne yaptığımı bile farketmeden Todoroki'nin önüne ışınlandım. Tırtıklı bıçak karnım girerken aynı zamanda hareket edemediğimi hissetim. Gözlerim kararıyordu.
En azdından biraz daha, en azından birileri gelene kadar oyalayabilseydim onu, Midoria Profesyonel kahramanları çağırabilmiş miydi?
Kanım kaldırıma yayılırken gördüğüm tek son şey Lida'nın ayağa kalkması ve "Recipro" ( Y/N:ben bunu sürekli Respiro diye okuyordum. Respiro daha iyi bence yaa. İida'ya da Lida diyorum gerçi.) diye bağırarak bir anda tam olarak göremeyeceğim kadar hızlanarak gözlerini benden ayırmayan Todoroki'yi Stalin'in darbesinden kurtardığıydı.
Böyle mi olacaktı? Böyle mi ölecektim? Arkadaşlarım orada can çekişirken onları bırakacak mıydım.
Lida'nın sesini duyuyordum. Bağırarak bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini algılayamıyorum.
"Ben bir Kahraman değilim ama kırılamam çünkü ben kırılırsam Ingenium ölür." Konuşmasının içinden zar zor durabildiğim şeyleri idrak etmey çalışırken.Midoria'nın çığlığını duydum. Gücünü kontrol edemediği için bir yerlerini kırmış olmalıydı.
Todoroki? Onun sesini duyamıyordum! İyi miydi? İyi olmalıydı! İyi olmak zorundaydı!
Gözlerimi açtığımda bulanık da olsa etrafı görebiliyorum. Midoria yerde acı içinde kıvranıyordu. Lida'nın motoru bozulmuştu ve Todoroki, o kanıyordu. Kostümünün her yeri kan olmuştu. Sokağın arkasından bir flash patladı. Kimse görmedi ama orada biri vardı veya bana öyle geldi.
Yerde yatan Stalin ayağa kalktı ve Todoroki'ye doğru yürümeye başladı.
"Az kalmıştı, beni yenmenize cidden az kalmıştı."
Bıçaklarını çekerek Todoroki'ye doğru yürümeye başladığında. Zar zor ayağa kalktım. Bir anda acımı unutmuştum. Karnımdaki bıçağa baktım. Bıçağı çekip çıkarttığımda kan akışı artsa da ben hiç bir şey hissetmiyordum.
"Ondan uzak dur."
Stalin bana döndü "dayanıklısın, şaşırtıcı."
"Bir bıçak darbesinde devrileceğimi mi sandın? Benim babam bana çok daha kötüsünü yapardı."
"Hepsini koruyamazsın." Dedi Stalin "bu gün en az bir kişi ölmeli. Kimi feda edeceksin Kahraman."
Tükürürcesine söylediği 'Kahraman' kelimesinin benim için anlamı geldi aklıma.
"Kimseyi! Seninle savaşacağım, beni öldür eğer başarabilirsen."
"Bunlar boş sözler. Herkes ölümden korkar. Korktuğun an kaçacaksın."
"Doğru korkuyorum ama ben kimseyi arkamda bırakmam."
Ellerimi kaldırıp sırtımdaki kınından kılıçları almaya çalıştım ama kılıçlarım yerinde yoktu.
Yumruklarımı sıkarak pozisyon aldığımda karnımdaki ağırı kendini belli etmeye başladı. Sendelediğimde dengemi sağlamaya çalıştım. Ve Stalin'in hamlesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Annie's Hero Academia [Todoroki](düzenleniyor)
FanfictionTodoroki benden hoşlanıyor olamaz. O Yaoyorozu'dan hoşlanıyor olmalı kendi gözlerimle gördüm. Peki neden böyle davranıyor? Neden kalbimi hızlandırıyor? Benden hoşlandığını düşündürtüyor? Benden Annie Leonhardt'dan. Bir kötü adamın kahraman olma haya...