Pencereden giren güneş ışığı yüzümü ısıtırken gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalıştım. Başım, sanki üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi ağrıyordu. Yatakta rahatlamak amacıyla kollarımı ve bacaklarımı açıp gerineceğim sırada ayağım sert bir şeye değdi. Ne olduğunu anlamak için o tarafa döndüğümde az kalsın çığlık atıyordum. Sebastian hemen sağımda uyuyordu ve üst bedeni çıplaktı. Yatakta oturur pozisyona geçtim.
Sebastian neden benim odamdaydı?
Neden benim yatağımda uyuyordu?
Ve neden üzeri çıplaktı!?
Dehşet içinde bunları düşünürken üzerimdeki bordo elbiseyi fark ettim. Tabi ya, dün birlikte kafeye gitmiştik. Dün akşamki anılarım yavaş yavaş zihnime yüklenmeye başlamıştı. Bol bol gülmüş eğlenmiştik, sonra Sebastian beni sahneye çıkarıp şarkı söylememi istemişti, ben de söylemiştim, sonra..
Sonrası çok bulanıktı. Sebastian'la dans ettiğim bir görüntü zihnimde canlandı ama bu anıdan çok bir rüya gibiydi. Zihnimi ne kadar zorlasam da başka hiçbir şey hatırlayamıyordum. İçkiyi fazla kaçırmış olmalıydım.
Ama bunların hiçbiri Sebastian'ın yatağımda olmasını açıklamıyordu. Üzerinin çıplak olmasını hiç açıklamıyordu.
Yoksa.. hatırlamadığım kısımlarda.. bir şeyler mi yapmıştık.. yatakta..?
S.S.: Günaydın.
Sağımdan gelen sesle irkildim.
A.Ö.: G-günaydın.
Sebastian'a bakmamaya çalışarak cevap verdim. Bir yandan da hala dün gece neler yaşandığını hatırlamaya çalışıyordum. Sebastian hareketlendi ve yanıma kayıp yatakta benim gibi oturdu.
S.S.: Uzun zamandır bu sabahın hayalini kuruyordum. Seninle uyanacağım ilk sabahın..
Dedikten sonra omzuma yumuşak bir öpücük bıraktı.
LANET OLSUN! GERÇEKTEN BİR ŞEYLER OLMUŞTU VE BEN HİÇBİR ŞEY HATIRLAMIYORDUM!!
Ona doğru dönüp kendimi gülümsemeye zorladım. Sonra aceleyle yataktan kalkıp lavaboya doğru yönelmiştim ki Sebastian yataktan fırlayıp kolumdan tuttu ve beni durdurdu.
S.S.: Neyin var tatlım?
Tatlım mı??
A.Ö.: H-hiç..
S.S.: Dur biraz. Bu bakış.. hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi?
A.Ö.: Sebastian ben.. özür dilerim, gerçekten hatırlayamıyorum.
Bunun üzerine Sebastian yüksek sesle bir kahkaha attı.
S.S.: Çok normal, ben o kadar sarhoş olsam adımı bile hatırlayamazdım.
A.Ö.: Umarım saçma sapan şeyler yapmamışımdır.
Sebastian muzipçe yüzünü ekşitip güldü.
S.S.: Birazcık yapmış olabilirsin.
Yaklaşık 8 saat önce (Saat 00.30 civarı)
A.Ö.: Bana aşık olduğunu biliyorum.
Kız yavaşça ve gülerek koltuğuna geri çekilirken Sebastian kımıldayamadı. Onunla öpüşmek çok iyi hissettirmişti. Belki de kız kendinde olmadığı için böyle bir şey yapmıştı ama Sebastian'ın umrunda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖMÜR | SEBASTİAN STAN
Chick-LitBiraz uzakta, karanlığın derinlerinde bir yerlerde onları izleyen Sebastian gözlerinin dolmasını engellemeye çalışarak arkasını döndü. Ancak tutamadığı gözyaşı yanağından süzülürken ona aşık olduğunu ilk defa kabullendi. Farkında olmadan bir sigara...