1.2

431 52 26
                                    

Vuslat neydi Ecmel, neden bize denk gelmiyordu bu altı harflik kelime? Ben senin gül teninde tekrar tekrar bulunmamak üzere kaybolmak ve sonsuza dek orada kalmak isterken bizim bu denli bir uçurumda ayrı kalmamız yakışıyor muydu aşkımıza? Vuslat Ecmel, bize gereken yegane tek şey olabilir şimdi, zira biz geri kalanını el ele verip sevgimizle hallediyorduk.

Canına yandığımın canı giderken ben nasıl hala burada olurdum? Ne denli bir savaştı bu içimdeki, inan bana Ecmel, kim galip gelirse gelsin ben kaybedeceğim bu savaşta. Seni kaybettim ben, gayrısı umrumda mı sanıyorsun?

Bir sigara daha yaktım sensizliğin üstüne ve derin bir nefes çektim ciğerlerime usulca, burada olsaydın tek dal sigarayı bölüşürdük birlikte. Ben dudaklarımız aynı nesneye temas ediyor diye sevinçle ama aynı zamanda seni zehirlediği için hüzünle içerdim o sigaraları, gül yüzüne bakarken. Sonra tebessümün düştü aklıma, benim canım acıdı.

Vedalar acıtır, tutarsan elimi belki yaralarımız sarılır. Ah Ecmel, sen gittiğinde evimi yuva yapanım gitti. Aşım, suyum, nefesim gitti. Şimdi uzanıp yatsam yanına, o bir buçuk metrelik toprakta yer açar mısın, tıpkı kalbinde açtığın gibi? İster misin beni de yanında, seninle gelsem kalbinde saklar mısın beni? Aç kalbini Ecmel, evime geliyorum.

Geliyorum Ecmel'im, artık hazırım ben. Biliyor musun, sana yine seninle geliyorum. Odamıza gidip kokunla veda etmek istiyorum bu bana artık sadece hüzün kokan şehre, senin kokunla kutsanmak istiyorum tekrar tekrar. Bu kez Ecmel... Bu kez beni yanında istersin değil mi? Bir daha istemezsen beni eğer, bu kalbimde açılan yaraları kapatamam.

Sigaramı yarım bıraktım, tıpkı senin beni bıraktığın gibi. Ben ruhumu seninle birleştirirken içten içe yanmaya devam edecek bu yeryüzünde, benim son varlığım o Ecmel'im. Ve ben, en değerli varlığıma gelmek üzere gidiyorum bu izbe yerden, pişman olmayacağıma emin olarak.

Banyoya ilerledim hızlı adımlarla, sanki yavaş olursam biri görecek ve beni vazgeçirecek gibi hissediyorum sevgilim ama hep unutuyorum, ben senden sonra hep yalnız kaldım Ecmel'im.

Her insan bir şiirdir bana kalırsa, okuyucu ne kadar derin düşünürse düşünsün yazarı kadar anlayamaz şiiri. Sanki Ecmel, şu fani şiirimi sen yazmışsın, beni benden daha çok anlayan bir tek sen vardın ve ben senden sonra hep yarım kaldım. Artık tamamlanmak istiyorum.

Sakallarımı doğru düzgün tıraş edemediğim için sen yapardın bu işi, senim dokunduğun tıraş bıçaklarını özenle saklıyordum meleğim. Bir tanesini titreyen ellerimle aldım banyodaki dolaptan ve çıktım oradan. Odamıza ilerlerken inan ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum, heyecanlıyım biraz Ecmel. Dizlerimin titrediğini hissediyorum ama bu ölüme gittiğim için değil, aksine sana kavuşacak olmamın verdiği bir telaş.

Odanın önünde durup kulbu kavradım, durmadım sevgilim, çünkü biliyorum ki durursam vazgeçerdim ve bunu istemiyordum. Seninle soluk aldığımız o odaya girdiğimde kafayı yemek üzereydim Ecmel, biz bu odada ne anılar geçirmiştik... Evlendiğimiz ilk gün burada uyumuştuk birlikte ve ameliyata girmeden önceki gün de yatmıştık aynı yatakta. Son olduğunu bilseydim ne yapardım diye düşündüm bir an yastığına odaklanıp, sevgilim, eğer son olduğunu bilsem o gece uyumazdık biz. Sabaha kadar seni konuştururdum sesini unutmamak için, ardından yorulduğunda kokunu içime çekerek uyurduk.

Ama sevgilim biz o gün sarılarak bile uyumamıştık değil mi? Ben kızgındım sana, riski göze almana ve kendini böyle önemsememene. Gönlümü alırsın sanıp sırtımı dönüp yatmıştım sana ama sen hiçbir şey yapmamıştın meleğim, neden yapmamıştın? Seni düşünüyordum ve benim dargın uyumama müsaade etmiştin sen.

Kafamı iki yana sallayıp kapıyı örttüm, sana kızmak en son isteyeceğim şeyler arasında bile yoktu. Yatağımıza dokunamadım, yastığına baktım ama saç telini bile bulamadım. Ne güzel olurdu sevgilim saç telin olsaydı bir tane, senden bir şey kalmış olurdu bana.

Dolabımızı açtım, giymeyi o çok sevdiğin elbisede en çok parfümün vardır sanıyorum. Seni hissederek ölmek istediğim için ona aradı gözlerim, eşyalarına dokunamadım bir an sevgilim. Sensiz hepsi soluk ve öksüz geldiler gözlerime, sanki bir şeyler gitmiş onlardan. Elbisene dokunacakken dizlerim tutmadı bir an bedenimi ve yere düştüm, sevgilim ben senden geriye kalan bir şeye nasıl dokunacaktım? Ya kokun giderse üstünden ya bu dünyada gezinen nadir senden bir şeyler eksilirse? Gözlerim dolu dolu dolabı izledim bir süre, elimdeki tıraş bıçağını yere koydum.

Ah Ecmel'im, bu kıyafetlerin içinde canlandın bir bir gözlerimde, çok zordu biliyor musun? Sen yokken seni izlemek öyle canımı yaktı ki o an... Gözlerimi ve yanaklarımı silip işe koyulacağım zaman dolaba uzandım, raf kısmında gözüme bir şey çarptı. Uzanıp avucuma aldım ve defter olduğunu gördüm, simsiyah bir defterdi bu.

Bir bir anlar zihnimde canlandı sevgilim, bazen evin bir köşesinde seni  bu defterde bir şeyler karalarken görürdüm. Hiçbirini okutmamıştın bana, hep

'' Yazı işte sevgilim, hazır olduğunda okursun belki. '' deyip geçiştirirdin beni. Hazır mıydım şimdi sevgilim?

Yatağımıza yaslandım ve kucağıma çektim defteri, kapağı bir cesaret araladığımda bunun yazı defteri olmadığını gördüm. Bu bir günlüktü, ilk sayfasına bir yazı iliştirmiştin.

'' Eğer bu günlüğü bulduysan ve ben hala varsam yanında, lütfen okuma sevgilim. Daha hazır değil bu defter, ne zaman olduğunu anlayacaksın.

Eğer yoksam yanında, herhangi bir sebepten, bilmeye hakkın var yazılarımı. Okutacağım demiştim değil mi sana? Sözümü tutuyorum o halde, nasıl buldun bilmiyorum ama eğer beni hala seviyorsan şunu unutma ki ne olursa olsun seni seviyorum iyi kalpli adam. Hayatını daha mutlu yapamadığım için özür dilerim... ''

***
-Bölüm sonu! Açıkcası pek yazma isteğim yok, duygusal yoğunluk yaşadığım bir dönemdeyim ama bekletmek istemedim.

~Sizce günlükten neler çıkacak?

2k'yı geçmişiz, harikasınız gerçekten 💕

Diğer bölümde görüşmek üzere 💙

Ecmel / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin