Ailesinin tek kızı aynı zamanda btsinde tek kızı olan mi raeyi bakalım neler bekliyor.
hep beraber bu kızın ve 7 yakışıklının yaşayacaklarına bakalım...
Şuan bir uçurumun kenarında oturuyorum. Bu uçurum sanki beni anlatıyor. Ölümle yaşam arasında. İçimdeki büyük fırtınalar gibi ucu bucağı yok. Karanlıkta yolunu kaybeden küçük bir kız çocuğu gibi. Ağlayarak annesini istiyor. Ama annesini bir türlü bulamayan bir kız çocuğu. Şuan benimde o kız çocuğundan bir farkım yok. Annemi istiyorum ama asla gelemeyeceğinide biliyorum. Babamın saçlarımı taramasını istiyorum. Bana gene cadı desin istiyorum. Çok mu şey istiyorum bu hayattan.
1 Hafta Önce
Rm'den
Bugün IUyu hastaneden çıkarıp yurda götürücez. Sürekli onunla iletişim kurmaya çalışıyoruz ama bize sadece kısa cevaplar veriyor. Kendi etrafına bir duvar ördü ve o duvarın ardına kimseyi geçirmiyor. Ama o duvarı yıkmak için elimden gelen her şeyi yapıcam. Onun hayata küsmesini dışardan bir yabancı gibi izleyemem. Ne kadar eskisi gibi olamayacak olsada en azından artık ayağa kalkması gerekiyor. Acısı büyük ama bu acının altında ezilmesine izin vermiycem. IU şuan içerde üstünü giyiniyor. Birazdan yurda gidicez. Ve IU kapıdan çıktı. Üzerinde bir eşortman takımı vardı ama üstündeki en dikkat çeken şey saatiydi. Babasının kırılmış ve üstünden ne kadar silsekte geçmeyen kanlı saatiydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Üstünde kan düşünün)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yüzü her zamanki gibi kırmızıydı. Ağladığı belli olmasın diye gözlük takıyordu. Tabiki yürürken hala zorlanıyordu ama asla yardımda kabul etmiyordu. Dışarda umarım onu üzecek sorular sormazlardı.
IU: Hadi çıkalım artık.
Rm: Hadi çıkalım. Şoför dışarda bizi bekliyor.
Hep beraber hastaneden çıktık ve çıkmamızla yüzümüze patlayan flaşlar ve armylerin çıģlıklarıyla karşılaştık.
Army: Unni iyi misin? Bizi çok üzdün. Çok endişelendik.