15. Bölüm

872 17 2
                                    

Defne

Yemekler servis edilirken Mert ile babası iş hakkında konuşuyorlardı. Bugün Mertle ikimiz evimizde ilk davetimizi veriyorduk. Sözde ailelerimiz kaynaşsın diye verdiğimiz davette kimse kimseyle konuşmuyordu. Bir süre sonra Mertle babası da konuşmayı bırakıp yemek yemeğe başladılar. Sonrası ise ölüm sessizliği. Masada ki tek ses çatal bıçak sesiydi. 

Neyse ki fazla uzun sürmedi. İlk konuşmaya başlayan tabiki de annem oldu.

"Çocuklarımızı böyle mutlu görmek ne kadar güzel öyle değil mi?" dedi gülümseyerek aslında  iyi bir başlangıç yapmıştı. Anneme cevap veren Mert'in annesi olmuştu.

"yaa ne demessiniz." dedi iğneleyici bir tonla ve bunu söylerken bana bakmıştı. Gözlerimi kısarak cevap vermemeyi seçtim ama içimdeki ses al o tabağı suratına yapıştır diye bağırıyordu.

Annem içimi okumuş olacak ki ortamı yumuşatmaya çalıştı.

"Aman aman allah bozmasın maşallah çocuklara. Ee Gülfem Hanım siz Haldun Beyle ne kadardır evlisiniz?"

Sevgili kaynanam yine aynı itici tonla "otuz yıl oldu ama otuz yıldır aynı aşk ve sevgiyle birbirimize bağlıyız" dedi ve eşinin elini tuttu anneme nispet yapar gibi. Annem gülümseyip suyundan bir yudum aldı. İşte geliyor. Bu masada Duru ve ben hariç kimse annemin bu gülümsemeden sonra laf sokacağını anlayamazdı. Annem gülümsemeye devam ederek Gülfem Hanımın gözlerine baktı.

"Belli suratınızda o kadar botoksa rağmen boy boy çizgileriniz duruyor. Ayol resmen beraber yaşlanmışsınız." dedi ve gülmeye başladı. Annemin bunları söyledikten sonra dayanamayıp kıkırdadım. Kimin annesiydi be. 

Gülfem Hanım'ın alnında sinirden damar çıkmıştı yüzü de kıpkırmızı olmuştu. Masada annemin kahkahasından başka ses yoktu derken Mert'in en büyük ağabeyi Mustafa girdi araya.

"Ne tuhaftır ki daha dün yanımızdan bile geçemeyecek tiplerle bugün masada yemek yiyoruz. Gerçi alkışlamak lazım çok uğraştılar bugünlere gelebilmek için. Şimdi rahat rahat yesinler yemeklerini. Başımızın gözümüzün sadakası olsun." Dedi ve yemeğini yemeğe devam etti. Gülfem Hanım oğluna gururlu bir bakış atıp anneme döndü ve tek kaşını kaldırıp gülümsedi. 

Mert abisi bunları söyledikten sonra sinirli sinirli ona bakıp uyarı mahiyetinde boğazını temizledi. Ne sanıyordu bunlar kendilerini? Benim evime gelip aileme hakaret edemezlerdi. Neyse ki annem altta kalmadı yoksa ben verecektim ağızlarının payını.

"Bizim oralarda bir laf vardır Kendini bir şey zannetme dünyanın en yüksek tahtına da çıksan, yine aynı göt ile oturacaksın.." 

Annemin bunları söylemesiyle Mustafa öksürmeye başladı ve hızla suyundan bir yudum aldı. Annemle pek iyi anlaşamıyor olsakta Annemi bugünkü performansından sonra  yemeğe çıkarmalıydım. Kadın resmen on dakika da iki Yazgan'ı susturmuştu.

Yazganların surat ifadesini görünce keyfim tekrar yerine geldi. Yemekler bittikten sonra salona geçmiş bir şeyler içiyorduk. Mertle annem sohbet ederken Duru da Mert'in ikinci abisi olan Ali Asafla konuşuyordu. Cenker de ikisini dinliyor Duruyla göz göze geldiğinde gözlerini kaçırıp dinlemiyormuş gibi yapıyordu. 

Cenkerle Duru'nun bu halini görünce ağızlarını aramaya karar verdim.

"Ee sizin okul nasıl gidiyor? İyi anlaşıyor musunuz? " diye sordum Cenker 'e bakarak

Cenkerle Duru göz göze gelip aynı anda cevap verdiler.

"Yaa baya iyi anlaşıyoruz"

Annem atladı yine " kendinize dikkat edin çocuklar koruyun birbirinizi" son kelimeleri Cenker'e bakarak söylemişti. Duruyu ima etmişti.

"Okulda insan yemiyoruz korunucağı bir şey yok." Dedi Cenker

"Ben birbirinize sahip çıkın diye dedim." Diye düzeltti annem. Cenker alayla cevap verdi.

"Niye kızınız eşşek kadar olmuş kendine sahip çıkamıyor mu?" Dedi. Ah, bu Cenker de çok fenaydı. Kesinlikle az değildi kaynanam kılıklı.

"Kimsenin bana sahip çıkmasına gerek yok." Dedi Duru anneme ve Cenker'e  bakarak.

Mert konuşmanın gideceği yeri anlayarak konuyu değiştirmeye çalıştı. Mert'in ailelerimizin bu tavrına rağmen hala sabırla direnmesi gerçekten takdirlikti. Ne sabır varmış benim kocamda da. Buraya yemeğe mi geldiler yoksa birbirlerine yedirmeye mi anlamış değilim. Buraya geldiklerinden beri herkes birbirine laf sokuyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp Mert'in dediklerine kulak verdim.

"... Şirkete gelecek misin?" Diye sordu Cenker'e. Haldun Bey araya girip oğlunun cevap vermesini beklemedi.

"Tabi ki gelecek yeter bu kadar gezip dolaştıği bir an önce şirkette ki işleri öğrenmesi lazım." Dedi. Neydi bu adamda ki de anlamış değilim. Hayır Cenker'e bayıldığımdan değil ama gençti nasıl olsa gezip dolaşmak onun hakkıydı. Ayrıca Cenker haricinde, Mert dahil olmak üzere uç oğlu daha vardı ve üçüde şirkette ayrı bölümlere bakıyor olsalarda üçüde çalışıyordu. Cenker'i bu kadar darlayacak bir durum yoktu ortada.

Cenker babasına cevap vermedi. Sadece göz devirmekle yetindi. Sonra annem Cenker'in biraz önce ki tavrına sinir olmuş olacak ki iğneleyici bir tonda konuştu.

"Aman oğlum aklını başına alda sonradan çok geç olabiliyor. Gerçi ben biraz disiplinsiz gördüm seni. Şirkette ne yapacaksın ki?"

Off yine başlıyoruz. Sanane ki anne. Az kaldı hepsinin kolundan tutup kapı dışarı edicektim. 

Cenker anneme gülüp konuştu. "Size ne ,ne yapacaksam yapıcam her şeyi bilmenize gerek yok haddinizi bilin yeter." Dedi Cenker ve annemin agzını kapattı.

Son olarak " Cenker!" Diye uyardı Mert. Bu bugünkü son kavga oldu. Bütün aile biraz daha oturduktan sonra ilk Mert'in ailesi sonra da annemle Duru kalkmıştı. Bugünün yıldızı kesinlikle Duru ve Mertti ne olursa olsun hiç duruşlarını bozmamışlardı. Kapidan annemleri uğurlarken annem söylenip duruyordu.

"Amaan ne fenalar hele o sarı çiyan yok mu? Neydi adı Cenker miydi? Bana bak Duru dikkat et o çocuğa okulda. Anası kılıklı pek fena. " diye söylendi ve bana dönüp ekledi "senin de o kaynanan yok mu? Gudubet kadın sinir etti beni. Butün gece surat astı haspam. Kiz ama nasıl laf soktum hahaa" annemin bu söylediklerine ilk başta Duru da bende göz devirmiştik ama masada ki o an gelince aklımıza anneme katılıp gülmeye başladık. Sonra Mert'in şoförü annemleri eve bırakmak için geldi ve kapı önünde ki kısa dedikodumuz yarım kaldı.

Herkes gittikten sonra Mertle baş başa kalmıştık. Salonda oturmuş viskisini içiyordu. Beni görünce gülümseyip " Ne gündü ama" dedi. Gülmeden edemedim. Haklıydı. Mert'in yanına gidip kucağına oturdum ve dudaklarını öptüm. Bunu hakketmişti. Annemin ailesine dediği o kadar seyden sonra yine de sabırlı davranmış hiçbir şey yapmamıştı.

İlk başta nazik olan öpüşmemiz sertleşirken Mert bir eliyle belimi diğer eliyle de bacaklarımı kavrayıp oturduğu yerden kalktı ve merdivenlere yöneldi. Biz nefes bile almadan öpüşmeye devam ederken merdivenleri çıkıp yatak odasına yöneldik.

Selam lütfen beğendiyseniz bolumlere Oy vermeyi unutmayın. Bol bol yorumlarınızı bekliyorum.

Bu bölümün yıldızı Defne için ne kadar Duru ve Mert olsada benim için Selma hanım (Defne ve Durunun annesi) ve Cenker bence😂😂 Size göre bu bölümün favorisi kimdi?

Şurası şoyle olsa daha güzel olur dediğiniz bir yer varsa yorum yapabilirsiniz. Bir de son olarak hangi çifti daha çok beğeniyorsunuz.

Defne - Mert

Duru - Cenker

Seda - Poyraz























Siyah Kuğu (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin