2 hafta sonra
Her şey mükemmel gidiyordu.
Çekimler başlamış, herkes yeni filme odaklanmıştı. Herkes halinden memnundu ve yeni filmi sevmişlerdi. Filmin senaryosunu yazan ve başrolünü oynayan kişi olarak kendimle gurur duyuyordum. Ayrıca çekimler inanılmaz eğlenceli geçiyordu. Şimdiye kadar Youtube'dan kamera arkalarını izleyip ortama özenirken kendimi o ortamda bulmuştum. Bu yüzden dünyanın en mutlu insanı olabilirdim. Bir de tabi saçlarımı maviye boyatmıştım. İlk günlerde ne kadar çekinsem de herkes beğenisini dile getirmiş, beni rahatlatmışlardı. (Alfa'nın saçları medyadaki gibidir.)
Hatta Anthony beni Şirinler'e benzetmişti. Ondan sonra da çoğu kişi bana 'Şirine' diye seslenmeye başladı. Seb hariç. O beni mavi saçlarımla ilk kez gördüğü zaman 'Morfo kelebeklerine benzemişsin.' deyip gülmüştü. O sırada Jarvis kulağıma Morfo kelebeklerinin renginin mavi olduğunu ve dünyadaki en güzel kelebek türlerinden biri olarak seçildiğini söylemişti. İşte bu çok hoşuma gitmişti. O günden beri Seb arada bir bana 'Kelebek' diye sesleniyordu ve bu da yanaklarımın kızarmasına sebep oluyordu.
Sıcaktan pişmiş, dinlenmeye çalışırken önüme uzatılan bardakla kendime geldim. Dönüp baktığımda Anthony'yi iki elinde kahve bardağıyla dikilirken buldum. Teşekkür edip bardağı aldığımda o da yanımdaki sandalyeye oturdu. Bir süre sessizce kahvemizi yudumlayıp çekim alanının hazırlanmasını izledik. Ortada Robert Downey Jr. Scarlett'la dans ediyor; bir kenarda Chris, Jeremy ve Mark sonraki sahnenin çekimi için deneme yapıyor, az ileride Letitia ve Elizabeth gülüşüyordu. Seb'in nerede olduğunu sormak için döndüğümde Anthony'yi bana bakarken buldum. Ben soracağım soruyu unutup ona bakarken o da ne yapacağını bilmeyip sandalyesinde kıpırdandı. O sırada Anthony'nin arkasında beliren Seb'e gözüm kaydı. Anlaşılan yeni sahne için üzerini değiştirmişti ama suratında anlayamadığım bir ifade vardı. Muhtemelen bir sonraki sahne dövüş sahnesi olduğu için gerilmişti. Gülümseyip konuştum.
A.Ö.: Gelsene Seb.
S.S.: Im.. Gidip biraz antrenman yapmam lazım. Size afiyet olsun.
Gülerek cevap verip ayağa kalktım.
A.Ö.: Filmde sadece sen dövüşmüyorsun Seb. Biz de biraz ısınsak iyi olur.
Anthony de onaylayınca üçümüz eğitmenlerimizin yanına doğru yürümeye başladık.
------------------------------------------------------------------------------------------
"Daha dikkatli olmalısın Seb. Ayrıca o bıçağı öyle tutmamalısın."
Sebastian gözünü ondan ayırıp karşısındaki eğitmene odaklanmaya çalıştı ve yapması gereken hareketleri tekrar yapmaya başladı. Ama bir türlü dikkatini veremiyordu. Anthony'yi, Alfa'yı süzerken gördüğünden beri aklı karmakarışıktı. Ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Ayrıca bunu neden bu kadar kafasına taktığını da bilmiyordu.
"Hayır, hayır tekrar."
Sinirle geriye doğru gitti. O sırada gözü yine ona kaydı ve.. hayranlıkla onu izlemeye başladı. Kız eğitmeninin üzerinden sıçrayıp duvardan destek alarak havada taklalar atarken Seb ağzı açık bir şekilde ona baktığının farkında değildi. Alfa yumuşak minderin üstüne ustaca indiğinde Seb de ona doğru yürümeye başladı. Arkasından bağıran eğitmenini umursamadı. Kız havada taklalar atmaya devam ederken üzerindeki pelerini kafasına dolandı ve çıkarmaya çalışırken daha kötü bir hale getirdi. Seb onun bu halinin çok tatlı olduğunu düşünerek yardıma gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖMÜR | SEBASTİAN STAN
ChickLitBiraz uzakta, karanlığın derinlerinde bir yerlerde onları izleyen Sebastian gözlerinin dolmasını engellemeye çalışarak arkasını döndü. Ancak tutamadığı gözyaşı yanağından süzülürken ona aşık olduğunu ilk defa kabullendi. Farkında olmadan bir sigara...