keşfederken

185 12 2
                                    

Ev bir yaz günü için fazla sessizdi. Ne  iki yetişkinin ne de üç çocuğun sesi çıkıyordu. Sanki orada nefes alan tek canlı saksıdaki toprağı karıştırmakta olan kediydi. Dışarıdan, bahçeden uğultular gelmeye başladı. Neşeli bir ses, kahkaha atan bir gürültü, nutuk çeken bir fısıltı birbirine karışmıştı. Kedi sahiplerinin geldiğini anlayarak patilerini yere vurdu ve evin ikinci katına doğru yol aldı. O esnada kapı açıldı ve eve hakim olan sessizlik anında kırıldı.

Sirius Black boğulmamak için kahkahalarını kontrol altına almaya çalışıyordu, kimsenin onu dinlemediğini fark eden Today ise kaşlarını çatmış bir vaziyette eşine bakıyordu. Mahcup bir ifadeyle aralarında duran Harry Potter'ı ise tıpkı babaları gibi bir gülme krizine yakalanmış Nicholas ve Stella Black takip ediyordu. "Sirius sesini kes." dedi Today bezgin bir tavırla.

Siyah saçlı büyücü derin bir nefes aldı, yutkundu. "Pekala," dedi ellerini havaya kaldırarak "Sakinim." Ardından gri gözleri çocuklarıyla buluştu ve bir kıkırtı dudaklarından döküldü. Today kızgınlıkla ona seslendi. "Sirius!"

"Tamam, sustum." dedi sevimli bir tavırla Sirius. "Ama lütfen tatlım, Dursley'in yüzündeki o ifadenin komik olduğunu kabul etmen gerek." Today kaşlarını çatmayı sürdürürken Sirius kalınlaştırdığı bir sesle Dursley'in taklidini yapıyordu. "Olamaz canım kardeşim, seni bir balon yaptılar!"

"Pes ediyorum!" diyen Today mutfağa ilerlerken Harry içten bir sesle "Özür dilerim Today." dedi. Sarışın cadı, çocuğun dağınık saçlarını okşadı. "Senin bir suçun yok canım, bazen büyü kontrol edilemez." Yan yan Sirius'a bakarak "Ama yetişkin bir adam kriz anında gülme isteğini kontrol edebilir." diye söylendi.

Sirius omuz silkti. "Pişman değilim." Today gözlerini kıstı. "Bundan eminim."

Sirius, Today mutfağa gittikten sonra yanında kalan çocuklara baktı. "Sizce de oldukça komik değil miydi?"

Stella canlı bir neşeyle "Öyleydi!" diye haykırdı. "Gerçekten balon gibiydi."

"İdare ederdi." dedi Nick nazik bir gülümsemeyle. Babası kaşlarını kaldırınca "Benim mizah standartım daha yüksek." dedi bilmiş bir tavırla. Sirius oğlunun saçlarını karıştırdı. Nick kendi döneminin en iyi öğrencisi olmuştu ama yine o zekice büyük konuşmaları hala Sirius'a hayrete düşürebiliyordu.

Harry derin bir nefes aldı. "Okuldan atılmadığım için artık komik olduğunu söyleyebilirim." Yüzünde zayıf bir sırıtma vardı. "Sahiden Sirius nasıl oldu da okuldan atılmadım?"

"Hiçbir fikrim yok." dedi Sirius ama bu tabi ki yalandı. Fudge ile konuşan kendisiydi fakat fazla dil dökmesi gerekmemişti, Fudge sadece Harry'in evine sağ salim götürülmesini istemişti. Ki bu tuhaftı, Sirius'un arka planını keşfetmesi gereken bir durumdu.

Stella kendisini koltuğa atarken Harry'e "Ron'ların dönmesine daha ne kadar var?" diye sordu. Weasley ailesinin Mısır gezisi küçük cadıya oldukça uzun gelmişti.

Harry "Birkaç hafta." diyerek yanıt verdi. Stella somurttu "Ginny'i özledim."

"Zaten bütün yıl berabersiniz Stella." dedi Nick kardeşine. "Ne yani sen Luna'yı özlemedin mi hiç?" diye sordu Stella.

Nick "Onu daha iki gün önce gördüm." diye hatırlattı. Stella mızmız bir tavırla "Tatil hiç eğlenceli değil." diye şikayet etti.

Sirius gülerek kızına "Daha az önce gülüyordun." dedi. "Evet ama bitti değil mi? Harry daha fazla insanı balon haline getiremez."

Today geri geldi ve "O zaman Remus'un gelmesi de mi seni neşelendirmeyecek?" diye sordu

Stella bir zıplayışla yerinden kalktı. "Remus mu geliyor?" Nick ve Harry birbirlerine bakarak sırıttılar. Stella'nın Remus'a olan hayranlığı ikili için her zaman dalga konusuydu.

Black Dreams//Sirius Black //AuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin