evim olsana,
evim olmanı istiyorum.küçük kız adamın arkasınca gitmek istemiş, bu yangından kaçmak ve kurtulmak için ruhunu almış yanına ve yola koyulmuş.
lavinia, virân gider gitmez yanına gitti usulca bankın. ilk defa oturmamıştı virân, bakmamıştı denize. bakmamıştı, gökyüzüne. yüzü yokmuşcasına, başını aşağı eğip gitmişti.
şaşırdı lavinia, cebinden hiç okumadığı diğer mektupları çıkardı. teker teker okumak için gelmişti bu gece buraya. hiç cesaret edemediği satırları ruhuyla sarıp sarmalamak için.
bir ay boyunca her gün mektup bırakan virân, son bir ayda o sahile uğramamıştı bile. lavinia, her gün onu orada beklese de gelmemişti virân.
gelememişti, belki de.
"tanrı nasıl unuttuysa bizi,
sen de öyle unuttun bu sahili."demişti kendi kendine.bir ay boyunca topladığı mektupları, virân'sız geçen bir ay boyunca hiç açamadı. açmadı. bu geceni seçti nefesini keseceğini bile bile satırların.
ilk defa, bir ay sonra o gün gördü virân'ını. yıkık dökük bir harebeden farksızcasına, sessizce elleri titreye titreye, bir ayda bin yaş yaşlanmışcasına banka bırakıp arkasına bakmadan gitmişdi virân.
baksaydı, görürdü oysa. o bakamadı, lavinia sesleyemedi. sessiz bir veda oldu onlarınki. sessiz ve acımasız. acıların acımasızlaştırdığı bir veda, nasıl olursa öyle oldu.
ama asıl acı, satırlarda gizliydi. asıl acı ve asıl acımasızlık. lavinia, bilmiyordu. öğrenecekti, sessizce satırları işlerken tek tek ruhuna. öğrenecekti.
30.06.20/01:23
sen gidemezsin,
sen buradasın,
sen,
tam canımın can bulduğu,
ellerimin arasında
atan sessiz bir kalpsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ışıksız sokakların eskimiş yağmurları
Teen Fictiontamamlandı. avuç içlerin kan, intiharın yamuk, lavinia./23