I'm always with you | Supercorp

Supergirl is back!

Saatlerce oturdular. Alex uyuya kalmış, Kara Lena'ya bakıyordu. Odada Lena'nın kalp atışlarını sayan monitörün biplemeleri yankılanıyordu. Ama bu bipleme düz bir sese dönüştü. Kara kafasını kaldırıp Alex'e baktı. Alex hızlıca doktoru çağırdı. Doktor telaşla koştu ve kalp masajına başladı.

"Kalbi daha önce durdu mu?"

Alex monitöre bakarak cevap verdi.

"2 kez."

"İç kanaması olabilir."

Kara doğum günü hediyesi olan gözlüğünü aldı ve Oliver'ın dediği gibi yanına iki kez dokundu.

"İÇ KANAMASI VAR"

Doktor diğer sağlıkçılara seslendi.

"Ameliyata hazırlayın!"

Alex kardeşine sarıldı. "Sorun çıkmayacak. Bana güven."

Doktor, Alex ve Kara'ya döndü. "Dışarıya çıkmalısınız. Ameliyat edeceğim."

Alex Kara'yı dışarı çıkardı. Beklemeye başladılar.

**

2 saat olmuştu. Kara ağlamıyordu. Yumruklarını sıkmış tek noktaya bakıyordu. Tek kelime konuşmamıştı. Alex ise ne yapacağını bilmiyordu. Doktor kapıyı açıp dışarı çıkınca ikisi de ayağa kalktı. Kara ilk defa konuşmuştu.

"Durumu nasıl?"

Doktor kocaman gülümsedi. "Ameliyat kusursuz geçti. Lena çok güçlüydü. Birkaç saate uyanır."

Kara Alex ve birbirine sarıldı.

"Risk kalmadı mı şimdi?"

"Hayır direktör. Kalmadı. Sorun yok." Doktor cevap verdi.

"Yanına girebilir miyiz?"

"Odada aynı anda 1 kişi bulunsun sadece."

"Tamam."

"Her şey in teşekkürler." Kara doktor ile tokalaştı.

"Ne demek." gülümsedi ve gitti.

"Kara beni ameliyat sırasında operasyona çağırmışlardı. Ona yetişmem lazım-"

Kara devamını dinlemedi bile. "Görüşürüz"

Alex operasyona gitti.

Kara uçarak Dublin'e gidip Lena'nın en sevdiği yemekleri aldı. Lena'nın yanına geri döndü ve oturup onu izleyerek beklemeye başladı.

**

Lena vücudundaki inanılmaz ağrıyla gözlerini araladı. Kafasını çevirdiğinde Kara başında oturuyordu ama uyuya kalmıştı. Lena güldü. Lena'nın gülüşünü duyan Kara hemen uyandı.

"Lena?"

"Kara." Tebessüm etti.

"İyi misin? İyisin değil mi?"

"İyiyim."

"En sevdiğin yemeği aldım."

"Hangi Cafe'den? Ben hiç bulamamıştım."

"Ee.. Dublin'den adını okuyamadığım bir cafe.."

"Cidden bana yemek almak in Dublin'e mi gittin?"

"Elbette. Şimdi bu kadar çene yeter." Kara yatağı dikleştirdi ve yemek paketini açtı. Lena elini uzatınca ellerini tutup yatağa geri koydu.

"Hayır hayır hayır. Sen kendini yormuyorsun."

"Şartlar değişti diyorsun yani." Lena güldü.