-9

1K 102 79
                                    

Veeeeee tekrar Jaehyun'dayız.

"Özür dilerim." lafı, bir bomba gibi düştü evlerinin içine.

"Çocuk gibi davrandığım için özür dilerim." dedi. Johnny' e konuşmak için boşluk vermeye hiç niyeti yoktu çünkü monoloğu bölünürse devam etmeyeceğini ve bu durumdan kaçmayı sürdüreceğini adı gibi iyi biliyordu.

"Kıskanç ve uğraşması zor biri olduğum için çok özür dilerim. Bağırmak istememiştim, sizi zan altında bırakmak istememiştim, bunların hiçbiri olsun istememiştim." diye devam etti. Her cümlede daha da açıldığını, omuzlarına binen yükün hafiflediğini hissedebiliyordu.

"Doyoung'un senden hoşlandığına bir şekilde kendimi inandırdığım için özür dilerim."

Ellerini, titreyen ellerini birbirine sürttü. Dudaklarını ısırdı. Sonrasında saçlarını geriye attı ve ensesini ovdu. Her şeyi, her şeyi yaptı. Ağlamasına engel olacak her şeyi...

"Doyoung'un senden hoşlanıyor olmasını istediğim için özür dilerim." dedi en son. Sesinin şu an titremiyor olması, sinir sistemini sağlam tutan tek şeydi.

Yaklaşan ayak seslerini duyduğunda kafasını kaldırmadı. Johnny yanına oturup, ellerini tuttu. Baş parmakları elinin üzerine daireler çizerken Jaehyun kalp atışlarının yavaşladığını hissedebiliyordu. Yavaşladığını ve bir saniyeliğine durduğunu, sonrasında tekrar normal ritmine döndüğünü çok iyi hissedebiliyordu.

"Jaehyun," dedi ölçülü sesiyle. Johnny'nin nezaketini hak etmediğini düşünüyor, yine de buna ihtiyaç duymadan edemiyordu. "hissettiklerinde yanlış bir şey yok. Kafan karışabilir, kıskanabilirsin, sinirlenebilirsin..."

Başını iki yana salladı. Johnny'nin ona anlayışlı davranmasını istemiyordu. Bağırmasını istiyordu. Kızmasını, kızmasını ve suratının ortasına bir yumruk geçirmesini istiyordu. Böyle hissettiği için cezalandırılmak istiyordu. Vicdan azabı hissetmemek, vücudunda biriktirdiği gerginliği atabilmek istiyordu. Jaehyun, çok şey istiyordu. En çok istediği şey ise, tekrar bütün olabilmekti. Şu saatten sonra da o aptal, çok çok çok aptal tıp öğrencisi olmadan bunu yapamayacağını biliyordu. Bu da onu sinirlendiriyor, bir züppe gibi davranmasına sebep oluyordu.

"O gün yaptığın şey yanlıştı eğer bunu duymak istiyorsan."

Kıkırdadı. Sesinde azarlayan bir ton olsa da bunu yumuşatmayı nasıl başarabildiğini Jaehyun hiç bilmiyordu.

"Ayrıca özür dilemen gereken kişi ben değilim, bana karşı yanlış bir şey yapmadın."

Başını salladı. Johnny, omzuna minik bir öpücük kondururken o çok özlediği sıcaklığa bıraktı kendini. Kollarını sevgilisinin beline sardı ve yüzünün boynuna gömdü. Bulunduğu yere birkaç bûse kondururken bir kez olsun özür dilemeyi bırakmamıştı.

O gecenin sabahı Doyoung'u kampüsün çimenlerinde otururken buldu. Mimoza ağacının sarı çiçekleri altında gölgeleniyor, elinde tuttuğu bir kitabı okuyordu. Kitabın adını zar zor seçebilmişti Jaehyun. Demian.

Onu rahatsız etmemek adına sessizce yaklaştı. Kütüphanede olanların ardından üç gün geçmişti ve Jaehyun, üç gün boyunca kendini bu âna hazırlamıştı. Gergin olacağını ve işleri bok edeceğini düşünmüştü. Bu sabah Johnny ondan bir öpücük çalarken sevgilisine de aynı şeyi söylemişti. Ama şimdi Doyoung'un gölgeliğini paylaşırken hiç de gergin hissetmediğini fark etti.

enigmatic • johnjaedoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin