evimin çatısı, en buruk gülümsemelerinden öperim.
küçük kız, sarıldığı evin ne kadar yıkık dökük olduğunu görmemiş; sarıldıkca kanamış.
"annen öldüğünde kaç yaşındaydın?"
virân'ın sesi, kızın kalbine işledi. duyduğu soruyla dişlerini dudaklarına geçirdi.
"sekiz."
yutkundu.
"annem öldüğünde sekiz yaşındaydım, virân."
tanrının yoksaydığı ilk acı.
"dokuz yaşımda, terketti babam."
"on bir yaşımda, avucuma bıraktıkları şekere kandım.
derin nefesler alarak kelimeleri cümlelere sığdırmaya çalışıyordu.
"kıyafetlerim üzerimden yırtılarak atıldı."
aldığı nefes kendine yetmedi.
virân'ın da nefesi kesildi. ağlamak istedi, ağlayamadı. konuşmak istedi, konuşamadı. bağırıp, çağırmak istedi, sesini dahi çıkaramadı. zihni düşünmeyi bile reddetti.
"bedenime iğrenç eller dokundu."
"bedenime fiziksel açılan her yara, ruhumu kanattı."
"konuşmak istedim ama,"
"izin vermediler."
"konuşamadım."
"konuşmayı reddettiğim için,"
"daha çok yaktılar."
"içimde bir cehennem yarattılar."
ağladı.
gözünden akan yaşlar denize karışsın istedi. ayağa kalktı. deniz kenarına yakınlaştı. çatlak sesiyle konuşmaya çalıştı.
"virân," dedi sanki gerçek bir harabeye seslenircesine. "ölmek istiyorum."
"içimde yarattıkları cehennem beni yakıyor, v."
"yıllardır, içim yanıyor."
"yıllardır, bir cehennemde yaşıyorum."
"yaşamıyorum, yanıyorum."
"benim cehennemim,
sadece beni yaktı."yüzünü virân'a döndü.
gülümsedi. virân, öldü.
kızın bahsettiği cehennem çukuru, virân'ın kalbine açıldı. dudaklarını araladı.
"ölmek istiyorum."dedi. demedi, kelimeleri yaktı. gözlerinden o kadar çok yaş aktı ki, nefes alamadı. iki genç, deniz kenarında ölümü dilerken tanrı'dan, ömürleri birbirine karıştı.
"hiç kimseden korkmuyorum."
"senden de korkmuyorum."
"hiç kimseden korkmuyorum."
kız, bu cümleyi defalarca tekrar etti. defalarca öldü. defalarca korktu.
virân, ayağa bile kalkamadı. dudaklarını aralamak istedi, aralayamadı.
yüzünü sevdiğine döndü. çiçeğim dediği kadını, soldurmuşlardı. nefes almak istedi, beceremedi.
kız, saçları uçuşurken onların denizin dalgalarına karışmasını istedi. dolan gözlerini virân'ın gözlerine dikti.
"söylesene, çiçeğim desene."
gülümsedi. gülmese, ölecekti.
"söylesene, beni sevdiğini."
"bak, söyleyemiyorsun."
yüzündeki gülümseme bile acıdı.
"virân, ben cehennemin ta kendisiyim."
"bana yaklaştın, ya yanacaksın ya kaçacaksın."
bir kere daha güldü.
gülmese, ölecekti.ordan uzaklaşmaya başladı. gözlerini virân'ın gözlerinden ayırmadan, tek bir cümle kurdu.
"kaç virân."
09.06.2020/12:30
kırık güller yetiştirdim, göğsümde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ışıksız sokakların eskimiş yağmurları
Teen Fictiontamamlandı. avuç içlerin kan, intiharın yamuk, lavinia./23