2.3

252 58 19
                                    

🌟 Yıldızlara dokunmak bu kadar zor olmamalı...🌟

Chanyeol kapıyı açtı ve Nicolas'ı içeriye aldı. Nicolas nefes nefeseydi.
"Chan, bir sorunumuz var!"

C— Ne oldu?
N— Baban. Duymuş olanları seni çağırıyor! Sesi hiç sakin gelmiyordu.
C— Nerede şu an?
N— Burada yani Ontario'daymış.
C— Tamam ben giderim. Sen Rose'ye göz kulak ol.
N— Tamam.

Chanyeol arkasındaki Rose'ye dönerek alnına küçük bir öpücük kondurdu. Rose'de ona 'Beni merak etme' bakışları atmıştı.

Chanyeol babasının bulunduğu lokantaya gitti. Babası karşıdaki masada abisi ile oturuyordu. Yanlarına gittiğinde abisi ayağa kalkıp sarılmıştı kardeşine. Fakat babasında hiç tık yoktu. Normalde babasıyla arası gerçekten iyiydi. Hatta babası onun savcı olmasından fazlasıyla gurur duyuyordu. Fakat bu olanlar normal olarak babasını fena üzmüş ve onaylamayacağı vir duruma sokmuştu.

Babası da elbette oğlu ne yaparsa yapsın desteklemek istiyordu fakat bu olanlar büyük meselelerdi. Kendisinşn bile boyunu aşardı. Bu yüzden oğlunu vazgeçirmeli ve kızı geri yollama konusunda oğlunu ikna etmeliydi.

Chanyeol masaya oturduğunda babasına selam verdi. Babası da ona somurtkan bakışlarla karşılık verdi. Sert bir imaj çizmeye çalışıyordu. Fakat bilmiyordu ki oğlu artık ölse de vazgeçemeyeceği bir büyüye kapılmıştı.

— Chanyeol ne oluyor oğlum. Senin derdin ne? Önce kendini sonra bizi yakmaya mı çalışıyorsun ha!
C— Baba ne dersen ne söylersen ne yaparsan yap fakat şunu bil ki beni bu saatten sonra kimse engelleyemez. O kızı korumayı ölme pahasına değişmem. Bu yüzden hiç uğraşma!
Thomas(Abisi)— Baba, Yeol. Biraz sakin olalım ha?
C— Abi ortada harlanacak bir ateş yok. Sadece beni vazgeçmeye çalışmasın o kadar. Ben ne size ne de başkasına zarar gelecek bir şey yapmam.

O sırada Chan'ın aklına Taehyung gelmişti ve yutkunamamıştı anlık. Ama sonra babasının söz almasıyla ona odaklandı.
— Bak oğlum. Anlıyorum kıza gönlünü kaptırmışsın, anlıyorum abayı yakmışsın. Ama gelip geçici bir şey olmayacağının garantisini verebilir misin? Değer mi mesleğini, kendini, hayatını, canını hiçe saymaya?

C— Hiçe saymak? Baba o kız neler yaşadı biliyor musun sen? Önce kaçırılıp zorla ameliyata zorlandı. Sonra komploya kurban gitti ve yok yere 36 yıl ceza aldı. Ve ben itiraz bile edemedim çünkü yukardan kesin emir veriyorlardı. Dahası kızın ailesini öldürdüler o hapisteyken baba! Buna hangi yürek dayanır. Kızı ne zaman görsem ya hastanede yoğun bakımda ya da ağlamaktan şişmiş gözleri, patlamış dudakları, morarmış teniyle karşımda duruyordu. Buna dayanabilir misin sen? Hadi sen dayandın diyelim ya ben? O kız benim için çok değerli baba. Ne zaman nasıl bir anda bu kadar değerli oldu bilmiyorum. Ama onu gerçekten sevdim ve seveceğim baba. Ve sen de buna istesen de istemesen de ses çıkartmayacaksın.
...

— Tamam. Peki. Beni ne kadar zor durumda bıraktığının farkındasın değil mi Chan?  Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun? Peşini bırakmayacaklarını biliyordundur umarım.
...
Chanyeol babasıyla görüşmesinden sonra abisi ile vedalaşıp tahtadan eve geri dönmüştü. Rose ise o sırada meraklı gözlerle camdan yolunu gözlüyordu. Bu sırada yukarıdan yılın ilk har tanesi düşmüştü yere. Chanyeol ileride görünüyordu şimdi camdan. Rose'ye dışarıya gelmesi için işaret ediyordu.

Rose Nicolas'ın aldığı kabanını ve şapkasını giyip Chanyeol'ün yanına dışarıya çıktı. Fakat Chanyeol az önce durduğu yerde yoktu. Ve kar tipiye çevirmiş hızla etrafı beyaza kaplıyordu. Bir anda arkasında bir sıcaklık hissetti Rose. Ve ardından kulsğının arkasında gıdıklanma. Gülğmsemesini tutamayarak yavaşça dudakları yukarıya doğru kıvrıldı Rose'nin. Sonra arkasına dönüp ellerini Chanyeol'ün boynundan geçirdi. Alınlarını birbirlerine yaslayıp gözleri kapalı anı yaşadılar ikisi de. Etraftaki ağaç aralıklarından gelen rüzgar uğultusu ve karın yağışı... Bir süre sonra Rose gözlerini açıp dudaklarını hızla Chanyeol'ünkilere değdirdi ve hızla geri çekip belindeki ellerinden kurtuldu.

İleriye doğru koşup yerdeki birikmiş karları aldı. Ve kartopu yapıp heykel adama attı. Tabii heykel adam boş durur mu o da meleğine attı fakat bilerek isabet ettirmemişti. Bir süre daha şavaştıktan sonra ikisi de kendini karların arasına atmıştı. Şimdi bembeyaz yer ve gökyüzü arasında yanyana uzanıyordu ikisi de.

Biraz sonra Nicolas'ın telefonuyla anın büyüsü bozulmuştu. Chanyeol hızla yattığı yerden kalkıp Rose'yi kaldırdı ve eve doğru koştular. Evden eşyalarını alıp arabaya bindiler.

2 Saat Sonra

Bakanın adamları yeni bir emrin üzerine artık Rose'yi ve Chanyeol'ü öldürme emri almışlardı ilk gördükleri yerde kafalarına sıkmayı planlayan adamlar Ontario'daki konumlarını bulmuş ve hızla oraya gitmişlerdi.

Kuzey Atlas Deniz'inde babasının oğluna kıyamayıp verdiği gemilerinden bir tanesi ile denize açılmıştı gemi. Hızla ilerliyordu azgın dalgalı denizde gemi. Ama deniz gerçekten dalgalıydı. Seyahate çıkmak için hiç iyi bir hava değildi bir denizci için.

Elbette bakanın adamları da bir gemi alıp onları peşi sıra kovalıyorlardı arkalarından. Bir süre sonra yetişmişlerdi gemiye bile. Güneyden esen lodos ise geminin yelkenlilerini parçalayacak cinstendi. Bakanın adamları gemiye bir anda ateş açmaya başlamışlardı.

Her şey bir anda olmuştu. Chanyeol'ün babasının verdiği gemi şimdi delik teşikti. Ve içine su almaya başlamıştı. Bir anda gemide yangın çıktı ve yelkenlilerin kumaşları ardından tahtalar tutuşmaya başlamıştı elbette su söndürüyordu ama ateş o kadar harlıydı ki bu yetmiyordu.

Buna onları öldürmeyi amaçlayan adamlar bile şaşırmıştı. Fal taşı gibi açılmış gözlerle karşılarındaki büyük geminin yavaş yavaş yanarak ve içine su alarak batışını izliyorlardı. Bu onların işini kolaylaştırmıştı ne de olsa. Kafalarına kurşun sıkmak zorunda kalmayacaklardı boğularak öleceklerdi...

Bir anda büyük bir patlama oldu gemide. Yangın içeriye yakıt tankerine kadar sıçramış ce tanker yüksek basınçla patlamıştı. Gemi paramparça olmuştu. Birilerinin o gemiden özellikle böyle bir havada sağ kalması imkansıdı... Bakanın adamları daha fazla ilerlemeden geri dönüşe geçmişlerdi. Onlar mutlulardı ne de olsa Mission Complated'dı onlar için.

Parçalara ayrılan gemi ve içindekiler deli dalgaların içerisinde çoktan denizin soğuk ve karanlık derinliklerinde gökten yağan kar eşliğinde kaybolmuşlardı...

Parçalara ayrılan gemi ve içindekiler deli dalgaların içerisinde çoktan denizin soğuk ve karanlık derinliklerinde gökten yağan kar eşliğinde kaybolmuşlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şuraya bir 2NE1 dozu bırakıyorum.

Chandelier and Rosedelier || ChanroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin