🥀 Aşk Itirafı 🥀

183 27 0
                                    

Bazen unutmakmış sevmek.
Dönüp arkana bakmamak ve sevdiğin insanı bile bile başka birine uğurlamakmış.
Ne kadar canın yansa da bir o kadar bağlanmakmış sevmek.
Hayatı iki kişi düşünmekmiş.
Senin olmayan bir şeyi delicesine özlemekmiş.
Sırf o mutlu olsun diye her gece dua etmekmiş.
Sevmek ve onsuz yaşamayı devam etmeni istediğinde bile gülümsemekmiş ve sessizce kabullenmekmiş.

HAYATTA YAPABİLECEĞİN EN BÜYÜK FEDAKARLIKMIŞ SEVMEK...

🌹🌹🌹

Yıldız'ın ağzından ;

Saks mavisi deri koltuğa gömülerek derin düşüncelere daldım. Buraya geldiğimden beri her türlü trajediyle karşılaşmıştım.

Batu'yla çarpışarak karşılaşmam, söylediklerine sinirlenip yanından uzaklaşmam, defalarca karşılaşıp ettiğimiz kavgalar, beni öpmesi...

Bu anımı hatırlayınca elim istemsizce dudağıma gitti. Orta parmağımla dudağıma hafifçe dokunarak boydan boya gezdim. Yaptığımı fark edince yatağım yerden doğruldum.

" Ne oluyor bana böyle ? " dedim kendi kendime.

Tabi iç sesim rahat durur mu ? Durmaz. Hemen dakikasında yapıştırdı cevabı.

" Ona aşık olduğun için bir türlü çıkartamıyorsun aklından. Her an onu düşünüyorsun. " dedi iç sesim.

" Hiçte bile. " dedim iç sesime sert bir karşılık vererek.

Her zaman olduğu gibi iç sesim beni dinlemek yerine boy aynanın karşısına geçmiş kıyafetiyle uğraşıyordu. Kesin hayatıma düzene soktuğum zaman bu iç sesime çeki düzen vereceğimi bir kenara yazdım.

Düşüncelerimden kurtulmak için hava almam gerektiğini hissettim. Koltuktan kalktım. Yavaş adımlarla balkona yürüdüm. Balkonun sürgülü kapısını çekip temiz havanın önce ciğerlerime sonra da içeri girmesine izin verdim.

Balkondan dışarı çıkıp demir parmaklıklara yaslandım. Tam karşımda eşsiz güzelliği ile geceye karışmış bir deniz, yıldızlarla dolu bir gökyüzü vardı. Ayın daha ortaya çıkmadığını fark ettiğimde bahçeyi süsleyen süs havuzunun fıskiye sesi ve ağaç yapraklarının hışırdayan sesi duyuluyordu. Saçlarımı narin bir şekilde okşayan hafif bir esinti bu ahengi tamamlıyordu.

Derin bir soluk alıp ellerimi göğsümde birleştirdim.

Bana neler oluyordu ? Bu duyguyu nasıl tanımlayabilirdim ? Bütün gün o adamla yaşadığım anıları düşünmemin ne anlamı vardı ? Yoksa kendime verdiğim sözü bozup ona aşık mı olmuştum ?

Aklımdaki sorular beynimi insafsızca kemirirken kendimi çıkılması imkansız olan bataklığın içine daha bırakıyordum. Telefonumun çalan zil sesini duydum. Balkondan içeri girip kahverengi, parlak, dikdörtgen şeklindeki masadan telefonu alıp ekrana baktım. Ekranda tanımadığım bir numara vardı.

Açıp açmama konusunda tereddüt ederken tanımadığım numara ısrarla aramaya devam ediyordu.

Önceki telefonum balo gecesinde bozulduğu için rehberimdeki numaralarda gitmişti. Tanıdığım biri olsa dahi numarayı ezbere bilmediğim için tanımazdım.

Bu kadar ısrarla aradığına göre önemli olmalı diye düşünüp telefonu açtım.

- Alo ! Dedim sadece.

VANİLYA ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin