6. Bölüm: "Şefkate Saplanan Hançer."

113 32 65
                                    

OY VE YORUMLARINIZI UNUTMAYIN LÜTFEN 🌸🙏🙏🙏

OY VE YORUMLARINIZI UNUTMAYIN LÜTFEN 🌸🙏🙏🙏

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Manuş Baba | Dönersen Islık Çal

6. Bölüm: "Şefkate Saplanan
Hançer."

"Şefkatten mahrum ruhları, bir başka ruh ısıtabilir mi?"

Anne rahminden düşen bir bebek, dünyaya gözlerini araladığı anda, rahimden düşmesiyle ağlar ve sıcak şefkatli bir kalp tarafından benimsenmek isterdi. Bu yüzdendir ki, rahimden bebek düşer düşmez, ilk olarak anne koynuna koyarak bir kaç saniyeliğine de olsa, alacağı şefkat bağıyla tanıştırma merasimi gerçekleştirirlerdi. Bilirlerdi ki, ta rahimde başlayan ruh bağı, rahimden çıktıktan sonra da büyük bir geleceğe imza atardı. Ömür boyu sürecek bir şefkat bağı... Kulağa ne kadar da hoş geliyordu öyle değil mi? Şefkatli bir kalbin size ait olduğunu bilmek ve yahut o kalp tarafından benimsenmek. Bu muazzamdı.

Fakat ne yazık ki ben, daha rahimden düşer düşmez bundan mahrumdum.

Ondan sonra ki yıllarımda da.

Sevgi açlığım öyle çoktu ki, ne yaparsam yapayım bastıramıyordum. Bunu bastırmak benim elimde değildi gerçi. Bir başkasının bunu yapması lazımdı. Bu kişi Annem ve Babam olamamıştı. Becerememişlerdi. Onlar birbirlerinin sevgi açlığını bile doyuramamışlardı. Zaten bundan sebeptir ki, babam çareyi hep başka kadınlarda aramıştı. Annem ise yalnızdı. Aynı evin içinde iki yabancılardı. Benim hatırıma bitirmemişlerdi evliliklerini. Lâkin böylesi çok daha kötü olmuştu. Birbirlerine iyi gelmiyorlardı. Arada çocuk olsun olmasın, zorlamanın bir anlamı yoktu ki.

Babam, metresinden dolayı evin yolunu bile bulamıyordu. Annem de haliyle katlanamıyordu buna. Boşanmayı bir çok kez düşündüğünü hatırlıyordum. Ben daha altı yaşındayken, geceleri yanıma geldiğini hatırlıyordum annemin. Her seferinde bana anlatmaya çalışıyordu babamla hayatlarını ayırmak istediğini. Altı yaşındaki bir çocuk bunu nasıl kavrayabilirdi ki? Ya da nasıl kabullenirdi?

Sevmiyorlardı birbirlerini. Bir şefkatleri yoktu birbirlerine karşı. Birbirlerine karşı şefkat ve sevgileri olmadığı gibi beni de bundan mahrum ediyorlardı.

Hak etmiyordum bu cezayı öyle değil mi?

Kimse hak etmezdi ki bunu?

Kimse annesinin babasının bedelini ödeyemezdi.

Yaşımız kaç olursa olsun, bizler daima ebeveynlerimizin şefkatine muhtaçtık. Bu ukte, benim gibilerin kalbinde ömürlük yaraydı.

Yaramız sarılsındı artık.

KÜL MAHZENİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin