2.0

275 60 35
                                    

🌟 Yıldızlara dokunmak bu kadar zor olmamalı...🌟

Rose'nin gözlerinden yaşlar dökülürken merak ettiği tek bir şey vardı.

'Arkada kalanlar iyiler miydi?'

Rose

Polisler bizi önce hastahaneye götürmüştü. Min Sung hemen yanımdaki yatakta yatıyordu. Benim ellerimse yatağa kelepçelenmişti.

Neredelerdi. Başlarına bir şey gelmişmiydi acaba? İçim içimi yiyordu. Be olur bir şey olmasın onlara diye düşünüyordum.

R— Sence... iyiler midir?
MS— Bilmiyorum. Dua edelim iyi olsunlar Rose.

Başaramamıştık. Şimdi ise her şey daha da kötü olmuştu. Artık kesin emindim. 36 yıl...
Ben nasıl dayanacaktım? 36 yıl ne demekti? Bir ömür gibi geliyordu. Günler geçmek bilmezdi ki! Dışarıyı bir daha göremeyecek miydim? Tanrım nasıl dayanacaktım! Düşündükçe içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Ağlayamıyordum. Boğazıma bir şey düğümlenmiş ve ne kadar yutkunsam da çözülmemişti.

Peki onlar? Onlar iyiler miydi? Yoksa çatışma esnasında vurulmuşler mıydı? Sağlar mıydı? Eğer yakalanırlarsa onlar da ceza yiyeceklerdi. Tae ve Chan benim yüzümden hapse girecekti. Buna nasıl dayanabilirdim ki! Aklımda tek bir fikir vardı o esnada

Yok olmalıyım!

Peki ben yok olduğumda her şey düzelecek miydi? Kalsam ne düzene girecekti ki? Tam bir çıkmazın içindeydim. Berbat ve korkunç hissediyordum. Ona bir şey olmamalıydı. Onu da kaybedemezdim. Tam aşk denen şeyimi bulmuşken onu da yitiremezdim. Buna dayanamazdım. Evet bencildim. Sadece kendimi düşünüyordum. Ona bir şey olacak ve bir daha göremeyeceğim diye aklım çıkıyordu. Hemşirenin koluma sakinleştirici vurmasıyla yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu.

Yazar

Chanyeol Rose'yi arabaya bindirip gönderdikten sonra Tae ve Raiden ile plan yapmışlardı. Elbette bir B planları vardı. Şimdi planı uygulama zamanıydı. Raiden çantasından silahları ve mermileri çıkarıp Chanyeol'e ve Taehyung'a uzattı.

Çatışma başlamıştı. Üçü de bir yere dağılmıştı. Amaçları önden gidenlerin yakalanmamalarıydı. Elbette bunu yaparken kendilerini de yakalatmamalılardı. Yaklaşık 6-7 dakika sonra karşılarındaki adamlar çoğalmıştı.

Fakat karşıdakiler sadece polis değildi. Takım elbiseli adamlar da vardı. Chanyeol onların bakanın adamları olduğunu adı gibi biliyordu. Kafasındaki şapkayı daha da sıkı takarak kulağındaki kulaklığın düğmesine bastı.

C— Yeter bu kadar oyalama. Geri çekiliyoruz. Yakalanmadan ve yaralanmadan. Dikkatli olun!

Raiden/Tae— Tamamdır!

3'ü de ormanın derinliklerine doğru karanlıkta koşuyorlardı. Raiden B planına göre ormanın kenarındaki toprak yola bir araba bırakmıştı. Ve şimdi oraya doğru koşuyorlardı.

Arabaya uşaştıklarında hepsi bir anda ormanın içinden gelen siren sesleri ve mavi-kırmızı ışığa baktılar. Chanyeol arabanın içine attığı silahını hızla geri alıp ormanın içine koşmaya başladı. Tarhyung arkasından hızla giderek Chanyeol'ü tutmaya çalıştı. Ama Chanyeol onu ittirerek koşmaya devam etti. Ardından Raiden Chanyeol'ün üstüne atladı. Ve yere düştüler. Chanyeol Raiden'e yumruk attı. Fakat Raiden vazgeçmedi ve o da Chanyeol'e yumruk attı.

Raiden— Chan!! Kendine gel! Gitsen ne olacak mal!! Sen de yakalanacaksın! Deşifre olacaksın!! Hangi sikimde kurtarmaya çalışıyorsun lanet olsun! Kaç kişiler haberin var mı senin! Hem onlar hem biz yaralanabiliriz!

Tae— Geri çekilelim. Plan başarısız oldu.
Chanyeol sinirle ikisine bakıyordu.
Tae— Haddii ne bekliyorsunuz! Yakalanacağız.
Arabaya binip hızla oradan uzaklaşmışlardı.

Chanyeol çok sinirliydi. Gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Sağlıklı düşünemiyordu. Aklında sadece Rose vardı. Onu kurtaramamıştı. Başaramamıştı.

Tae çocukları evine getirmişti. Orurma odasına geçip konuşmaya başladılar.
Tae— Tamam plan başarısızdı. Ama bu Rose'nin orada kalacağı anlamına gelmiyor. Onu kurtaracağız elbette.

Raiden— Bakın çocuklar. Rose sizin için ço önemli olabilir ama ne kadar tehlikede olduğumuzu gördünüz yani demem o ki ben bu olanlara şahit olduktan sonra durumun ciddiyetini yeni farkediyorum yani—

Tae— Vaz mı geçiyorsun yani?
Raiden— Bakın ben de size yardım etmek is—
C— Raiden git! Yardımına filan ihtiyaç yok tamam mı!
Raiden— Chan özür dilerim am—
C— Raiden son kez söylüyorum! Git. Ya değilse elimden bir kaza çıkacak!

Chanyeol'ün elleri de dizi de sinirden tir tir titriyordu. Tek düşündüğü şey Rose'nin o hapisaneye geri dönmesine izin vermeyeceğiydi. Ne pahasına olursa olsun Rose'nin üzülmesine asla izin vermeyecekti.

Dışişleri bakanı hakime baskı yapıyordu. " O kız Seodaemun'da daha fazla kalmayacak." " Cezasını daha da ağırlaştırın ve gözümüzün önünde Seul Hapishanesine gelsin!" diyordu. Hakim de mecburen bakanın söylediklerini yapıyordu. Çünkü makamı ile tehdit ediliyordu.

Ani bir bildirge ile Seodaemun müdürüne  Roseanne Park'ın Seul Hapishanesi'ne sevki emri verildi.

Gardiyanlar Rose'nşn bulunduğu hücrenin kapısını açıp Rose'yi koğuşuna eşyalarını toplaması için bıraktılar. Rose eşyalarını toplayıp çıkarken arkasındaki herkesin Rose'yi meraklı bakışlarla izlediğini biliyordu.

Kelepçeler tekrar takıldı ve polis arabasına bindirildi Rose. Yanında bir polis ve önce iki tane polis vardı.

Rose etraftaki ağaçlar son kez bakıyordu. 36 yıl boyunca bir daha göremeyecekti çünkü. Bu çok acı geliyordu ona. Gözleriyle etrafın fotoğrafını çekiyor aklına kazıyordu ağaçların yeşilini.

Güneş batmak hava kararmak üzereydi. Rose'nin aklına bir anda Tae ve Chan gelmişti. Gülümseyen yüzü bir anda solmuştu. Nasıllardı acaba? diye düşünürken bir anda bir silah sesi ardından da yüzüne sıçrayan sıcak kan lekesi ile sıçramıştı Rose. Art arda 3 defa silah sesi gelmiş ve düz yolda ilerleyen araba bir anda bir engele çarpıp asfaltta savrularak durmuştu.

Rose şoka girmiş bir şekilde arabadaki ölü polislere bakıyordu. Daha demin ne olmuştu öyle! Arabanın yanına koşarak gelen kişilerle Rose zaten çıkamadığı şokun üstüne bir şok daha geçiriyordu.

 Daha demin ne olmuştu öyle! Arabanın yanına koşarak gelen kişilerle Rose zaten çıkamadığı şokun üstüne bir şok daha geçiriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şuraya bir Onur Can dozu bırakıyorum

Chandelier and Rosedelier || ChanroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin