13. Bölüm: DOKUZ KAMÇILI KIRBAÇ

39 12 97
                                    

UYARI: BU BÖLÜM YOĞUN MİKTARDA ŞİDDET/ İŞKENCE İÇERMEKTEDİR. HASSAS OLANLAR VE YAŞI KÜÇÜK OLANLARIN OKUMAMALARI ÖNERİLİR.

"İyi ile kötü arasındaki mücadele her insanın yüreğinde vardır,dedi.Orası bütün meleklerin ve şeytanların savaş alanıdır."

-Şeytan ve Genç Kadın/ Paulo Coelho

Bu lafımın üzerine Emma sakince yüzümü süzmeye başlamıştı. Sanki bir şeyler arıyor gibi bakıyordu yüzüme. Gözlerinin derinliklerinde saklanan o yoğunluktan aradığı şeyin ne olduğu görünüyordu aslında. Ona güvenmemi söylemişti ama asıl güvenmeye ihtiyacı olan kişi oydu. Söyleyeceği şey her neyse ona vereceğim tepkiye karşı endişeleniyordu.

"Burada konuşamayız," dedi iyice yaklaşıp fısıldayarak.

"Balo bitene kadar bekleyebilir misin? Hayır, bitene kadar beklemeye gerek yok boş ver. Biraz daha bekleyebilir misin? Başka yerde konuşabiliriz."

"Evet, sorun değil," dedi kafasını aşağıya doğru eğerken. Omuzlarındaki yükün ona fazla geldiği ortadaydı ama bu yükü taşımak için başkasına güvenemiyor gibiydi. Belki, bir gün bu yükü onunla paylaşmama izin verirdi...

Dans ederken tanıştığımız zamanı düşündüm. Onu okla vurmama rağmen hiçbir tepki vermemişti. Yanlışlıkla kaşını kanattığım zaman sinirlenmek yerine beni rahatlatmaya çalışmıştı. Onu test ettiğimde gereksiz yere uzattığımın farkında olduğu halde oyunuma kızmamış aksine eşlik etmişti. Elena'yı korurken tereddüt ettiğini dahi sanmıyordum. Onu sinirlendirmek için birçok şey yapmama rağmen onu sadece diğer hizmetçi geldiği zaman sinirli görmüştüm. Korktuğu, ağladığı zaman ise iki seferdi. Küçük ve zayıf bedenine rağmen yaralandığı zaman ağlamamış; aksine Elena yaralanacak korkusuyla ağlamıştı. Diğer ağladığı zaman ise gece odama geldiği zamandı. Onun zihninden geçen düşünceleri yakalamak benim için neden bu kadar zordu bilmiyordum ama onları yakalayamadan da hiçbir şeyin bitmeyeceğinin farkındaydım.

İnsan ruhu tıpkı tiyatro sahnesi gibiydi. Size sadece sahnede görmeniz gereken şeyleri gösterir, sahne arkasında geçiş izni vermezdi. Sadece o sahnede onunla durmaya izni olanlar sahne arkasında olanları görebilirdi. Perde kapandığı zaman olanları izleyiciler asla bilemezdi. Çok fazla şansımın olmadığını biliyordum ama yine de ufak bir ihtimal, bu gece o perdeyi benim için aralayabilirdi Emma. Sahnede yanında duran kişi, sahne arkasında onu cesaretlendiren kişi olmak istiyordum.

Biraz zaman geçmişti ki en sonunda salonda yeterince durduğuma karar vermiştim. Conrad'ın yanına gidip Emma'ya odama gelmesini söylemiş, doğruca salondan çıkmıştım. Zihnim bu denli doluyken salonun gürültüsüne daha fazla katlanmak istemiyordum.

Odada beklerken kapının tıklatılması ile ayağa kalktım. Çok heyecanlı hissediyordum. Conrad ardından da Emma odaya girmişlerdi. Conrad kapıyı kapatıyordu ki lafa atladım;

"Conrad sen çıksan daha iyi olabilir."

"Gerek yok, kalabilir," demişti Emma sakince. Şaşkınlıkla ona bakarken Emma yine tırnaklarıyla oynamaya başlamıştı. Bu sırada Conrad ise çıkmak yerine kapıyı kapatmıştı.

"Konuşmaya başlamadan önce senden bir söz vermeni isteyeceğim," derken aniden kafasını kaldırıp gözlerimin içine bakmıştı Emma. Ses tonunun yanı sıra bakışları da keskindi. İstediği söz her ne ise taviz vermeyeceği açıktı.

"Nedir?"

"Anlatacağım şeyi nereden bildiğimi, nasıl bildiğimi, başka bir şey bilip bilmediğimi, kim olduğumu... Kısacası anlattıklarım dışında herhangi bir soruyu kesinlikle sormayacaksın. Sadece anlattığım kadarıyla yetinmek zorundasın aksi takdirde hiçbir şey anlatmam," dediğinde merakım iyice artmıştı. Başımla onay verdim sakince.

SAKLI KALAN GERÇEKLER [DÜZENLEME AŞAMASINDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin