tanrının söylediği yalanlar bizi yaktı,

208 45 8
                                    

yaralarımızı sakladıkca, büyüdü.

evi sandığı adamın duvarları üstüne yıkıldı, kız çocuğu altında ezildi.

elleri titrerken anahtarını çıkardı. kapıyı açtı. yorgun bedeni ruhunu taşıyamazken, kapıyı arkasından örttü. içeri girdi. yutkundu. geçsin istedi. geçmedi.

sarhoş değildi. ama yürüyemiyordu. adımları paytakdı. kendini koltuğa bıraktı. gözlerini açtı. evde tekti. önemsemedi.

başında dolanan acımasız ağrıya karşı duramayıp ayağa kalktı. başı dönünce küfür etti. ilaçlarını almayı unutmuştu.

çekmecelere, komodine, her yere baktı ama ilaçlarını bulamadı. gözleri kararıyordu gitgide. yere çöküp elini yüzüne kapattı.

dakikalarca ağladı. ölmek istiyorum diye fısıldadı bu gün ikinci kez. sevdiği kadın ölmüştü. o da ölmek istedi.

ayağa kalktı. telefonunu bulunca bulanık gözleriyle asaf'ı aradı. açmadı.

"yalnızlık senin kaderin virân. evini arıyorsun. ama bak evin burada. insanın acısı evinde olur derler. dört duvarının bir  köşesine oturup ondan kaçarak ona koşmanı izleyen yalnızlık, senin evin. senin acın. senin kaderin."

masasının başına geçti. elini yüzüne koyup hıçkıra hıçkıra ağladı. sesi, odanın içindeki sessizliği dağıttı.

gözyaşlarının damladığı kâğıda kaydı gözleri. yarım bıraktığı mektubuna.

"Lavinia, benim siyah güller ekilmiş bahçemde tek çiçek sensin. hâlâ çok karanlık, sevgilim. bilmem nasıl bir alın yazısıdır bu, bir türlü yanmadı ışıklar. geçen bahçede bir sokak lambası gördüm, ben geçince sönüyordu. tanrım demek istedim, niçin bir kere olsun yakmadın ışıkları? boş versene. tanrı hiç sevmedi ki yetim çocukları.

çiçeğim, bilmem neye üzülürsün şimdi. ağlamana dayanamadığımı bilmiyormusun sevgili, niçin durmadan ağlıyorsun? gözyaşlarını gözlerime mühürleyeceğim bu gün, benden aksınlar. acılarını yüreğime düğüm yapacağım, beni acıtsınlar. şimdi çıkıp sana geliyorum. tanrıyla anlaştım, bir kere olsun saçların omzuma dökülürken ağlarsan, acıların benim olacakmış. öyle söyledi. hemencecik geçecekmiş.

umarım, tanrının söylediği yalanlar bizi yakmaz küçüğüm.

şimdi geliyorum, çiçeklerini açtırmaya sevdiğim."

kalemi eline aldı. devam etmek istedi. yazdı.

yazmasa ağlayacaktı. ağladı.

gözyaşları mürekkebe karışınca ölmeyi seçti. elleri titredi, kalem elinden düştü.

ve sonra öldü.

10.06.2020/11:10

virân, sen benim yaramsın.

ışıksız sokakların eskimiş yağmurlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin