Doyoung oturduğu kanepeye iyice gömüldü. Oturma odasını aydınlatan tek şey perdelerin çekilmediği camdan içeriye giren turuncu sarı parıltılar ve açık olan televizyondu. Kırk inç televizyon Johnny tarafından alınmıştı. Ses sistemini ise Jaehyun almış, HBO üyeliklerinin parasını ise Doyoung ödüyordu. Bir oda, bir salon ve ufak bir mutfakla, tuvaletle birleşik olan bir banyodan oluşuyordu kaldıkları ev. Doyoung ikisi ile de çıkmaya karar verdiği zamandan çok önce almıştı Johnny ve Jaehyun bu evi. Doyoung en azından giderlerin birazını karşılamak istese de iki sevgilileri buna izin vermemiş, onun yerine faturaların birazı ile eve yeni alınacak eşyaları karşılamasını istemişlerdi. O da mecburen kabul etmişti tabii, yardım edebileceği fazla şey yoktu nasılsa.
Derince bir iç çekti çocuk. Televizyonda oynayan Game of Thrones otuzuncu dakikadan sonra ilgisini bile çekmemeye başlamıştı. Bacaklarını göğsüne çekip, başını dizlerinin üzerine koydu. Johnny ve Jaehyun yarı zamanlı işlerinden henüz çıkmadığı için biraz yalnız hissediyordu. Kendisinin de bir yarı zamanlı işi vardı, yoksa sadece ailesinden aldığı para ve burslarla geçimini sağlayamazdı. İşe ihtiyacı olmasına rağmen yaz tatili gelir gelmez kovulmuştu kütüphanenin sahibi tarafından. O zamandan beridir de iş arıyordu. Henüz bulamamıştı.
Yaklaşık bir on dakika sonra gelen kapı sesini duyduğunda neredeyse uykuya dalmak üzereydi. İki çift adım sesi evin içinde yankılanırken yanına gelen kişinin Jaehyun olduğunu tahmin edebiliyordu. İkisinin de ayak seslerini ezbere biliyordu çünkü.
" Hey, Doie. Ne yapıyorsun bakalım? "
Omuzlarını silkti. Başı ile neredeyse yarılanmış diziyi gösterdi. Tyrion'ın konuşmaları az da olsa seçiliyordu ama Doyoung'un dikkatini daha çok Jaehyun'un koltuya oturduğunda çıkan hışırtı sesi çekiyordu. Genç çocuk ayağını sırtının arkasından atıp Doyoung'un arkasına oturdu. Kollarını büyüğünün bacaklarınının altından geçirerek mayışmış olan sevgilisini kucağına aldı ve beline sarıldı. Yeni yıkanmış hindistan cevizi kokulu saçlarına bir öpücük bırakıp, derin bir nefes verdi.
" Hani bu sezon çöptü? Yine de izlemeden duramadın, değil mi? "
Tekrar omuzlarını silti. Vücudu tanıdık sıcaklığa hemen tepki verirken kollarını sevgilisinin kollarına sardı.
" En azından finalini izlemeyi hak ediyorum. Neredeyse on yılımı verdim bu diziye. " homurdandı. " Ve şimdi de bok edilişini görüyorum. "
" Lost'dan daha kötü olamaz en azından, değil mi? "
Johnny'nin sesini duyunca başını kaldırdı. Eski bir t-shirt ile ekoseli pijamalarını giyiyordu. Kahkaha atarak yanlarına geldi ve kendini umursamaz bir şekilde koltuğa attı. Başını ezberlemişcesine Doyoung'un bacakları üzerine koydu ve sevgilisinin yüzünü okşadı.
" Kitabı çıkınca sana onu alacağım, tamam mı? Bu saçmalığa moralini bozma. "
Siyah saçlı çocuk yüzünde bir tüy misâli dolanan eli alıp, avucunun içine bir öpücük kondurdu. Kendi boşta olan eli kahverengi saçları okşamaya koyulurken sırtından Jaehyun'un düzenli atan kalbini hissedebiliyordu.
" Sizi seviyorum, biliyorsunuz değil mi? "
Âni itirafı iki çocuğu da hazırlıksız yakalamış olsa da bir yorum yapmadılar. Johnny Doyoung'un kucağına iyice kurulup yüzünü göbeğine gömerken kucağında oturduğu Jaehyun yüzünü ense arkasına gömdü. Konuştuğunda dudakları kulağına değiyor, ensesindeki küçük tüylerin diken diken olmasına yol açıyordu.
" Biz de seni seviyoruz Doie. Hem de çok. "
⌀
Bu bölümü biriciğim fynayuta için yazdım. 🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enigmatic • johnjaedo
Fanfiction"Sana uzunca bir süre baktım ve her seferinde daha da kaybolmuş hissettim." • • Jaehyun, sevgilisi Johnny'nin evlerine misafir ettiği gereğinden fazla nazik tıp öğrencisi ile ilgili karmaşık hislere sahiptir. Ya da, Aslında one-shot olarak yola baş...