𝚜𝚎𝚛𝚎𝚗𝚍𝚒𝚙𝚒𝚝𝚢

169 30 32
                                    

Neredeyse yarım saattir banyoda, yarısı paslanmış aynadan kendime bakıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neredeyse yarım saattir banyoda, yarısı paslanmış aynadan kendime bakıyordum.

Çok iyi bir iş başarmıştım, kıvır kıvır buklelendirdiğim saçlarıma gururla baktım. Bu dönemde saçları kıvrıştırmak hiç de kolay bir iş değildi. Üstümdeki mavi kadife elbiseyi elimin ucuyla yavaşça düzelttim. Üstüme tam oturmuştu, Yoongi'nin bedenimi tahmin edebilmesine çok şaşırmıştım.

Çıkmadan önce eğilip ellerimi yıkadığım sırada gözlerim, köprücük kemiğimin biraz altında kalan kar tanesine ilişmişti. Durdum ve elbisenin yakasını aşağı çekerek izin üstünden geçtim. Normal zamanlarda varlığını bile hatırlamadığım bu iz, bu akşam çok farklı hissettiriyordu. Sanki sızlıyor ve uyuşuyordu. Ama kötü bir his değildi. Beni içten içe sarhoş ediyor gibiydi.

"Geç kalıyoruz!"

Gözlerimi devirip elbisemi düzelttim ve izi kapatıp kapının kilidini açtım. Koridora adımımı atar atmaz Yoongi'yle karşılaşmıştım. Üzerinde gece mavisi bir takım elbise vardı. İçindeki gri çizgili yeleğin cebinde köstekli bir cep saat takılıydı.

"Neden öyle bakıyorsun?" dedi birden düşüncelerimi bir duman gibi dağıtarak.

Kendimi tutamayıp gülümsedim, "Çok iyi görünüyorsun."

Dudağının kenarı yavaşça kıvrıldı, "Alışma bence. Sadece bu gecelik."

"Olsun." dedim omuzlarımı yavaşça silkerek, "Gidiyor muyuz?"

Yoongi kafasını sallayarak gülümsedi, "Gidiyoruz." dedi ve girmem için kolunu uzattı.

Kollarımız kenetlenmiş bir şekilde sokağa çıktık. Günün bu saatlerinde durgun olan sokakta şimdi her yerde birileri vardı. Gaz lambaları ve fenerlerle aydınlatılan sokaklar ışıl ışıldı.

Yürümeye devam ettikçe müziğin sesi artıyordu. kalbim heyecanla kıpır kıpır olmuştu. Az sonra karşımıza büyük kırmızı bir çadır çıkınca merakla Yoongi'ye yanaştım,

"Orası mı?" diye sordum çadırı işaret ederek.

Yoongi bir şey söylemeden kafasını salladı. Takımının içine zorla hapsedilmiş gibi görünüyordu. Bu halini görünce suratımı astım,

"Yalandan da olsa gülmelisin."

"Ne?" dedi omzunun üstünden bakarak.

Kafamla kendisini işaret ettim, "Elbise alıp beni dansa davet ediyorsun ama yüzün sanki seni silah zoruyla getirmişim gibi. En azından gülümse."

Yoongi söylediklerimi dikkatle dinleyip kafasını salladı, "Üzgünüm, beni bağışla. Biraz düşünceliyim o kadar. Seninle bir alakası yok."

Çadırın içine girerken Yoongi'ye göz ucuyla bakındım, "Emin misin? Çünkü eğer öyleyse geri döne-"

Hafifçe gülümsedi, "Buna gerek kalmayacak." diyip gülümsemesini işaret etti, "Bak."

[✓] burn to ashes » wengaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin