Bu kesinlikle şaka olmalıydı. Evet bu saçma işi başımıza ben açmıştım ama... Bu kadarına gerek olacağını hiç düşünmemiştim. Ah, ne kadar aptaldım. Ne olurdu o kadar içmeseydim... Ne olurdu sakince bir köşede otursaydım... Sürekli Jimin'e sapık diyordum ama sanırım asıl sapık bendim. Çocuğun hiçbir şey yaptığı yoktu.
"Hadi Seulgi!"
"Of! Tamam, geliyorum!"
Aynadaki görüntümü bir kez daha kontrol ettikten sonra aşağı indim.
"Dediğim gibi Min Jee teyze. Sadece bir yemek yiyeceğiz. Zaten diğerleri de var. Haftasonumuzu iyi değerlendirmek istedik."
"Sana güveniyorum Jimin oğlum."
Annemin söylediklerine büyük bir ustalıkla göz devirdim. Nasıl izin vermişti, hala sorguluyordum.
"Yanlış kişiye güveniyorsun."
"Sen sus."
"Anne senin kızın benim. Jimin değil. Kendine gel."
"Çocuk ne kadar kibar görmüyor musun?"
Kahkaha attım ve işaret parmağımı Jimin'e doğrulttum.
"Kibar mı? Bu mu?"
Jimin ciddi görünmeye çalışarak anneme baktı.
"İznini isteyeceğim Min Jee sultan. Bizi bekliyorlardır."
"Of yalakalık yapma da yürü."
Onu sırtından kapıya doğru ittirdim. Annem arkadan,
"İyi eğlenceler. Dünki gibi olmasın Seulgi."
Umarım anne. Umarım bu iş bir önce biter de sıcak yatağıma rahatla girebilirim.
Evden çıkıp kapıyı kapattığımda Jimin çoktan arabaya gitmişti. Ben de peşinden gidip arabaya bindim."Neden? Neden bu kadar şanssızım? Çocuk gibi sevgili rolü keseceğiz resmen."
"Benim gibi birini bulmuşsun, hala şanssız olduğunu söylüyorsun. Çok ayıp."
Jimin gülerken suratıma ağlamaklı bir ifade yerleştirdim.
"İstemiyorum. Kimseyle tanışmak istemiyorum."
"İnan bana benim de bu gece için planlarım böyle değildi ama maalesef-"
"Ne? Neymiş bu gece için planların?"
Bir yandan arabayı sürerken sırıtarak bana bir bakış attı.
"Sanane?"
Hızlıca önüme döndüm. Haklıydı. Bananeydi.
"Tamam. Plan hazır. Birkaç gün sonra büyük bir kavga ve bum! Aşk bitti."
"Dün öyle söylemiyordun 'aşkım' ?"
"Bir de sana 'aşkım' mı dedim? Ah, cidden aklım almıyor."
Gülerek arabayı parketti. Ne ara geldiğimizi anlamamıştım bile. Jimin'in ailesinin evi çok daha büyüktü. Bunlar para içinde yüzüyordu gerçekten. Kapının önüne geldiğimizde parmaklarıma dolanan parmakları hissettim. Hızlıca ona döndüm.
"Hey! Ne yapıyorsun?"
Göz devirdi ve sahte bir şekilde gülümsedi.
"Sevgiliyiz. Unuttun mu?"
"Belli etmemiz için el ele olmamız gerekmiyor."
Sırıtarak bana döndü.
"Gerçekçi görünmeliyiz. Ha, eğer benim göstermek için farklı yollarım var diyorsan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IRREGULAR } ❝𝙨𝙚𝙪𝙡𝙢𝙞𝙣❞
Fanfiction~ 🥀 ❝𝙗𝙪𝙩 𝙬𝙝𝙚𝙣 𝙮𝙤𝙪 𝙨𝙖𝙞𝙙 '𝙃𝙚𝙡𝙡𝙤', 𝙄 𝙠𝙣𝙚𝙬 𝙩𝙝𝙖𝙩 𝙬𝙖𝙨 𝙩𝙝𝙚 𝙚𝙣𝙙 𝙤𝙛 𝙞𝙩 𝙖𝙡𝙡.❞