Elinde kimlik kartım, burnunun ucundaki yakın gözlükleriyle çalışma masamda oturmuş 40 lı yaşlarının sonunda, gri parlak saçlı bu yakışıklıyla tanışın... Babam Zafer Onan. Çalışma masamdaki laptobum da açık olan internet sitesi ÖSYM yerleştirme sonuç ekranı... Ekranda dönüp duran yavaş internet uyarısı.
Ve ta-ta-ta-tam!!!
Yerleştirildiniz.
Sine ONAN
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
İnşaat Mühendisliği
Puan türü SAY.
Tercih sıranız 1.
Gözlerim gördüklerine inanmak ve inanamamak arasında gidip gelirken. Babamın o şefkat dolu sesi döndürdü beni kendi gezegenimden şuan ki kara parçasına..
- Gözün aydın güzel kızım, Sine'm hala senin bu mesleği isteme nedenine vakıf olamasak da hakkında hayırlısı olsun inşallah.
Ah babacığım... Halbuki bu bölümü isteme nedenimi sana çok küçükken anlatmıştım. Size de bahsedeyim biraz. Babam asker benim. O yüzden şehir şehir gezdik bu yaşıma kadar. Gezdiğimiz tüm şehirlerde binalar, apartmanlar,gökdelenler arasına sıkışıp kaldı çocukluğum. Ta ki dede topraklarıma uzanan ellere kadar. Yazın tatil için gittiğimiz anne tarafım Çanakkale'nin merkezinde en işlek caddesinde dedemin hanı andıran, eski ama anı dolu evine kelli felli müteahhitler dadanana kadar. Hepimizin anılarıyla dolu bu güzel evi yıkmaktan, yerine sözüm ona iş hanı yapıp çok karlı ve göz alıcı bir bina yapmaktan bahsediyorlar. Dedem de her defasında "sizi gidi mendeburlar gelmeyin artık evime yıkıp ta yerini betonlarla dolduracaksınız izin vermem, ben ölünce ne halt ederseniz edin" deyip kovuyordu bastonuyla. O gün bir söz vermiştim kendime bunu da babama anlatmıştım tatil dönüşü. "Baba ben dedeme süppeeer bi ev yapmak istiyorum, nasıl yapabilirim?" "Anlamadım Sine ne evi kızım?" " Ev işte babaaa bildiğin ev dedemin evini yıkacaklarmış adamlar geldi dedemde onları kovdu defolun sizi gidi betonsever, yeşil düşmanı müte müt müft müfettişler sizi dedi." Babam güldü "müteahhitler demiş olmasın deden" deyip saçlarımı karıştırıyordu " Heh işte ondan baba" dedim. "Bende ondan olursam dedeme ev yapabilir miyim?" Babam dedi ki o gün " Ev içinde anılar varsa, içinde birbirini seven insanlar varsa evdir. Bunlarında en temel taşlarını inşaat mühendisleri yapar, güzelleştirmek ise mimarların işidir. Şekil vermek hayalleri gerçekleştirmek. Müteahhitler ise sadece güzel yalanlarıyla bunları pazarlarlar." demiş ve o an daha 10 yaşından alınan bi kaç günden sonra karar vermiştim inşaat mühendisi olmaya. Neden mimar değilde mühendislik derseniz, ben ben hayal fakiri Sine baş yapıt niteliğini taşıyacak eserler yapmak yerine o eserin temel taşlarına tuğlalar koymayı yeğledim. İşte mesleğe atılan ilk adım istediğim şehrin, istediğim üniversitenin, istediğim bölümünü kazanarak gerçekleştirilmişti. İstanbul benim ilk aşkımdı. Yada ilk zannettiğim aşktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNE
RomanceÖteki kadınım ben... Birinci kadının deyimiyle öteki kadın... Ötekileştirilmiş kadın. Ama aşkın ötesi berisi yok dememiş miydi? Aşka engel falan tanımak yoktu hani? Ben sinesi yanık Sine.. Bu satırlarımı 32 yaşımdan 22 yaşıma yazıyorum... Yazmalıyı...