"Seni affediyorum Min Yoongi. Benden vazgeçmiş olsan dahi seni affediyorum."
Bu ses bana ait değildi. Korku içinde irkilerek Yoongi'nin kollarından geri çekildim. Bu hareketim Yoongi'yi de endişelendirmişti,
"Seungwan? Bir sorun mu var?" diye sordu hemen.
Yüzümde kalan yaşları hızlıca sildim, "Ben..bilmiyorum, bir ses duydum sandım."
Durup etrafına bakındı ama ikimizden başka kimse yoktu. Bunun üstüne pek düşmeyerek gülümsemeye çalıştım,
"Seni affettiğime göre şimdi bana bir gelato borçlusun."
Yoongi beni ciddi bir ifadeyle dinledikten sonra gözlerini devirdi ve arkasını dönüp yürümeye başladı,
"Neli istiyorsun?" diye bağırdı bana dönmeden.
Ellerimi sevinçle çırparak Yoongi'nin peşine takıldım. Arkasından geldiğimi bildiği için dönüp kontrol etme ihtiyacı duymamıştı.
Yoldan geçerken insanları izlediğim için Yoongi'nin her zamanki gelatocusunu geçtiğini sonradan fark ettim. Adımlarımı hızlandırarak yanına gittim,
"Uhm..hani gelato alıyorduk?"
Gözlerini yoldan ayırmadan yürümeye devam etti, "Alıyoruz." dedi kafasını sallayarak.
Bana bakmasa da arkamızı işaret ettim, "Ama her zamanki yeri geçtik."
"Bugün başka bir yere gidiyoruz çünkü."
Gözlerimi şaşırarak açmıştım, "Başka bir yere mi? Neden?"
Yoongi bir anda durarak bana döndü, "Küçük meraklı bir çocuk gibisin." Kaşları çatılmıştı ama bu zaten onun her zamanki haliydi.
"Ama merak ediyorum~" Yoongi yeniden yürümeye başlayınca peşine bir kez daha takıldım.
Bir süre sonra ona soru sormaktan vazgeçmiştim. Dudaklarımı büzdüm ve keyifsiz bir yüz ifadesiyle yürümeye devam ettim. Yürürken bir yandan da mağaza vitrinlerine bakıyordum. Bazılarında küçük çocuk kıyafeti, bazılarında ise kadın kıyafetleri vardı.
Bu dönemin modası günümüzle çok farklı olduğu için bu kıyafetlere hep merakla bakıyordum. Sadece kitaplarda, belki de eski fotoğraflarda görebildiğim her şey şimdi gözlerimin önünde duruyordu.
Yürümeye devam ederken camekanlardan birinde bir elbise görüp durdum. Elbiseye daha yakından bakabilmek için adımlarımı mağazaya çevirdim. Camın önünde durduğumda tek odağım elbise olmuştu.
Çok bir esprisi yoktu, sıfır kollu bir elbiseydi ve diz altında bitiyordu. Günlük elbiseler gibi kabarık değildi aksine dümdüz iniyordu ama mavi kadife kumaşı ile çok asil duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] burn to ashes » wenga
Fanfic"Aşk, sadece kaybedenin hayatta kalacağı bir oyun. Bir kere kaybettim, bir kez daha kaybetmek istemiyorum. " Wendy x Suga Tür: Timetravel!au , 1920's ✐15.12.2019 ✎26.01.2022