Bölüm 6

361 38 0
                                    

   Tek tek odaları gezip keşfetmeye çalışıyordum. 1 saat önce uçaktan inmiş, kargoya verdiğim eşyalarımı ve özellikle de motorumu almış, kiraladığım eve gelmiştim. Ev büyük, bahçeli ve az eşyalıydı, tam istediğim gibi. Zaten ben de çok fazla eşya getirmediğim için yerleşmem kolay olacaktı.

Az önce Joe Russo arayıp yarın görüşmemiz gerektiğini, çekimden önceki ayarlamaları yapacağımızı haber verdi. Önceki filmin çekimleri henüz bitmediği için çekim yerine gidecektim. Bu beni bir miktar germişti. Herkesi tekrar görebilecektim. Onu tekrar görebilecektim ama bu sefer bir hayrandan çok iş arkadaşı olarak.

...

Heyecanla üzerimi giydim. Motoruma atladım ve bir an önce yola çıktım. Ulaştığımda saat 9'u henüz geçmişti. Motoru settekilerin arabası olduğunu tahmin ettiğim lüks arabaların yanında durdurdum. Kafamdan kaskı çıkardığım sırada arkamdan bir ses duydum ve o sesin kime ait olduğunu çok iyi biliyordum.

C.E.: Vay canına! O kaskın içinden senin çıkacağın hiç aklıma gelmezdi.

Gülerek arkamı döndüm. Chris Evans bana doğru geliyordu.

A.Ö.: Günaydın Bay Evans.

C.E.: Günaydın, aramıza hoşgeldin Alfa.

Birlikte sete doğru ilerlemeye başladık. Karavanların yanından geçerken konuşmaya devam ettik.

C.E.: Hazırladığın senaryoya bir göz attım. Gerçekten çok başarılı. Özellikle de başrole bayıldım. Bu film patlar ve fanlar da çıldırır. Harika iş çıkarmışsın.

A.Ö.: Teşekkür ederim. Yazarken ben de çok eğlenmiştim.

Set alanına girdiğimizde gözlerim istemsizce onu aramaya başladı. Son çekimlerin hazırlıkları sürüyordu. Bir tarafta üzerini giyinmiş, çekimi bekleyen oyuncular vardı. Bunlardan bazıları Tom Holland, Robert Downey Jr., Chris Pratt'ti. Bir de Chris Evans gibi yeni gelenler de vardı tabi. Ama bunların arasında Seb yoktu. Gözlerimle etrafı tararken bir anda kendimi birkaç kişinin arasında buldum. Bunlar Elizabeth Olsen, Evangeline Lilly, Jeremy Renner ve Scarlett Johansson'dı.

E.O.: Ben de diyorum, Chris neden gelmedi?

Elizabeth'in gözleri bana kaydı.

C.E.: Ah, hayır. Biz girişte karşılaştık sadece.

E.O.: Öyle mi? Seni aramızda görmek çok güzel Alfa.

S.J.: Tebrik ederim Alfa. Aramıza hoşgeldin.

J.R.: Hoşgeldin yeni kız.

A.Ö.: Teşekkür ederim, sizlerle birlikte olmak çok heyecan verici.

C.E.: Eh, alışsan iyi olur. Artık sen de bir Marvel oyuncususun.

Bu cümleyi duymak... o kadar harika bir şeydi ki, "Bir daha söyle" dememek için kendimi zor tuttum. O sırada arkamda bir hareketlilik hissettim. Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüğümde karşımda metal koluyla Bucky Barnes'ı buldum.

S.S.: Seni tekrar görmek çok güzel Alfa.

A.Ö.: Merhaba Seb. Seni de öyle.

Gözlerinin maviliğine dalmak üzereyken birinin bana seslendiğini duydum. Sesin geldiği yöne doğru kafamı çevirince yönetmenlerin bana doğru geldiğini gördüm.

A.R.: Günaydın çocuklar! Hoşgeldin Alfa. Seni gördüğüme çok sevindim. Lütfen bizimle gelir misin?

Sebastian'a dönüp gülümsedim ve yönetmenleri takip etmeye başladım. Gölgedeki bir masaya geçip oturduk. Heyecanımı bastırmaya ve olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordum. Birkaç belge imzalattıktan sonra hazırlıklar için konuşmaya başladık.

BİR ÖMÜR | SEBASTİAN STANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin