8. Bölüm: "Beyaza Soluyan Kan."

94 30 21
                                    

Bölüme geçmeden önce SOL ALT KÖŞEDEKİ YILDIZA dokunmayı ve okurken de SATIR ARASI Yorumlarınızı eksik etmeyin Lütfen.🙏❄️

İyi Okumalar.🖤

Baba Zula: Babasız Kızlar Balosu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baba Zula: Babasız Kızlar Balosu

8. Bölüm: "Beyaza Soluyan Kan."

"İnsan bir damla kan ve binlerce düşünce."

Kamer, göğe asılı bir adamdı. Gök yüzüne aitti. Gökyüzü en özel parçasını ayırmıştı ona. Dolunayı. O en güzel ve en özel parçayken, ben yeryüzünden onu izleyendim. Hatta yerin dibinden. Yere düşen ve eriyen kar tanesinden. Yerden yahut gökten, fark etmiyordu benim için. Kalbimin görüş alanında olması yeterliydi. Kalbim onun için tekleyip dururken, onu daima karşısında istiyordu. Ya da kendi içinde.

Kamer, benim solumda soluğumdu. Aldığım her nefesi kalbime bölüşürken, o diye bölüşüyordum. Yıllarca ona uzaklığa alışmışken, şimdi şu son günlerde bu kadar çok muhattabımın olması beni afallatıyordu. Ona uzaklığa alışmışken, yavaş yavaş da olsa konuşmaya başlamak beni soğuk suya bastırıp, ardından sıcağa basıp şoklama yapmak gibiydi.

Ben, ben değildim bu aralar.

Ya da Kamer, Kamer değildi.

"Benden bunu niye sakladın?" Diye sormuştu, sorusunu. Aklıma bin bir türlü fikir uğrayıp uğrayıp gittiğinde, hangisine cevap vereceğimi bilemedim.

Hangisinin cevabını istiyordu ki?

O sorusunu sorup uzunca bir süre benden bir cevap yahut soruya soruyla cevap vermem gibi bir nitelik beklediğinde kardeşinin sesi ortamı bölmüş ve neyseki ben daha ağzımı açmadan gideceklerini bildirmişti. Ama Kamer Kardeleni uzunca süre duymazdan gelip gözlerini benden ayırmadan beklentiyle cevap vermemi beklemişti. Ancak ben cevap vermemiştim. O ise sadece beklemiş ve cevap vermeyeceğimi anlayınca sessizce kalkıp gitmişti.

Onlar gideli neredeyse bir saatten fazla olacaktı. Kardelen'in bende olan kıyafetlerini bilerek vermemiştim. Bizzat evine gidip vermeyi düşünüyordum yarın. Çünkü, ondan öğrenmem gereken şeyler vardı. Kamer telefonda konuştuğu kişiye, ölümü gözünün önüne aldığını ve bir hafta sonra gideceğini söylemişti. Bunun kim olduğunu öğrenmem ve peşinden gitmem gerekiyordu. Her ne kadar gitmemem gerekse de, onu orada ölümle burun buruna bırakmayı düşünemezdim. Canım tehlikeye girecek olabilirdi. Ya da olası bir belayla karşı karşıya gelebilirdim. Ancak bunların hiç biri onun canının yanında önemli değildi. Kamer'e zarar gelsin istemiyordum. Bunun için bazı şeyleri gözümün önüne almam gerekiyordu.

KÜL MAHZENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin