5. Bölüm: ŞEYTAN LORDU (Kısım 1)

120 60 128
                                    

Conrad ve Beatrice kararımı şaşkınlıkla karşılayıp karşı çıkarken Emma sadece gülümseyip selam vermişti. Bu başkaldırma alışkanlıkları yüzünden bu kadar kolay kabul edeceğini hiç düşünmemiştim. Gerçi ona fırsat vermemek adına hemen ardından "Hepsi bu kadar. Beatrice sana neler yapacağını anlatır," diyerek hızlıca salondan çıkmıştım. Kendime yeni bir eğlence bulmanın heyecanıyla yatmıştım akşam.

Sabah olunca kulağımda Emma'nın sesini duymuştum. Gözlerimi hafif araladığım zaman yakından yüzüme baktığını görüp yatağa iyice yerleştim. Bu şekilde kocasını uyandırmaya çalışan bir eş gibiydi. Bu düşünce önce tebessüm ettirse de aniden ne düşündüğümü fark edip gözlerimi açtım. Tam açtığım sırada ise kafamdan aşağıya suyun dökülmesi bir oldu. Bağırarak yataktan fırlayınca Emma'nın sırıtan suratını karşımda gördüm. Aldis görünürde yoktu ve Emma fazladan keyifli görünüyordu.

"Siz ne halt ettiğinizi sanıyorsunuz Bayan Emma?" diye tısladım dişlerimin arasından.

"Amanın, biricik prensimize günaydınlar olsun. Bir türlü uyanmayınca banyo sürenizle uyku sürenizi birleştirmek istediğinizi sandım. Size yardımcı olmaya çalışıyordum yoksa yanlış mı yaptım?" dedi ve elini 'eyvah' dercesine ağzına götürüp numaradan üzgün bir surat yaptı. Açıkça benimle dalga geçiyordu.

"Hayır, aksine iyi yapmışsınız," dedim tebessüm ederek. Böyle söyleyince yüzünde oluşan şok ifadesi yüzünden kahkahamı zorla bastırdım. Saldırısının geri püskürtülme ihtimalini hiç düşünmemiş gibiydi. Yavaşça ayağa kalkıp odayı taradım. Masanın üzerinde vazoya konulmuş çiçekleri görünce sakince oraya gittim.

"Bayan Emma, biraz bakar mısınız?" dedim. Yanıma gelince iyice yaklaşıp saçlarını ellerimin arasına aldım. Yumuşaklıklarına aldırmadan saçlarını kokladım, o kadar güzel kokuyordu ki saatlerce böyle kalabilirdim. Bu hareketim karşısında şaşkınca bana baktığında kıpkırmızı olmuştu. Bu dikkatinin dağılmasını fırsat bilip vazodaki suyu kafasından döktüm.

"Beni uyandırmaya çalışırken siz banyonuzu aksatmışsınız gibi geldi. İyiliğinizin karşılığını size ödemek istedim. Özellikle çiçek vazosunu seçtim ki o pis kokunuzu bastırsın," dedim masumca gülerek. Sinirden damarları çıkmaya başlamasına rağmen tebessümle karşılık verdi.

"Küçük prensimiz ne kadar da düşünceli, minnettar kaldım hizmetçiniz olarak. Bana bu kadar nazik davranırsanız nezaketinizi tüm varlığımla çalışarak ödemek zorunda kalırım," dediğinde ise yüz ifadesi değişti. Şeytanı andıran bir aura yayarak sırıtırken gözleri 'Senin işin bitti' dercesine bakıyordu. En son ne zaman bu kadar korktuğumu hatırlamasam da bunu belli etmedim.

"Siz kahvaltımı getirirken ben hazırlanayım o halde," dedim ve ekledim "Ayrıca tadımcı olduğunuz için bana yemekte eşlik etmek zorundasınız Bayan Emma."

Bunu söylememin tek sebebi bu sinirle yemeklere bir şeyler yapmış olmasını engellemekti. O çıktıktan sonra kurulanıp giyindim. Normalde hizmetçiler yardım ederdi buna ama görünüşe göre bir süre kendim giyinmek zorunda kalacaktım.

Emma içeri girdiğinde yine yemek söz konusu olduğu zaman ki heyecanı vardı yüzünde. Muhtemelen onu bu kadar heyecanlandıran ve mutlu eden tek şey yemeklerdi. Fakat söz konusu Emma olunca ben de aynı şekilde heyecanlanıyordum yemekler hakkında.

Heyecanla kahvaltı tabağıma baktım. Bizim kahvaltı alışkanlığımızdan tamamen farklı görünen bir tabak hazırlamıştı. Büyük bir servis tabağının içinde zeytin, peynir, salatalık ve ne olduğunu bilmediğim iki şey vardı. Birincisi bir ekmeğin içinde domates, biber, salam parçaları olan bir yiyeceğe benziyordu. Masaya yerleşirken yumurta ile bir arada tutulduklarını fark ettim. Diğer şey ise oldukça sevimli görünüyordu. Domates, biber ve yumurta ile yapılmış bir yemek gibi görünüyordu.

SAKLI KALAN GERÇEKLER [DÜZENLEME AŞAMASINDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin