"Şimdi Şampiyon'um, şöyle yapıyoruz. Bu evi yeniden düzenliyoruz. Yani her yeri güzelce süpürüp, siliyoruz sonra da sen aldığın o bir haftalık iznini iade ediyorsun ve şehir merkezinde bulunan şirketinize gidip artık bu şirkette çalışacağını söylüyorsun. Sonra ki günlerde beraber çalışıyoruz. Anlaştık mı?"
"Hayır Kupa Kızı. Kesinlikle kabul etmiyorum. Sen evde kalıp bol bol dinleniyorsun. İlaçlarını içtiğin için bu hastalığın yavaşlayacağını mı zannediyorsun Alin? Doktorun dediği daha milyon tane şey var. Ve sen bunların hepsini bizim için yapmak zorundasın. Anlaştık mı?"
Mecburi olarak başımı salladım. Ve sinirle yukarı çıkıyordum ki kolumu tuttu.
"Özür dilerim Güzelliğim. Ama yarın bir gün burada -elini karnımın üzerine koydu- küçük birisi olursa, o zamana şimdiden hazırlık yapmamız gerekiyor. Çünkü eğer ilerlerse o zaman ikinizi de kaybetmeyi göze alamam." diyip alnıma bir öpücük bıraktı.
Biliyordum her şeyi beni düşündüğü için yapıyordu. Ama işte her şey öyle olmuyordu. Yanağına bir öpücük bıraktım ve yukarı çıkıp eşyalarımızı yerleştirmeye başladım. Bundan sonra buradaydık. Geçen yaz ara sıra geliriz diye yaptığımız ama hiç gelmediğimiz bir yer yapmıştık. Üç katlı şirin ve küçük bir evdi. Kendi ailemiz için yapmıştık. Bize nasipmiş demek.
"Ah!" Sanki beynime şiddetli bir şekilde çekiçle vuruyorlarmış gibi bir his vardı. Elimdeki tişörtü bırakıp yere çöktüm ve başımı ellerimin arasına aldım. Allah'ım lütfen Fırat çığlığımı duymamış olsun, diye dua edip bir yandan da ağlarken içeri Fırat girdi.
"Güzelliğim!"dedi yanıma çöküp. "Ah!"dedim yeniden.
Çığlık çığlığa kalmıştım evin içinde. O kadar şiddetli bir ses vardı ki. Fırat ellerimi başımdan çekip yüzüme baktı.
"Sakin ol Alin!"dedi. Dediğini yapmaya çalıştım. "Sadece sakin ol. Derin derin nefesler al!"dedi yeniden. Dediğini yaptım. Derin derin nefesler aldım.
"Çok güzel bir ormanın içindeyiz. Pikniğe gelmişiz. Sen bize yiyecek bir şeyler hazırlarken ben kızımıza kitap okuyorum. Yeni doğmuş, gece ne kendi uyumuş ne bizi uyutmuş. Uyusun diye ona kitap okuyorum. Sonra sen ona sihirli bir öpücük bırakıyorsun ve kızımız uykuya dalıyor."dedi sakince. Dediklerini hayal ettim. Ve geçti. Beynimin içinde dönüp duran ses, geçip gitti.
Başımı göğsüne koydum ve kendimi sakinleştirdim. "Şimdi daha iyi misin?" dedi kollarını bana sararken.
"İyiyim."dedim sakince.
"Güzelliğim..."dedi saçlarımı koklarken. "Nerden aklına geldi?"dedim.
"Ne, nerden aklıma geldi?"dedi gülerek.
"Anlattıkların."dedim gözlerimi kapatarak.
"Bilmem. Sadece düşündüm sanırım."dedi. "Çok güzeldi."dedim.
"Kızımız olması mı güzeldi?"dedi dalga geçerek.
"Hayır. Üçümüzün ormanda olması."diye cevapladım.
"Sizinle olan her şey çok güzel olacaktır. Bundan eminim."
Güldüm. Birkaç dakika daha öyle kaldıktan sonra yarım bıraktığımız işlerimize geri döndük.Yarım saat kadar sonra dışarıdan gelen bir korno sesiyle pencereye yöneldim. "Ne!?"dedim şaşırarak. Fırat arkadan gelip ellerini belime yerleştirdi.
"Umarım beğenirsin bu küçük sürprizimi." Güldüm.
"Hepsi dana gibi. Neresi küçük bunların?"dedim dışarıdakilere bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle İşleri
Teen FictionYepyeni bir yaz öyküsü okumaya hazır mısınız? Birbirinden güzel insanlarla beraber olacağız. Bu kitabın dizisi çekilsin diye hep birlikte çıldıracağız.Hazır olun!! :)