Barları az severim, çünkü kalabalıktan çok nefret ederim. Ahmet beyi görünce yanına gidip oturduk. Oturduk ama ahmet bey ayağa kalkıp melisle bizim aramıza oturmuştu. Melise dönüp elini öptü. Busefer melisin nasıl izin verdiğini anlamış değildim.
Ahmet:Merhaba melis hanım. Çok şıksınız.
"O kadarda değil, arzu hanım gibi şık değilim ama yine de teşekkürler ahmet bey, bu arada toprak bey bana olanları söyledi."
Arzu:Teşekkür ederim melis.
Ahmet: Tekrar söylüyorum senin gözlerin çok güzel yerlere gelicek. Bir kaç örnek gözlük getirdim. Dediğinde bu Ahmet beyi hiç gözüm tutmuyordu. Melise hemen senli benli davranmaya başladı. Melis tam konuşucakken sözünü kesip "Hadi başlayalım o zaman" dedim. Fakat ahmet bey "Toprak dur daha, şu gözlükleri deneyeceğiz." diyip Melis bana bakarak kaş göz yaptı. Ne yaptığını anlamamışcasına "Peki ahmet bey, fakat o gözlükleri ben alayım." Diyip Ahmet beyin elinden aldım ve melisin yanına ilerledim.
Gözlükleri teker teker takarken sadece melisin gözlerine odaklanmıştım. Mavi gözleri ne kadar güzeldi ve nedense gözlükte yakışmıştı. Gözlüğü düzeltirken melis bir an elimi tuttu. O an içimde bir şey oldu. Tam olarak me olduğunu anlamamıştım. Melis elimi bırakıp gözlüğü kendi düzeltti.
Ahmet:Çok güzel oldu. Diyerek melisin elini tutmaya çalıştı.
4-5 dakikadır. Ahmet bey melisi dikizleyip duruyordu ve ikide bir bacaklarına bakıyordu. Bu beni daha çok sinirlendirmişti. Dövmemek için kendimi zor tutuyordum ama yapamazdım. Bu işi 3 yıldır bekliyorduk.
Kafamı arkaya çevirip baktım. Arzu ve kerem bara gelen arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Tekrar kafamı öne çevirip melise baktım. Sanki sıkılmış bir durumu var gibiydi ve bardan gitmek istercesine bana bakıyordu.
Toprak:Ahmet bey daha gecikmeden şu iş konusunu konuşsak. Biliyorsunuz kızım evde.
"Aynen ahmet bey bende eve geçiçem"
Ahmet:Tamam ya. Çok söylendiniz. Dediğinde elimi yumruk yaptım ve yalandan tebessüm ederek arkamı döndüm. Arzuyla, kereme seslendim ve onlar da gelip iş konuşmaya başladık.
MELİS
İşle alakalı konuşurken kafam balon gibi şişmişti ve sonlara da geliyorduk. Ama benim tuvaletim gelince ayağa kalkıp "Bir dakikalığına lavaboya gitsem sizin için bir sakıncası olur mu?" Dedim. Ahmet bey gülümseyerek masada olan elimin üstüne kendi elini tekrar koydu ve "Tabi canım" dedi. Kaşlarımı çatarak elimi çektim ve lavaboya ilerledim.
Lavaboya geldiğimde hemen içeri girdim ve aynaya baktım. Bu işi nedense istemiyordum. "Ahmet bey kim ki benim elime dokunuyor, sakin ol melis" diyip musluğu açtım ve elimi yıkadım.
Toprak beylerin yanına geldiğimde yerime oturdum ve her zamanki gibi tebessüm ettim.
Ahmet:İçkilerimiz nerde? Dediğinde şaşırdım ve toprak beye baktım. Nedense Ahmet beye karşı tek kaşı kaldırmış bakıyordu. Eline de baktığımda yumruk yaparcasına sıkıyordu. Bir an garipsedim niye böyle davranıyor diye..
Arzu:İyi misin?
"Sıkıldım biraz."
Arzu:Az kaldı dayan. Diyip Ahmet beyi dinlemeye başladık.
Ahmet:O zaman şu iş konusu onaylandı.
Toprak:Aynen. Dimi melis.
"Evet."
Ahmet:Tamam o zaman yarın holdinge gelip sözleşmeyi imzalarsınız. Unutmuşum ofiste. Diyerek bana baktı. "Tamam." Dediğimde hepimiz gülümsedik toprak bey hariç ve onlar şarap bardaklarını kaldırıp birbirlerine vurdular.
