𝚎𝚙𝚒𝚙𝚑𝚊𝚗𝚢

162 28 27
                                    

"Elimden geleni yapacağım derken ne demek istedi o adam Seungwan?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Elimden geleni yapacağım derken ne demek istedi o adam Seungwan?"

Kucağımdaki defteri sertçe kapattım ve karşımda akıp giden nehre baktım, "Ne anladıysan onu demek istedi Yoongi."

Banliyödeki müzeleri ziyaretimizin üstünden iki gün geçmişti ama Yoongi hala bazı şeyleri yerine oturtamamış gibiydi. Önünden geçen komşularımızdan birine selam verip yeniden bana döndü,

"Onun..yani o adamın, Chanyeol'ün yani, aradığımız tabloyu bulabileceğini düşünüyor musun?"

"Belki." dedim sakince, "Başka şehirlerde tanıdıkları olduğunu söyledi. Belki de tablo oradadır, bilmiyorum."

Yoongi bir şeyler daha söyleyecek gibi olmuştu ama o sırada müşteri gelince sustu. Müşteri kara kalem istemişti. Yoongi'nin buna içten içe sevindiğini biliyordum. O çizimini yaparken ben de defterimi yeniden açtım ve hesaba kaldığım yerden devam ettim.

Yavaş yavaş karanlık çöküyordu. Yoongi resminin son rütuşlarını yaparken ben de etrafa rastgele bıraktığı yağlı boyalarını toplamaya başladım. Az sonra müşteri de ödemesini yapmış ve portresini alıp yanımızdan uzaklaşmıştı.

Yoongi şövalesini omzuna atıp diğer eline boş tuvalini aldı ve benimle beraber eve yürümeye başladı.

"Hava çok güzel. Dünün aksine." dedi düz bir sesle. Belki de kendi kendine konuşuyordu anlamamıştım.

Apartmana girdiğimizde Bay Ricci'yi posta kutularının başında bulmuştuk. Bize döndüğü anda Yoongi beni belimden tutup kendine doğru çekmişti. Bunu o kadar hızlı yapmıştı ki şaşkınlıktan dudaklarımın arasından garip bir ses kaçmıştı.

"İyi akşamlar Yoongi, Bayan Min." dedi Bay Ricci ikimizi de inceleyerek. Ben kibarca gülümsemeye çalışırken Yoongi'nin belimdeki parmakları sıkılaşıyordu,

"Size de iyi akşamlar Bay Ricci." diyerek karşılık verdi ve hemen merdivene yöneldi.

Yoongi belimi ancak eve girdiğimizde bırakmıştı. Kapıyı arkamdan kapatıp kilitlediğine emin olduktan sonra diğer elindeki şövaleyi koridora bıraktı,

"Lanet olası adam." dedi dişlerini sıkarak.

Kaşlarımı çattım, "Ne oldu?"

"Bu adamı görmekten nefret ediyorum. Ne zaman sana bakacak olsa o sıska boğazına yapışmak istiyorum."

"Saçmalama Yoongi." dedim gergince gülerek, "Eminim sadece normal bir komşu olarak bakıyordur."

Bu söylediğime ben bile inanmamıştım ki Yoongi bana dönerek tek kaşını kaldırdı, "O adam mı?" dedi gülerek, "Eminim nereden bir açık yakalasam diye bakıyordu."

"Her neyse. Şimdi bunu düşünme." dedim elimi sallayarak, "Git ve üzerini değiştir. Ben de yemek için bir şeyler yapacağım."

Yoongi yüzünü astı ve sırtını bana dönerek odasına doğru ilerlemeye başladı, "İşte şimdi bir eş gibi konuştun."

[✓] burn to ashes » wengaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin