Önceki yaşamında ki birçok arkadaşı Daniel ile anlaşmanın zor olduğunu düşünürdü. Ama aslında Daniel'in karakterini anlamak istemezlerdi.
Daniel'in kişiliği içe dönüktü, sadece tanıdık ve yakın insanlara neşeli halini gösterir. Ancak yine de karakterinden dolayı az kelime ederdi.
Daniel'in aklına çevrimiçi sohbet gelmişti.
"Selam yakışıklı!"
"Kaç yaşındasın?"
"Nerelisin yavru?"
Karşı taraf Daniel'e üç soru art arda yollamış ancak Daniel bir türlü cevap verememişti. Aslında Daniel konuşacak konu bulamamış ve direk sohbetin kendi kendine bitmesini beklemişti.
Bilmediği ve hayatı boyunca hiç görmediği biriyle konuşması onun için zordu.
Bu neden dolayı da önce ki yaşamında Daniel'in yalnızca sayılı arkadaşları olmuştu. Ancak bütün arkadaşlarıyla derin bir dostluğu olmuştu.
Tanıdık kişilerle Daniel şakalaşıyor ve samimi bir şekilde gülüyordu. Ancak yabancı birinin yanında ciddi ve dalgın duruyordu. Karşı taraf onunla konuşurken o hayal dünyasına dalıyordu. Ona göre tanımadığı bir kişiyle konuşmak boş bir şeydi.
Bazı akranlarını aksına Daniel sıklıkla kendi dünyasına dalıyor ve dış dünyaya fazla ilgi duymuyordu.
İlkokuldayken Daniel'in öğretmeni bu durumundan dolayı annesine başvurmuş ve 'Konuşmayı sevmiyor aynı zamanda gruplaşma aktivitelerine de katılmıyor.' Denmişti annesine ancak annesi Daniel'e anlattığı halde Daniel fazla takmamıştı. Bu durum büyüdüğü zaman işler daha da kötüleşmişti.
Bazen Daniel'de neden bu kadar ilgi duymuyorum diye düşünmüş ve bunu merak eksikliğine, motivasyon eksikliğine ve azim eksikliği nedeninden dolayı olduğunu söylemişti.
Önceki yaşamında ilgisiz kalmadığı tek şey uyumaktı onu çok iyi yapıyordu.
Daniel'in içini bilmeyenler, Daniel'i 'garip bir insan' olarak tanımlıyordu. Ancak çok ilginç ve arkadaş edinmeye değer olduğunu ve arkadaşlığının derin olduğunu biliyorlardı. Çünkü Daniel'in etrafında bulunan arkadaşlarından bu kolaylıkla anlayabiliyorlardı.
......
Seth Kasabasında birkaç gündür üst üste yağmur yağıyordu. Yağmurlar nihayetinde durmuş ve karanlık gökyüzünün bulutları yavaş yavaş dağılmıştı ancak hala serin esintiler mevcuttu.
"Merhaba, yaşlı Charles!"
Yaşlı rahip arkasına doğru döndü. Şu anda kiliseden çıkan Daniel'e doğru bakıyordu. Gülümseyerek elini salladı, "Baya erkencisin çocuğum bugün iyi bir ruh halindesin, iyi! İyi!"
"Haha!" Daniel güldü.
İki yıldan fazla bir süredir kilisede yaşıyordu. Sonunda elektriksiz yaşamaya alışmış ve bu iki yılını da yaşlı rahip ile geçirmişti.
Bir yıl öncesine kadar Daniel yaşlı rahibe saygıdan dolayı 'siz' diye hitap ediyordu. Ama şu anda daha iyi sayılırdı rahip ile kaynaşmış ve bu sayede de rahibe 'Yaşlı Charles' diye hitap etmeye başlamıştı.
Yaşlı Charles cümlesi yaşlı rahibi mutlu etmiş ve bu küçük adamı bu iki yıl içerisinde çok sevmişti.
"Yaşlı Charles, gerçekten de büyücü değil misin?"
"Gerçektende büyücü değilim!" Yaşlı rahip çaresiz bir edayla söylendi.
"Bana yalan söylemiyorsun değil mi?!"
Charles gülümsedi ve başını acı bir ruh haliyle salladı, "Tanrıya inanan ve bir din adamı olan ben nasıl olurda yalan söyleyebilirim?" Ağzındaki tanrı lafı ile Kutsal Görme'ye de yer alan tek tanrıya atıfta bulunuyordu.
"Hım, üzücü yaşlı adam..." dedi Daniel şüpheyle. Her zaman bu yaşlı adamın bir şeyleri sakladığını düşünmüştü.
Yaşlı Charles başını iki yana salladıktan sonra bahçeye doğru yürüdü. Yağmurdan dolayı bükülen çiçekleri ve bitkileri koparırken, "Neden her zaman büyü hakkında düşünüyorsun? Büyü hayatın anlamı değildir..."
"Sadece öğrenmek istiyorum, hem büyü ilginç ve beni meraklandırıyor!"
Yaşlı Charles, kırık bir sapı olan bir çiçeği tutarken Daniel'e baktı ve pişmanlıkla, "Büyü gerçekten de itiraf etmeliyim ki ilginç ancak insanları mutlu etmiyor. Sadece kötü şans getiriyor... Ned, bana şu küreği verir misin?"
"Tamam." Daniel bahçeye doğru yürüdü, yerde bulunan küçük küreği aldı ve uzatırken, "Yaşlı Charles, büyünün neden kötü şans getireceğini söylüyorsun?" Diye merakla sordu.
Yaşlı rahip bir süre sessiz kaldı ve sonrasında nefes verdi ve "Çocuğum, büyünün yolu günah ile doludur ve güç insanları kaybettirir ve affedilemez hatalar yaptırır. Bu hatalar hayatın boyunca telafi edemeyeceğin hatalara bile neden olabilir." Dedi ve sonunda sesiz biraz kısılmıştı.
Daniel kaşlarını çattı ve ardından Yaşlı rahibe garip bir şekilde bakarak, "Yaşlı Charles, hiç hata yaptın mı?" Dedi.
Yaşlı rahip yerde bulunan çiçeği kazarken Daniel'e doğru baktı ve sonrasında acı bir gülümsemeyle ayağı kalktı ve doğrudan gökyüzüne baktı. "Bugün hava çok güzel, kasabadaki çocuklarla oynamaya gitmeyecek misin?" Dedi.
"Oyun ile ilgilenmiyorum!" Daniel öfkeyle basamaklardan birine oturdu.
Daniel bu kasabada ki veletler ile ilgilenmek istemiyordu. Diğer yaşamında yirmi yaşından büyük biriydi ve küçük çocuklarla oynayacak değildi.
"Gerçekten de büyü yapmayı çok mu istiyorsun?"
"Birkaç yıl sonra yeterince para biriktirip. Sassen'e gideceğim."
"Neden büyüye bu kadar kafayı taktın?" Yaşlı rahip Daniel'e doğru yürürken dedi. "Büyü insanlara mutluluk getiremez! Özellikle kara büyüler, kara büyü sadece insana zarar getirir... Kasabada ki insanlara bak büyü olmadığı halde çok mutlular!"
"Hım, ben bununla ilgilenmiyorum. Ben büyüyü görmek, öğrenmek ve ustalaşmak istiyorum... Umarım birkaç yılın sonunda Sassen'e gidersem ilginç şeylerle karşılaşırım."
"Söylediğin komik şeylerin hepsi tehlike ile dolu. Kasabadaki insanlara bak, büyü yok, şövalyeler yok, mutlu bir gelecek için azim ve çabalarına güveniyorlar. Görüyorsun değil mi?"
"Bu gerçekten de çok can sıkıcı."
***
(DÜZENLENDİ)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Büyücü
FantasyDaniel'in küçüklükten belli hayali büyücü olmaktır. Gördüğü kabuslar nedeniyle kiliseye gider ve orada bulunan duvarda ki resmi elemesi sonucu kendini fantastik bir dünyada bulur. Bu dünyada büyü ve çeşitli farklı ırklar vardır. Daniel artık hayalin...