Uzun zaman sonra yeni bölüm, iyi okumalar... (Sonraki bölümün daha kısa sürede gelmesi dileğiyle...)
***********
Remus Lupin büyük bir dikkatle garkenezi kavanoza yerleştiriyordu. Büyülü yaratık da en az Remus kadar tetikteydi ve kaçmak için fırsat kolluyordu. Bu başarısız, hayali bir istekte fakat mucizeler dünyanın her yerindeydi. Profesörün kapısını büyük bir gürültüyle açan Today Poison ve peşinden içeri dalan Sirius Black, bu garkenez için mucizeydi. Yaratık ses ile irkilen Remus'un dağılan dikkatinden yararlanarak kavanozdan fırladı. "Ah, hayır!" diye isyan etti Remus, dersine bir saat vardı ve yaratığı kaçmıştı. "Sirius, Today ne yapıyorsunuz burada?" diye onaylamayan bir ifadeyle arkadaşlarını sorguya çekti. Sarışın cadı "O bir garkenez miydi?" diye sordu. Lupin her zamanki ölçülü ve sakin tavrı ile "Evet." diye yanıtladı fakat karşısındaki ikiliye kızdığı barizdi. "Neden geldiğinizi anlatırken onu geri yakalamak da size düşüyor."
Sirius ve Today birbiriyle bakıştı. İkisi de aynı anda yumruklarını çıkartıp sallamaya başladı. Today'in taşı Sirius'un kağıdı tarafından sarılırken sarışın cadı ayağını yere vurdu. "Of, tamam ben yakalarım." diyerek asasını çıkarttı, Remus'un kitaplar ve çeşitli yaratık kafesleriyle dolu olan odasında ava başladı. "Abartmadan anlat." dedi Sirius'a daha henüz konuşma başlamamışken.
Sirius Today'i onayladıktan sonra Remus'a "Sanırım haklıyım." dedi. Remus kaşlarını kaldırdı, yüzündeki eski yara izleri kırıştı. "Hangi konuda Pati?"
"Peter konusunda." dedi Sirius tek nefesle.
Remus'un yüzünü karanlık bir ifade kapladı. "Peter mı?"
Sirius yutkundu, söze başladı. "Galiba Peter'ı buldum."
Remus gözlerini kırpıştırdı, doğru duyup duymadığını anlamak için Sirius'a baktı. "Ne yaptın?"
"Peter'ı buldum." diye tekrarladı Sirius.
"Patiayak ne saçmalıyorsun sen?" dedi Lupin. "Hep gözümüzün önündeymiş." dedi Sirius yüzünde acı bir ifadeyle. Remus uzun uzun arkadaşının suratına baktı. "Sen ciddisin."
"Tabi ki öyleyim!" diye çıkıştı Sirius. "Fare olarak saklanıyormuş." Bu kadar kolay dile getirilen bir gerçeği yıllar sonra keşfetmiş olmanın verdiği bir ağırlık vardı Sirius'un sesinde. Remus düşmemek için masasına yaslandı, suratına düşen şaşkınlık ifadesi yerini yavaş yavaş kızgınlığa ve meraka bıraktı. "Nerede?"
Sirius yutkundu. "Burada. Hogwarts'ta." Remus'un gözleri kısıldı, garkenezi tekrar kavanoza sokmayı başarmış olan Today onu masaya bıraktı, iki arkadaşa katıldı. "Ne demek Hogwarts'ta?" diye sordu Remus.
"Ron'un faresi." dedi Today. Remus başını iki elinin arasına aldı. "Siz emin misiniz?" diye sordu bir kez daha, Ronald Weasley'in faresini görmüştü ama hiç dikkat etmemişti, bir fareyi diğerinden nasıl ayırabilirdi ki? Gerçi Peter'ın dönüşümüne defalarca tanık olmuştu, belki de birçoğunda kurt adam olduğu için Sirius kadar hakim değildi ayrıntılara, emin değildi. Sirius ve Today'ın onaylayan mırıltılarıyla Remus ayağa kalktı, odasında ileri geri yürümeye başladı. "On iki yıldır Weasleylerdeymiş, Percy bakıyormuş önceden." dedi Today bu düşünceye nasıl ulaştıklarını anlatırken.
"Ayrıca Today onu eline alınca nasıl çırpındığını görmeliydin Aylak, onu ısırdı bile." diye ekledi Sirius. Remus'un şaşkınlığı atlatmasını beklerken çalan zil bütün şatoda yankılandı. Sonunda Remus "Benim dersim var." diyebildi. "Bir yere gitmeyin, dersten sonra tekrar konuşacağız."
Sirius "Tamam." diyerek onayladı, Today'in elini tutarak Remus'un odasından çıktılar, derse yetişmeye çalışan bir grup Hufflepuff'ın arasından geçerek boşalmış olan bir koridora girdiler. "Beklediğimden daha iyi karşıladı." dedi Sirius ilerlerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Dreams//Sirius Black //Au
Fanfiction-Black Poison adlı çalışmanın alternatif bir versiyonudur.- ****** O Cadılar Bayramı daha farklı olsaydı, neler olurdu? Sirius Black ve Today Poison'ın hayatı nasıl olurdu?