Önüne geçemediğin tek şey kaderdir. Seni yaşama bağlayan her şey
aslında bir mucizedir.
Bugün yaşadığın her şey
dünden kalma sebeplerdir.
ve aslında hayat dediğin;
yaşayabildiğin kadar güzeldir...
~ Can Yücel
__________________♡♡____________________(Medya Yavuz Ateş)
Vedat abi odamdan çıktıktan sonra banyoya girmiştim. Yarım saat banyo yapmış odama gelince Zeynep'in yatağımda oturur vaziyette buldum. Heralde okuldan yeni gelmiş ve olanları duymuştu. Biraz yorgun görünüyordu. Gastronomi okuduğu için staj yapıyor ve eve yorgun dönüyordu.-Hayat olanları duydum. Nasılsın, iyi misin?
-Teşekkürler çok iyiyim ya. Hattâ öyle iyiyim ki anlatamam. Bir de şu adam çıktı başımıza. Akşam yemeğe gelecekmiş.
Biraz atarlı davranmıştım. O adamın bana bağırması aklıma geldikçe sinirlerim daha da artıyor ve unutmuyordum.
-Evet, duydum. Sen canını sıkma. Düşünme bunları. Neyse sen üzerini değiştir ben de akşam yemeğini hazırlayayım. Zaten anca yetişir.
-Tamam Zeynep. Üzerimi değiştiriyim ben de yardım ederim.
Biz böyle konuşurken odaya Arya gelmişti.
-Yeni geldim okuldan. Hoca bir bitirmedi ki dersi. Hayat aklım hep sendeydi. Nasıl oldun iyi misin?
İnsanın böyle düşünen arkadaşları olunca sırtı yere gelmez diye içimden geçirdim. Onlar hep benim için uğraşıyorlardı. Benim iyliğim için.
Bana üzgün gözlerle bakan Arya'yı daha çok üzülmemesi için ben iyiyim üzülmeyin dedim.
Arya yanıma gelip bana sıkıca sarıldı. Eskiden olduğu gibi bana sıkıca sarılmıştı. Sonra Zeynep'te gelip o da sarıldı.
Beni bu denli seven arkadaşlarımı kırmamam gerekiyordu. Onları üzmeye, endişelendirmeye hakkım yoktu. Onlar bana sarılırken tüm üzüntülerim gitmişti. İçime bir ferahlık bir esenlik gelmişti. Beni çok seven arkadaşlarıma daha çok sarılarak sizi çok seviyorum dedim. Ben böyle söyleyince Arya;-Tamam ya bu kadar yeter. Bak ağlatacaksınız beni.
Zeynep hemen söze atladı.
-Sulu göz Arya ne olacak.
-Kim ben mi sulu gözüm. He canım kesin öyledir.
Bunlar yine birbirlerine laf atmaya başlamışlardı. Biraz moralim düzelmişti.
Gülerek hemen araya girdim.-Kızlar! Tamam. Saat altıya geliyor.
Zeynep hemen saate baktı. Koşarak mutfağa doğru gitti. Arya'da;
-Neyse canım bende Zeynep'e yardım edeyim.
Diyerek Zeynep'in arkasından gitti.
Ben de hiç oyalanmadan elime ilk gelen pantolan ve tişörtü giydim. Saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Sonra da mutfağa geçtim.
Zeynep yine çok nefis yemekler yapıyordu. Arya ve ben onun kadar güzel yemek yapamazsak da elimizden geldiğince yardım ettik. Yorulmuştum. Masadan sandalyeyi çekip oturdum. Zeynep'in yemek yapışını ve Arya'nın ona yardım edişini izledim. Sonra aklıma yetimhanedeki küçüklüğüm geldi. Yetimhane müdürünün söylemesine ve kayıtlara göre ben üç yaşımdayken üzerimde bir not ile yetimhanenin bahçesinde bulmuşlar. Notta ismin Hayat soyadımın ise Vural olduğu yazıyormuş. Beş yaşıma geldiğimde yetimhaneye Arya Akkaya isimli bir çocuk getirmişlerdi. Arya'nın yetimheneye getirildiği anı pek hatırlamıyorum ama ilk geldiği gün çok ağladığını hatırlıyorum. Sonra onu yatağıma yatırmış üzerini örtmüştüm. Hayata karşı her zaman birlikte savaşmış birlikte direnmiştik. O küçücük halizle tutunmuştuk hayata.
Biraz gözlerim dolmuştu. İki dakika boyunca etrafa boş gözlerle bakındım. Eskiler aklıma geldikçe ve ailemin beni bırakması beni hem düşündürüyor hem de üzüyordu.
Bugün gördüğüm rüya aklıma geldi. Tam bunu Arya ve Zeynep'e anlatacakken kapı zili çaldığını duydum. Zeynep;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT
Novela JuvenilHayatım bir sonbahar gibiydi. Uçsuz bucaksız sonu gelmeyen bir sonbahar. Yapraklarım... Onlar birer birer dökülmüşlerdi, geri gelmemek üzere. Artık kupkuruydum.Beni hayatta tutan tek şey ise kurumak üzere olan köklerimdi. ------------------◇...