I'm always with you | Supercorp

Breakfast

"Yani.. Seni başka bir kadınla yan yana görene kadar birinin Potsticker'ımı almasıydı ama.."

Alex kriptonit ile Bizarro'yu vurdu. Kara Bizarro'yu bıraktı ve koşarak kardeşi ve Lena'ya sarıldı. Ajanlar içeri girip Bizarro'yu kriptonit kelepçe ile tutukladılar.

Alex sarılmayı bıraktı. "Nasıl kriptonit varken bu kadar güçlü kalabiliyorsun? Bizarro etkilenmiyordur diye tahmin edip senden şüphelenmiştim."

"Artık Kriptonite ile uğraşa uğraşa alıştım sanırım."

Lena Kara'ya tebessüm ediyordu. Alex gözlerini kapattı.

"Tamam bakmıyorum öpüşün hadi ehehe"

Kara güldü ve Lena'yı öptü. Alex ise gözlerini açmış onlara bakıyordu. Kara öpmeyi bırakıp tekrar sarıldı.

"Sana dokunmadı değil mi?"

"Hayır"

"Oh" Lena'nın saçlarını okşayıp düzeltti. Ajan içeri girdi. "Lilian Luthor kaçtı."

Alex gözlerini devirdi. "Tamam. DEO'ya dönüyoruz. Diğerlerine haber ver."

Ajan selam verdi ve odadan çıktı.

"Hadi siz evinize gidin. Buralar bende."

"Emin misin? Yardım edebilirim."

"Yok yok. Git sen. Bir numaralı kahramanın Lena Luthor seni yine kurtardı zaten. Sorun kalmadı."

"Tamam" Lena'nın elini tuttu ve kriptonitten yeterince uzaklaşana kadar yürüyüp sonra eve uçtular.

**

"Nasıl hissediyorsun?" Lena Kara'nın saçlarıyla oynamaya başladı.

"İronik gelebilir ama.. Enerjik!"

"Ne kadar?"

"Aklından ne geçiyor?" sırıttı.

Lena'da sırıtmasına eşlik etti.

**

Lena Kara'ya sarılmış uyuyorlardı. Kara gözlerini araladı ve Lena'nın saçlarıyla oynayarak dudağına küçük bir buse kondurdu.

"Günaydın."

Lena tebessüm etti ve gözlerini açtı. "Günaydın."

Lena Kara'yı öptü ve sarılmayı bırakıp yatağın köşesindeki sabahlığını giyip ayağa kalktı.

"Kahvaltı?"

Kara tebessüm etti ve Lena'yı birkaç saniye izledi. "Olur."

"Kalk giyin hadi."

"Sen giyinmesende olur."

"Tabi. L-Corp'a da böyle giderim."

Kara tam kaşlarını çatmış cevap verecekti ki Lena Kara'nın ağzını eliyle kapattı ve güldü.

"Şaka. Şaka yaptım."

Kara Lena'nın elini öptü ve ağzından çekti. "E giyin o zaman bari."

"Bu arada.. Gerçekten Kate'in sana aldığı dövmeyi yapmışsın!" Kahkaha atmaya başladı.

Kara omuz silki ve güldü. "Senden başkası göremez sonuçta."

Lena tebessüm etti ve Kara'yı yanağından öptü. "Bugün sana yemek yapmayı öğreteceğim."

"Bence gerek yok.."

"Kara.."

"Nasıl yapıyoruz şef?"

Lena zafer gülümsemesiyle Kara'yı elinden tutup mutfağa götürdü.

"Kek yapalım."

"Nasıl istersen."

Lena eşyaları çıkardı. Ama un paketini yerden kaldıramadı. Kara sırıtıyordu.

"Yardım istemeyeceksin değil mi?"

"Hayır."

Kara gitti ve tek eliyle kolaylıkla unu alıp tezgaha koydu.

"Şimdi?"

"Bende alabilirdim."

"Tabii ki alırdın. Sadece zamandan tasarruf etmek istedim."

"İyi öyle olsun. Undan kaba koy biraz."

Kara kabın tamamını unla doldurdu.

"Upss. Elimden kaçtı"

Lena güldü ve fazlalık unu pakete tekrar doldurdular.

"Şimdi?"

"Yumurtaları al. Kırarken dikkat et ama. Bak bu şekilde" Lena yumurtayı nazikçe tezgaha vurarak çatlattı ve yumurta kaba döküldü.

Kara kafa salladı ve yumurtayı çatlatırken parçaladı. Lena Kara'ya ellerini tutarak yardımcı oldu.

"Sen bana dokunurken her şey çok kolay."

"Kara." Güldü. "Odaklan yoksa aç kalacağız."

**