Bölüm 4 - Bilinmeyen Dünya (2)

221 29 1
                                    

Bu bilmediği bir dünyaydı, ancak eski dünyasına benzer birçok şeyi vardı. Örneğin, bir günün yirmi dört saate eşit olması ve bir dakikanında altmış saniyeye eşit olması gibi ortak yönler vardı. Yalnızca küçük farklılıklar vardı ancak onlar fazla önemli değildi.

Bu bazı benzerlikler ile Daniel bu dünya ile eski dünyası arasında bir fark görememişti. Bu dünyada elektrik, ışık, telefon, Tv yoktu. 21 yüzyıl içerisinde ki hiçbir teknoloji aslında yoktu. Ya da en azından Daniel bu kasabada görmemişti.

Geceleri vazgeçilmez olan sokak lambaları bile meşaleler ve diğer ateş türleri yerini almıştı. Kasaba sakinleri, Nina gibi İngilizce'ye benzer bir dil kullanıyordu. Daniel ilk başta bu dil karşısında şaşırmış ancak fazla ilgilenmemişti. Burada bulunan farklı her şeyi anlamaya niyetli değildi. Onun ilgilendiği tek şey büyüydü.

Şu anki durumu yüzünden büyüyü anlayamazdı. Anlasa bile ona öğretecek bir büyücü ya da usta yoktu. İç çekerek her zaman ki gibi kilisenin kapısına oturdu, elini çenesine koymuş etrafa garip bir şekilde bakıyordu. Şu anda ki ruh durumu biraz depresif sayılırdı.

On yaşında duran bir çocuğun depresif bir şekilde durmuş etrafa bakması biraz şaşırtıcıydı.

Bir ara Daniel işe başvurmak adına kasabada bulunan meyhaneye gitmişti amacı Nina'nın omuzlarında bulunan yükü azaltmak ve aynı zamanda bu dünya hakkında önemli bilgiler almaktı. Ancak meyhanenin sahibi olan şişman yaşlı adam çocuğun çalışma teklifi karşısında gülmüş ve Daniel'i dışarı çıkarmıştı.

"Burası çocukların kafasına göre girebileceği bir yer değil!"

O zaman içeride bulunan adamların ve meyhanenin sahibi yaşlı adamın çok pis şekilde gülmesi dinleyen Daniel çok depresif hissetmişti.

......

Bu dünyada sadece büyücüler için üç seviye vardı: Büyücü, Büyük Büyücü ve Efsanevi Kutsal Büyücü.

Bir Büyücü olmak için sadece büyü yapabilmek yeterliydi bu sayede saygın bir kişilik olabilirdiniz. Ancak Büyük Büyücü olmak o kadar kolay değildi.

Her şeyden önce büyük bir büyücü olmak isteyen büyücüler ünlü ve köklü bir büyücü olmalıydı. İkincisi en az iki büyük büyücü tarafından tavsiye edilmeli ve Büyücüler Derneği'nin değerlendirilmesinden geçmeliydi. Bu prosedürleri birbiri ardına uygulamalıydı.

Büyük Büyücülerin çoğu imparatorluk başkentinde kraliyet büyücüsü olarak tanınmış figürlerdi, soylulardı ve doğrudan imparatorun emrinde çalışırlardı. Bu figürleri nasıl görebilirdi?

Belirli bir ilişkisi olmadığı bir büyücüyü nasıl büyük bir büyücü olarak gösterebilirlerdi?

Efsanevi Kutsal Büyücü olmak bundan daha da zordu. Bu adın önünde bulunan 'Efsanevi Kutsal' kelime öylesine boşuna konmamıştı. Bu seviyede bulunan büyücüler son derece görkemli figürlerdi, sadece insan ırkına büyük katkıları bulunan kişilere bu şerefli unvan verilirdi. İmparatorluğun imparatoru olan biri bile, Efsanevi Kutsal bir Büyücüye emir vermezdi.

Dahası büyücü olmak için bile bir ön koşul vardı. Bir kişi büyücü olmak istiyorsa en az bir yasaklanmış büyüye hakim olmalıydı!

Yasaklanmış büyü, adında da anlaşılacağı gibi yasaklanmış büyü isimli bu büyüler yıkıcı gücünün fazlalığı nedeniyle yasaklanmış büyü denmişti.

Büyünün kaynağı simyadan gelirdi, o zaman büyücülerin kendilerine de simyacı denirdi. Önce ete zararlı olan bazı maddeler ete dökülür, bu formüller artık sihrin prototipi olarak kabul edilirdi.

Büyü tarihinde, simyacının tarifinin emperyal gücü tehdit edebileceğinden korkan krallar vardı. Bazı ünlü simyacılar sırf bu nedenle acımasızca katledilmişti. Bu krallıklar ortak bir karar alarak simyanın dolaşımını yasaklamıştı. O zamanlar sayısız simya kitabı yakılmış ve bazı simyacılar da ölmekten korktukları için kaçmak zorunda kalmıştı.

Kral Sassen'in ortaya çıkışına kadar simyacı katli devam etmişti. Kral Sassen'in yönetime gelmesiyle elinde bulunan simyacıları geliştirmek adına krallığını gücünü kullanmıştı. Bu da gelecekte ki büyücülerin çıkmasına neden olmuştu.

O zamanlar insanlar kendi aralarında savaşıyorlardı. Kral Sassen düşman ülke ile savaşında yerli büyücüleri kullanarak simyayı bir öldürme aracına çevirmişti. Simyayı kara büyünün başlangıcı olarak geliştirmişti.

Bununla birlikte bazı büyücüler büyünün bir öldürme aracı olarak kullanılmayacağını öne sürmüşlerdi. Bu düşünce nedeniyle de Sassen'den ayrılarak yeni bir büyü sistemi kurmak adına Saalonia'ya taşınmışlardı. Bu da beyaz büyünün başlangıcı olmuştu.

On yıldan uzun süren bu savaşta kara büyü sürekli olarak gelişmiş ve nihai öldürme büyüsüne ilerlemişti. Beyaz büyüyü geliştirmek adına inançla entegre edilmişti ve bu sayede de Kutsal Görme kurulmuştu.

Kral Sassen düşman krallıkları işgal ederken kara büyücülere güvenmişti. Saalonia'ya saldırmak istiyordu ancak bir yıl boyunca işgali beyaz büyücüler tarafından engellenmişti. Bu yüzden de geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Bu olaydan bir yıl sonunda büyünün dehşetini gören Kral Sassen endişe ederek bir bildirge yayınladı. Bu bildirgeye göre kara büyücülerin yasaklı büyüleri kitaplara kopyalanarak raflarda gizlicene konmuş ve o kütüphanede yasaklanarak mühürlenmişti.

Kral Sassen'in kasten bastırması altında, kara büyünün yasak laneti nihayet tarih tarafından mühürlenmişti.Bu yasak lanet sadece üstat ve çıraklar arasında ya da büyük bir büyücünün eline yayılmaya devam etmişti.

Ancak, buna rağmen, kara büyünün kendisi bastırılmamıştı. Yüzlerce yıllık evrimden sonra, yavaş yavaş büyücülerin sevdiği büyülerden biri haline gelmişti.

Eski büyücüler tarafından kullanılan yıkıcı büyü ile karşılaştırıldığında şu anda günümüzde bulunan büyünün gücü çok daha küçüktü öte yandan bazı dallar kara büyüyü ve beyaz büyüyü yavaş yavaş güçlendiriyordu.

Bu çok daha az güçlü büyüyü İmparatorluk başkenti Sassen'de sözde akademide öğrenmek zor değildi. Büyülerin yüksek maliyeti açısından Saalonia'da ki maliyeti açıkçası daha düşüktü. Ancak büyüleri öğrenmeden önce büyücü adayı ahlaklı ve en önemlisiyse büyük tanrılardan birine inanması gerekirdi. Yani bu şu demekti ileride güçlü bir büyücü olabilen kişi Kutsal Görme'ye bağlanacaktı. Yaptığı planlar Kutsal Görme'ye aykırı olmayacaktı ve Kutsal Görme'nin her emrini mutlak surette kabul etmek zorunda kalacaktı.

Bu iki yola ek olarak bir yol daha vardı. O da şansa bağlıydı, örneğin bir büyücü ile karşılaşma şansı olursa bir büyü öğrenebilirdi. Tabii ki de olasılığı çok düşüktü ve öğrenebilme süresi de düşünüldüğünde başarı şansı da aynı zamanda çok düşüktü.

En net öğrenebilmek için yalnızca bir yol vardı. O da Büyücüler Akademisine gitmekti. Bu büyüyü sistematik olarak öğrenmenin en kolay ve net yoluydu!

***

(DÜZENLENDİ)

Kara BüyücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin