bir mektup bırak, kendine.
perdenin arkasına saklandı yeniden adam, kız karanlığa düşünce ışığı düşledi.
"nasılsın lan çakma dedektif?"
"ne zaman iyi oldum ki asaf?"
sırtını koltuğa yasladı. başı ağrıyordu. asaf mutfak dolabında gezinirken, hiç bir şey bulamamanın acısıyla kuru bir kıkırtı doldurdu virân'ın kulaklarına.
"sen de ne yiyip ne içiyorsun be oğlum, bu nasıl bir depresyondur bir çıkamadın."
"ömürlük."
güldü asaf. virân'ın mimiği bile oynamadı yerinden. yutkundu ve karşısındaki koltuğa oturan asafa dikti gözlerini.
"onu bulamıyorum."
sesi kısıktı. acısı büyük. dudaklarındaki çatlaklardan bir damla gözyaşı düştü. kendini toparladı. ağlamayacaktı. güldü.
"onu bulamıyorum, asaf."
"o istemediği sürece onu bulamazsın. o istemediği sürece onu göremezsin. o istemediği sürece hiç bir şey yapamazsın."
kaşları çatıldı virân'ın. duvara diktiği gözlerini kardeşi bildiği adamın yüzüne indirdi tekrar. yüzünü buruşturdu.
"bu ne demek, asaf?"
asaf ayağa kalktı. kapıya doğru yavaş adımlarla yürüdü. kapının önünde durduğunda derin bir nefes çekti ciğerlerine. ve arkasını dönmeden dudaklarını araladı.
"bu o demek ki kardeşim, senin o olduğundan haberi vardı. seni tanıyordu. ve o istemediğin sürece, sen ona ulaşamazsın."
yutkundu sonra. ve sadece kendinin duyacağı bir sesle mırıldandı.
"ama sorun şu ki,
bu kez ben de."ardından evden çıktı ve kapıyı virân'ın yıkık dökük dört duvarına kapadı.
19.06.20/02:11
âh senin, güzelliğini yüreğine saklayan o çiçek dolusu ruhun; beni kalbimden vuruyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ışıksız sokakların eskimiş yağmurları
Teen Fictiontamamlandı. avuç içlerin kan, intiharın yamuk, lavinia./23