Duru
"Anne tamam anladım."
Annem dünden beri söyleniyordu. Dünkü yemek tam bir faciaydı. Herkes herkese laf sokmuş, kötü kötü bakışlar atmıştı. Gerçi herkes demek yanlış olur. Annem ve Yazganlar kapışmışlardı.
"Hayır kızımın evine yemeğe mi gittik bunlardan laf yemeğe mi belli değil? Bir de suratlarını çektik o kadar."
Anneme cevap vermeyip sadece göz devirmekle yetindim. Ağzıma birkaç lokma daha atıp kahvaltıdan kalktım, okula geç kalıyordum.
Hemen banyoya gidip saçlarımı düzelttim. Bugün maşa yapmıştım saçıma, gözlerime de hafif bir renk uygulamıştım. Gözlerimin yeşili ortaya çıkmıştı.
Çantamı da alıp tam çıkacakken annem seslendi arkadan
"Ne bu süs püs?"
Ayakkabılarımı giyerken cevap verdim.
"Hiiç her zaman ki halim."
Annem tek kaşını kaldırıp "her zaman ki?" Dedi şüpheyle.
Onu daha fazla dinlemeyip dışarı çıktım. Kapıyı kapatmadan önce sesini duydum. "Kız o Cenker'e dikkat et!" Demişti.
Dün gece Cenkerle de tartışmışlardı. O halleri aklıma gelince gülmeden edemedim. Annemi susturabilen tek Yazgan Cenker olmuştu. Annem de bu yüzden Cenker'e bilenmişti.
Düşüncelerin arasından sıyrılarak kulaklığımı taktım ve kalan yolu yürümeye başladım.
_________________________________________________
Okula geldiğimde kulaklığı çıkarıp girişe doğru yürümeye başladım. Yanıma doğru gelen Okan'ı gördüğümde ona gülümsedim. O da bana gülümseyip koluma girdi. Okan'ı seviyordum. İyi bir arkadaştı. Bu okulda bana kötü davranmayan bir o vardı. Okulun geri kalanı Cenker Yazgan ve tayfasından korktuğu için benimle konuşmuyordu. Anlayacağınız koca okulda yapayalnızdım.
Sınıfa girdiğimizde Cenkerle kısa süreli bir bakışmamız oldu. Beni baştan aşağı süzüp önüne döndü. Bende daha fazla sınıf ortasında dikilmeden sırama geçtim. Çok geçmeden hoca sınıfa girdi ve yoklamadan sonra ders anlatmaya başladı. Cenker de her ders yaptığı gibi kulaklığını takıp gözlerini kapattı. Ah para sen nelere kadirsin. Normalde devlet okulunda Cenker böyle bir şey yapsa dersin on dakikası hocanın kızmasıyla geçer. Geriye kalan yarım saat boyunca nasihat eder ve ders kaynardı. Burada ise Yazganlar okula çok fazla bağış yaptıkları için tüm hocalar (özellikle müdür) söz konusu Cenker olduğunda ağzını açıp tek kelime edemiyorlardı.
Eda hoca soruları tahtaya yazdıktan sonra arkasını döndü ve tüm sınıfa 'Şimdi boku yediniz ' bakışları attı ve sınıf defterini eline aldı. Harika! Listeden kaldıracaktı.
Eda hoca gözlerini kapatıp, işaret parmağını listede dolandırdı. Durduğunda gözlerini açıp o şanssız ismi söyledi.
"Okan gel çocuğum soruyu sen çöz." demesiyle tüm gözler Okan'a kaydı.
Okan oflayıp puflarken kıkırdamadan edemedim. Sıradan kalkıp tahtaya gidiyorken "başarılar" diye fısıldayıp pis pis sırıttım. Sonuçta arkadaş olamak bunu gerektirirdi. Okan çocuksu bir şekilde kafasını çevirip omzunu oynattı ve "hıhh" diye bir ses çıkardı.
Tahtaya çıktığında tüm dikkatimi ona verdim.
"Off hocam bune ya? Daha zoru yok muydu?" dedi ve işlemleri yapmaya başladı. Tahtada ki soru klasik bir yaş problemiydi. Okan kimse görmesin diye koca tahtanın üstüne kapanmış. Küçük küçük işlemler yapıyordu. En sonunda Eda hocaya dönüp şaşkın şaşkın baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kuğu (+18)
Genç Kız EdebiyatıYazgan ve Arat ailesi...Birbirinden nefret eden iki aile düşünün bu iki ailenin çocukları birbirine aşık olursa ne olur ? Defne Arat babasının intikamını almak için Mert Yazgan ile evlenir. O intikam duygusuyla yanıp tutusup, planlar kurarken kaderi...