Yeni bölüm attığıma ben de inanamıyorum ama evet; sonunda yeni bölüm! Bazılarınızla bu hikayeye en başından devam ediyoruz, bazıları çoktan gitmiş; ve birçok kişi de bize katılmış. Okuyan, bekleyen herkese teşekkür ederim. (Bölümleri unutmamışsınızdır umarım ahhahajja)
Aslında bu bölüm uzun süre yayınlanacağı günü bekledi. Maalesef okul hayatım, hayatımda yolunda gitmeyen ve bir anda hayatımı başka yöne yönelmeme sebep olan şeyler yüzünden buraya gelecek gücü bulamadım kendimde. Aslında ihtiyacım olan yerden böylesine uzak kalmanın daha kötü hissetmeme sebep olduğunu ben yokken yaptığınız yorumlar, attığınız mesajlarınız sayesinde anladım. 🤧
Burada çok konuşmak istemiyorum bölüm sonunda buluşuruz. (Bu çok konuşmamış halim.) 🥺💕
İyi okumalar size. Yorumlarinizi heyecanka bekliyorumm. 💕
Sabah erkenden okula gelmiş; o depoya inmiştim. Okulun en altı katındaki, onunla sarıldığımız o depoya. Gece boyunca nasıl anlamadığımı düşünüp düşünüp kendime kızmıştım. Şiir apaçık burayı işaret ediyordu. Sarıldığımız o yeri..
"...Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim.."O kadar çok okumuştum ki ezberlemiştim her satırı.
"Başka neresi olabilirdi ki Rima? Cidden salaksın kızım, salak."
Depoya inip kapısını açtıktan sonra gözlerimi etrafta gezdirdim. Birden sanki o ana dönmüş gibiydim. Garip geliyordu. Sanki uzun zamandır hayatımdaymış gibi. Yıllardır onunlaymışım gibi.
"Portakallı Kek gibi düşün." diye mırıldandım.
"Nereye koyardın?"Yine içimde rüzgarlar uçuşmuştu. Onun bana hissettirdiği her duygu; sözcüklerle tanımlanamayacak kadar farklı ve özeldi.
Gözlerimi kapatıp o güne dönmeye çalıştım. Beni nasıl yönlendirdiyse o şekilde ilerlemeye çalıştım. Bir taraftan da ellerimi iki yanda gezdiriyordum yanlışıkla bir yere çarpmamak için. Arada tek gözümü açıp yoklasam da ellerimi oturana kadar çekmemiştim etraftan.
Küçük birkaç adım attıktan sonra rastgele bir yerde durup etrafımda dönüp oturdum. Karnımda birden kelebekler uçuşurken gülümseyerek gözlerimi açtım. Sanki saçlarımdaymış gibi hissediyordum parmaklarını."Kendine gel."
Hemen oturduğum yerden odaya göz attım. Etrafta birkaç kutu, kullanılmayan toplar, sıralar gibi şeyler vardı. Bu kadar eşya arasında nerede olabileceğini düşünmek biraz zordu. Her yerde olabilirdi.
"Tam buradaydın." diye mırıldandım.
Tam burada saçlarımda dolaşmıştı elleri.. Tam burada başımı göğsünde saklamıştı..
Yüzümdeki gülümseme silinirken yine yanlış yerde aradığımı düşünmüştüm bir an. Onunla oturduğumuz yerin etrafında bir yere koymuş olmalıydı diye düşünüyordum çünkü. Buralarda bir yerlerde olmalıydı ama yoktu.
Etrafa göz gezdirirken kendimi de hayal kırıklığına uğratmıştım. Öyle hissediyordum. Yine sonuca ulaşamamış olmaktan korkuyordum biraz da.
Ayağa kalkıp üstümdeki tozları silktim. Havada tozlar uçuşurken "Eminim buraya koydun. Başka bir yer olmaz." dedim. Kafamdaki onunla konuşuyordum."Bir bakalım o zaman."
Etraftaki kutuları elimle karıştırmaya başladım. Odanın bir köşesinden başlayıp her şeyin sağına soluna, önüne arkasına bakmaya başlamıştım ama en sonunda hiçbir şey bulamamıştım. Gerçi nasıl bir şey aradığımı da bilmiyordum. Yine bir zarf bırakmıştır diye düşünüyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
portakallı kek •texting
Short Storyportakallıkek: Ben bayılıyorum aslında keke bakma öyle dediğime portakallıkek: Portakallı olacak ama portakallıkek: Bir de turuncu saçları olmalı tabii portakallıkek: Güneşte parladığında saçları; güneş bile onu kıskanıp karartmak isteyecek etrafı p...