-12

1.1K 88 57
                                    

birlikte uyuduklarını takiben gelen gecelerde uzun uzuvlar birbirine daha da yakınlaşmış, artık kimin eli kimin ayağı bilinemeyecek dereceye gelmişti. doyoung bunu yatağın küçük oluşuna vermek istiyordu ama asıl sebep, dokunma içgüdüsüydü.

jaehyun ve johnny uzun zamandır birlikteydi ve sarılmalar, öpüşmeler ve diğer şeyler onlar için gâyet normaldi ama doyoung da ilişkilerine dahil olduğundan beridir kendilerini kısıtlıyor gibiydiler. ufak dokunuşlar ve sarılmalar gözlerden kaçmıyordu tabii ama büyük bir eksiklik vardı.

öpüşme...

doyoung, jaehyun ve johnny'nin öpüştüğünü hiç görmediğini uykusuz olduğu bir gece fark etti. tamam, bir keresinde onları tam mercimeği fırına verecekken yakalamıştı ama o cidden sayılmazdı. çünkü o olay, doyoung ve bu üçlü deneysel (?) bilmemnesel ilişkinin öncesinde olmuştu. şimdi ise hiçbir şey yoktu. hiç...

devam eden günlerde doyoung, çifti dikkatle izledi.

aşık bakışlar : tamam. ✅

el ele tutuşma (doyoung da dahil) : eh, ara sıra. ✅

sarılma (yine doyoung ile) : sık sık. ✅

öpücük (yanak, dudak, burun vs) :

S
I
F
I
R
!

doyoung'un bu konu ile ilgili iki teorisi vardı. birincisi, doyoung'un yanında garip hissettikleriydi.

ikincisi ise, doyoung öpüşme hakkında konuşmadığı için kendileri de öpüşmemeye dikkat ettikleriydi.

bir ilişki yürütmek için garip bir teknikti. evet, şaşırdıysanız bir de doyoung'un bir gece ikinci teorisinin doğru olduğunu öğrendiğindeki şaşkınlığını düşünün.

her şey bir iki saniyede gerçekleşmişti. ışıklar kapanmadan önce üçü birlikte yataktaydı. johnny duştan yeni çıkmış, doyoung'un yanındaki yerini almıştı. jaehyun ise lambayı kapatmak için kalkmış, bir anlık dalgınlıkla johnny'nin dudaklarına tüyden de hafif bir öpücük bırakmıştı.

sonrası...

iki çift belermiş göz ortalarında yatan doyoung'un üzerine düştü. sanki dünyanın en kötü suçunu işlerken yakalanmışlar gibi bakıyorlardı ve bu, korkutucu olmasa komik olabilirdi.

bir süre süren ağır sessizlikten sonra gözlerini devirdi.

"ah tanrım," dedi. "çocuk gibi davranmayı kesin! öpüşürseniz travma yaşayacak değilim. çoktan gördüm zaten öpüştüğünüzü "

ikisi de afallamış gibiydi. yine de johnny yutkunup kendini toparlamayı başardı.

"hiçbir sınırlılık çizmedik doyoung. ne iyi olur ne kötü bilmiyoruz."

doyoung alaycı bir tavırla cevapladı.

"bir ilişkide sınırlılık olması mı gerekiyor?"

sonrasında düşündü bir süre ve şöyle ekledi :

"yani bu bir ilişkiyse tabii."

parmağını üçünün etrafında gezdirdi bu dediği şeyin altını çizmek adına. bu sefer cevap veren jaehyun olmuştu.

"tabii ki de bir ilişki! ama üçümüz için de yeni bir şey bu. onun için tedirginliğimizi mazur gör lütfen."

omuzlarını silkti. kollarını yatakta dinlendiği yerden kaldırdı ve hem johnny'nin, hem de jaehyun'un ensesine koydu. hareketlerinde hbir tereddüt yoktu. ilk johnny'e, sonra da jaehyun'a aynı yumuşaklıkta bir öpücük verdi. çekildiğinde yüzü alev alev yanıyor, kalbi aynı ölme eşiğinde olan bir kelebek gibi çırpınıyordu.

"oh, wow." dedi jaehyun. "bu çok da... kötü değilmiş."

johnny kıkırdadı.

"bir daha?" dedi kaşlarını imâlı şekilde kaldırarak.

"bu sefer daha iyisini yapmamız gerekecek ama."

doyoung başını salladı. johnny ve jaehyun öpüşürken elleri, ikisinin de ensesini bırakmamıştı. dudaklarının arasından çıkan sesler, ıslak bir dilin görünümü ve usul mırıltılar kafasını çok çabuk buğulandırdı.

ben de istiyorum diye geçirdi içinden. o sırada sanki aklını okumuşlar gibi öpücüklerini böldü ikili. doyoung'un sanki öpüşen oymuş gibi nefesi kesilmişti.

"seni öpebilir miyim?" diye sordu jaehyun. doyoung'un başını bu kadar çabuk sallaması onu utandırmıştı.

görüyorsunuz, jaehyun'un sorunu fazla yavaş olmasıydı. neredeyse can yakıcı derecede. doyoung, jaehyun'un nefesini teninde hissediyor ama dudaklarını henüz hissedemiyordu. bu yüzden karşısındaki çocuğun ensesindeki saçları tutup, dudaklarını dudaklarına sertçe yapıştırdığında doyoung'u kim suçlayabilirdi ki?

hiç kimse.

boğazının gerisinden bir ses çıktı. öptüğü dudaklar en az bir puding kadar yumuşak ve kaygandı. jaehyun'un öpüş şekli nazikti. çekingenliğin kenarında geziyordu hatta. ta ki doyoung, dilini jaehyun'un dudakları arasına gönderene kadar.

sanki açma düğmesine basılmış gibi bir anda bütün tavrı değişti öpücüğün. jaehyun kollarını doyoung'a sardığında öpüşleri de sertleşmişti. pürüzlü dili kendininkini okşarken doyoung'un diğer eli johnny'nin ensesinden omzuna kaydı. sanki jaehyun dudağı aracılığı ile bütün enerjisini emiyor gibiydi.

çekici. evet, her şeyi tarif edebilecek tek kelime buydu.

ne kadar öpüştüler bilmiyordu ama ciğerleri oksijensizlikten yanmaya başlamıştı. jaehyun'un ağzına çaresiz bir şekilde son soluğunu da bırakırken ellerinde gezinen dudaklar aklını yerine getiren tek şeydi.

"kendini fazla kaptırıyorsun jaehyun-ah." dedi johnny. şimdi kendi eli doyoung'un ensesine çıkmış, kulağının arkasındaki teni okşuyordu.

"benim de doyoung'un tadına bakmama izin vermelisin. paylaşmak erdemliktir."

jaehyun'un huysuz bir şekilde homurdandığını hissetti doyoung dudaklarında. sonrasında ise çekilmiş, öpücüğü bırakırken alt dudağını da bir güzel ısırmayı unutmamıştı.

"çok sabırsızsın." diye söylendi jaehyun. dudaklarını yalıyordu.

doyoung'u az önce öptüğü dudaklarını.

derince bir nefes çekti doyoung sanki kalına yeni gelmiş gibi soluksuz kaldığı. johnny diğer elini uzatmış, jaehyun'un dudaklarındaki ıslaklığı silmişti.

"ölüyorum." diye fısıldadı johnny. bu, doyoung'un ona dönmesini sağlamıştı.

"buraya gel." dedi kısık bir sesle. johnny de dediğini yaptı. jaehyun gibi yavaş ve dikkatli değildi hareketlerinde.

istediğimi alırım. aynı bu havadaydı öpücüğü de. dudakları kendininkilerin üzerine kapanmış, pek de kısa süreceğe benzemeyen bir otorite kurmuştu. dili ise birkaç saniye sonra ağzının her santimini keşfe çıkmıştı.

doyoung'un elleri iki yanına düştü. öpüşmekten çenesini ağrıdığını hissettiğinde ve nefesinden geriye hiçbir şey kalmadığında zorla geri çekildi. ayrıldıklarında çıkan ıslak ses, gâyet seksiydi ve başka zaman olsa doyoung'un zihni pek de saf olmayan düşüncelerle dolabilirdi. şimdi ise sadece mayışmış ve bir güzel öpülmüş hissediyordu.

evet, hiç bu kadar güzel öpüşmemişti.

"yeterli miydi?" diye sordu. konuşurken dudaklarının yandığını hissedebiliyordu.

"hmmmm, şimdilik." diye cevap verdi johnny. ellerini beline sardı ve doyoung'u da kendisi ile birlikte yatağa çekti.

jaehyun da lambayı kapatıp, yanlarına katıldı. kollarını doyoung'a sardı.

o gece kimse birbirine güzel geceler dilemedi. johnny'nin nefesi doyoung'un ensesini, doyoung'unki ise jaehyun'un göğsünü okşarken üçü de uyuyakalmıştı.

şey, böyle bir öpücük-

enigmatic • johnjaedoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin