"Çocuğum, saygı duyulan bir büyücü ol! Hayattın yaşamaya değer insanlar ile geçsin kendine iyi bak!"
Kim konuşuyor?
Bu ses tanıdık, ama... kim? Kim?
Daniel, yavaş bir şekilde kendine geldi. Etrafına bakınca kendini ağaçlarla çevrili bir ormanda bir ağacın gövdesinde yatarken buldu.
Neden buradasın?
Ah, evet burası büyünün olduğu bir dünyaydı...
Büyü?
Doğru! Ben kara büyücülerin şehri, Sassen'e gidecektim!
Bekle, bu dünyayı nasıl bilebilirim? Bilmediğim için herhalde gidemem.
"Dur.... Ağh! başım acıyor!"
Daniel kafasını ellerken ayağa kalktı gökyüzüne doğru bakınca akşam olduğunu gördü.
Lan! Acele etmezsem....
İyi? Bekle, geri dön? Nereye gideceğim lanet olsun?
Ding...
Ağh! Kahretsin gerçekten de başımı mı vurdum? Çok acıyor!
"Hı?" Yavaşça sağ eli ile gözlerini elemişti. Ellerine bakınca ellerinin gözyaşı damlaları olduğunu görmüştü.
"Ne oluyor? Neden kalbimde bir ağrı var? Sanki benim için önemli birini kaybetmişim gibi..."
Sanki önemli bir şeyleri unutmuşum gibi hissediyorum...
......
Bir hafta sonra İmparatorluğun Batı tarafında bulunan sıradan bir köy!
Köy çok küçüktü, sadece parmaklar ile sayılabilecek evler vardı. Seth Kasabasına oranla acayip küçüktü.
Köyün güney batısında küçük bir çiftlik evi vardı. Bu evin içerisinde bir çift yaşlı insan yaşıyordu, ve bu yaşlı çiftin gurur duyduğu bir oğulları vardı. Ancak bu gurur duydukları çocukları İmparatorluk Ordusuna katıldığından beri görememişlerdi.
göz acıp kapayıncaya kadar on yıldan fazla bir süre geçmişti.
Oğlu gittiğinden belli her gece yaşlı kadın çocuğunun kıyafetlerini gözyaşları içerisinde kokluyordu... Bir gün çocuğunun geri gelmesini umut ediyordu...
Yaşlı kadına kıyasla yaşlı adam çok daha sakindi. Her gece şarabını içeri ve sarhoş olduktan sonrada yatağına girerdi.
Belki dile getirmese de o da çok özlüyordu...
"Hışırt! Hışırt!..."
Dışarıdan hafif bir ayak sesi kulaklarına geldi.
İyi kulaklara sahip olmayan yaşlı kadın için bu ince sesi duymak biraz zordu.
"Bu..."
"Hı?" Sarhoş adam başını salladı ve "Bu sadece rüzgarın sesi..." Dedi.
"Hayır..." Yaşlı kadın başını iki kere olumsuz anlamında salladı ve sonrasında titremeler eşliğinde ayağa kalktı.
On yıldan fazla bir süredir umutsuzluk içerisinde çocuğunu bekliyordu. Karısına doğru bakan yaşlı adam elini salladı ve sonrasında ayağa kalkarak, "Tamam hanım sen otur, ben dışarı çıkar bakarım..." Dedi.
Aslında ikili çocuklarının on yıl önceki çıkan savaşta oğullarının öldüğünü biliyorlardı. Oğulları beyaz büyücüler tarafından öldürüldüğünü düşünüyorlardı. Gerçekle yüzleşmek istemeyen yaşlı kadına kıyasla, yaşlı adam zaten bu gerçeği kendince hayal kırıklığı içinde kabullenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Büyücü
FantasyDaniel'in küçüklükten belli hayali büyücü olmaktır. Gördüğü kabuslar nedeniyle kiliseye gider ve orada bulunan duvarda ki resmi elemesi sonucu kendini fantastik bir dünyada bulur. Bu dünyada büyü ve çeşitli farklı ırklar vardır. Daniel artık hayalin...