Today bir kere daha kızına seslendi. "Stella! Gelir misin lütfen?"
On yaşında Stella Helena Black uyandığından beri pencereden dışarıyı izlemekteydi. Aslında bunu yapması gereken Harry Potter masada vaftiz babasının yanında otururken, Stella annesinden aldığı inatla dışarıyı izlemek ve gelecek olan baykuşu görecek ilk kişi olmakta oldukça ısrarcıydı. "Hayır."
Today pes ederek Sirius'a döndü. Sirius ise tabağındaki zeytinlerden bir piramit yapmaya çalışarak Harry ve Nick'i eğlendirmekle meşguldü. Nicholas annesinin bakışını fark edince "sanatına" son rötuşunu yapan babasını dürttü. Sirius gülümseyerek Today'e "Tatlım?" diye sorarak neyi kaçırdığını anlamaya çalıştı.
"O kadar zeytini cidden yiyecek misin?" dedi Today tabaktaki siyah piramide bakarak. Sirius cevap vermeden devam etti. "Stella'yı çağırır mısın lütfen?"
Sirius, pencereden dışarıyı izleyen kızına baktı. Çocuklarının ikiz olacağını öğrendikleri zaman Sirius bu durumu büyük bir neşeyle karşılamıştı, Today ise hissettiği korkuyu saklamayı pek becerememişti. Today Poison, bir abiye ve ikiz kız kardeşe sahipti. Abisi ile olan ilişkisinin diğer kardeşlere örnek olacak cinsten iyi olmasına karşın ikiz kardeşi ile tam anlamıyla düşman olmuşlardı. Çocukluklarında başlayan bu nefret June Poison'ın, ikizi Today'i öldürmeyi denemesine kadar gitmişti. Remus Lupin sayesinde kardeşinin ölümcül pençesinden kurtulan Today, kendi çocuklarının geleceği için endişe etmekten kendisini alamamıştı. Stella ve Nick'i yetiştirenler kendisi ve Sirius olacaktı, kan takıntısı yüzünden bütün Poison ailesinin parçalanmasına sebep olan babası Novem Poison olmayacaktı. Bu iki çocuğun büyürken birbirlerinden nefret etmesi imkansız gibiydi ve çocuklar ayaklanmaya başlayıp, büyüdüklerinde Today'in endişelerinin boşuna olduğu gayet anlaşılmaktaydı. "Ya bizim gibi olurlarsa? Ya June ve ben gibi olurlarsa?" diye sormuştu sarışın cadı Sirius'a çocuklar yeni doğduğunda. Sirius kucağındaki Harry'i uyandırmamak için fısıltıyla "Öyle bir şey olmayacak." demiş ve beşiklerinde uyuklamakta olan çocuklarına gülümseyerek bakmıştı.
İki çocuğun birbirine benzediğini söylemek yalan olurdu. Benzerlikleri daha çok fizikseldi. Fakat karakterleri anne ve babalarından aldıkları özellikler ile şekillenerek birbirinden ayrılmıştı. On iki dakika ile daha büyük olan Stella, çoğu açıdan Sirius'u andırmayı başarıyordu. Babasından aldığı gri gözleri tıpkı onun gibi hep bir muziplik ile parlayıp duruyordu. Sirius'un yaramazlık yapmaya olan düşkünlüğü ve Today'in onaylamadığı tehlikeli eğlence anlayışı, bizzat Stella'ya geçmiş gibiydi. Sirius'un sınırları zorlayan cesareti de Stella'nın miras aldığı bir özellikti. Minik cadı annesinden ise bu sabah somut bir biçimde sergilediği inadını ve zamanında Today'in başını hep belaya sokan açık sözlülüğünü almıştı. Bu özellikler bir araya toplandığında Stella Helena Black'in gelecekte Hogwarts'ta ya başarılı bir cadı ya da başarılı bir yaramaz olacağı öngörülebilmekteydi. Nicholas ise Stella'nın aksine daha çok Today'i temsil eden bir kişiliğe sahipti. Annesinin Ravenclaw aklının ona miras kaldığı, küçük çocuğun kurduğu cümlelerden dahi anlaşılmaktaydı. Kız kardeşinin aksine daha sakin bir yapısı olmasına rağmen Nick'in de başına bela açmak konusunda eşsiz bir yeteneği vardı. Ama her seferinde bunlardan sıyrılmayı ve yakalanmamayı başarabiliyordu. Sirius ile aynı olan gri gözleri genellikle Today'in taşıdığı bakışlara ev sahipliği yapıyordu. Nicholas'ın duruşundaki asillik ise tıpkı babasındaki gibi Black kanından kaynaklanmaktaydı. Bu farklılık iki kardeşin anlaşmasını ve aralarındaki kardeşlik bağını hiç etkilememiş , aksine daha güçlendiriyor gibiydi. Nicholas her zaman Stella için oradaydı. Stella ise kardeşine inanılmaz bir derece düşkündü.
İki Black çocuğu, kardeşleri olarak gördükleri Harry Potter için ise vazgeçilmezlerdi. Harry kendini bildiğinden beri hep Stella ve Nick ile beraberdi. Onların olmadığı bir hayat pek hayal edemiyordu. Stella'nın heyecanla beklediği baykuşun getireceği mektup, Harry'i bu yüzden biraz korkutuyordu. Bu, onun teyzesine yaptığı ziyaretler haricinde ilk defa evden, Black ailesinden ayrılacağı zamandı. Today, Hogwarts'ın büyüleyiciliğini küçük çocuklara sık sık anlatır, Harry'e orada tanıdığı ve hayatının önemli parçası haline gelen Lily ve James'in yaşadıklarını hüzünlü bir gülümseme ile aktarırdı. Sirius, Hogwarts'ta dostlarıyla birlikte yaptıklarını bazı akşamlar neşeyle anlatırdı. Today bu anlatılan anıların genellikle Peter'ın olmadıklarından seçildiğini fark ederdi. Harry, Peter Pettigrew ile alakalı pek bir şey bilmiyordu. Geçmişte çekilen fotoğrafların arasında sıklıkla gördüğü bir yüz olduğu için altı yedi yaşlarındayken vaftiz babasına o büyücünün kim olduğunu sormuştu. Sirius ne diyeceğini tam olarak bilemeyerek "Eski bir arkadaş."diye mırıldanmıştı. Peter Pettigrew, eski bir arkadaştı. Dostlarına ihanet eden, hepsini kandıran, onu hep koruyan James'in ölümüne sebep olan ve izin veren bir arkadaştı. Ama Harry o an sadece küçük bir çocuktu. Ebeveynlerinin öldüğünü bilse de bunun karanlık tarafını Sirius ve Today ona anlatmayı henüz uygun bulmamışlardı. Bu, onların bile kaldıramadığı, kabuslarını süslediği bir gerçekti. Harry'in bunu öğrenmesi için daha zaman vardı. James ve Lily'nin anılarını dağınık siyah saçlı minik büyücüye tek anlatan Today ve Sirius değildi. Remus da her geldiğinde, ki sık sık gelmekteydi, hatıraları tatlı bir sesle anlatırdı. Fakat genellikle vaftiz çocukları olan Stella ve Nick'in, özellikle Stella'nın peşinden ayrılmamasından dolayı anlatılan anılar kısa olurdu. Sevdiklerine fazlasıyla düşkün olan Stella için Remus çok özeldi. Remus Lupin her ziyarete geldiğinde Today ve Sirius kızlarının gözlerindeki hayran dolu bakışları rahatlıkla seçebilirdi. "Sanırım Stella, Remus'a aşık." demişti Sirius bir defasında gülerek. Today kızına ve arkadaşına bakmış, Sirius'un gülmesine katılarak "Remus'u uyaralım mı sence?" diye sormuştu. Sirius başını sallayarak hayır demiş ve dostunun Stella ile olan imtihanını izlemeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Dreams//Sirius Black //Au
Fanfic-Black Poison adlı çalışmanın alternatif bir versiyonudur.- ****** O Cadılar Bayramı daha farklı olsaydı, neler olurdu? Sirius Black ve Today Poison'ın hayatı nasıl olurdu?