My engineer Ram&King Space {türkçe çeviri}

Bölüm 13 : King'in gizli yeri

"Ram!"

"Huh?" Ani bir sesle sıçradım.

Yanımda oturan yakın arkadaşıma bakmaya döndüm. Gerçekten çevreme dikkat etmiyordum. Gözlerimin içine bakmaya çalışarak kaşlarını kaldırdı.

"Sorun ne? Seni uzun zamandır arıyorum", Phu alışılmadık davranışlarımı fark etti.

Düşüncelerimi okuyabileceğini sanmıyorum Phu.

{evet düşüncelerini okuyan King var 🥺}

"Pool hasta, bu yüzden onu doktora götürmeyi düşünüyorum", yüzüne baka baka yalan söyledim.

Yalan söylemek kolaydır ve insanlar bu konuda iyidir, ancak kimsenin yalan söylediğimizde ne hissettiğimizi bilmemesi iyi değildi.

Babam ve Pin arabaya girdiklerinde başka bir şey düşünemedim.

"Ah, o güzel genç doktor", dedi Phu veterineri kastederek.

Pin'in kız kardeşi olduğu için ona oldukça yakındım.

Bu delilik. Söyledikleri ne olursa olsun, zihnim aynı şeye geri dönmeye devam ediyor.

"Neden bahsediyordun?" diye sordum.

"Sınavlarımız yarın sona erdiğinden, P'King'in evinde akşam yemeği yiyelim demiştim."

"Evet", kısaca ekledim.

Dün gece yaşanan olay bir kez daha kafamda dolaşmaya başladı.

Saklanıp sessizce onları takip ettim ve varış noktaları bir oteldi. Ondan sonra takip edemedim çünkü personel izin vermedi.

Girebilecek olsaydım da onu sabah 13: 00'te, eşiyle evde uyumaktansa oğlunun çocukluk arkadaşı olan bir kadınla görmek istemedim.

Babam sadakatsiz. Sebep bulmaya çalıştım, babamın annemi aldatmayacağına kendimi ikna etmeye çalıştım çünkü o güzel, kibar ve çok iyi bir eş. Onun yerinde olsaydım, onu asla aldatmazdım.

"Ai'Ning"

Önümde duran kişiyi görmek için yukarıya baktım. Görmesem bile, kim olduğunu biliyordum. Sadece bir kişi bana "A'Ning" diyordu.

"Test nasıldı?", yanıma oturmadan önce bankta oturan herkese sordu.

Hepimiz Kasalong (Yasemin) ağacının altında mermer bir bankta oturuyorduk.

"Yapabildin mi?" diye tekrar sordu ve arkasına düşen beyaz Kasalong'a bakmadan önce cevap olarak başımı salladım.

Burnuma Yasemin'in hassas kokusu geldi.

"Bu iyi Vera"

Tee masamıza geldi. Arkadaşlarım gitmeye başladı. Tee, Phu'dan onunla bir yere gitmesini istedi.

"Huh"

"Neden?"

"Gitmek istemiyorum."

"Hadi gidelim Phu."

"King biz önce gidiyoruz, sevgilinle burada kal." dedi Tee gitmeden önce.

"Evet," herkes birer birer gitti.

Ben ve P'King artık masada kalan tek kişilerdik ama hiçbir şey söylemedik çünkü ikimiz de masaya düşen beyaz çiçeklerle daha çok ilgileniyorduk.

Bu beyaz çiçekleri gerçekten seviyorum, sebebi, her yerdeler. Her yerde oldukları için her zaman benim yanımdaymış gibi hissettiriyorlar.

"Unutma, eğer canını sıkan bir konu varsa her zaman benimle konuşabilirsin," dedi.