13.Bölüm

15 12 2
                                        

Kalp midir insana sev diyen,
Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?
Sahi nedir sevmek?
Bir muma ateş olmak mı?
Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

                                         ~Şems-i Tebrizi
___________________♡♡___________________

~Bir hafta sonra

Toprak ve ailesinin geldiği gün çok kötü şeyler olmuştu. Kahve içtikten sonra gitmek için ayağa kalkmışlardı. Sonra onları kapıdan geçirirken Toprağ'ın annesi bana 'Hazan' demişti. Birden başım dönmeye başlamıştı. Ama belli etmemiştim. Onlar gittikten sonrada kendimi tutamayıp bayılmıştım. Hazan ismi bana tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkaramıyordum. Sonra beni yatağıma yatırmışlardı ve yarım saat sonra anca kendime gelebilmiştim. Hastaneye gitmek için beni çok zorlamışlardı ama iyi olduğumu ve gitmek istemediğimi söylemiştim.
O günün üzerinde bir hafta geçmişti. Artık omzumdaki kurşun yarası iyi olmuştu. Hareket bile ettirebiliyordum. Dün de Vedat abi ile doktora kontrole gitmiştik. O da iyi olduğumu söylemişti. Daha sonra Fatma teyze ve Ahmet amcada Ankara'ya gitmişlerdi. Onların gidişine hepimiz çok üzülmüştük. Onlara bir hafta boyunca alışmıştık. Ama gitmeleri gerektiğini söylemişler ve gitmişlerdi.
Sonra Toprağ'ın iş teklifinide kabul etmediğimi söylemiştim. Vedat abi ne kadar da çok kabul etmem için beni zorlasada ben yine kararımdan vazgeçediğimi söyleyip kabul etmemiştim.

O kocaman bir hafta çok sıkıcı geçmişti. Dışarıya bile çıkamamıştım. Ama bugün okula gidecektim. Sonra da işe gitmeyi düşünüyordum. Arya, Zeynep ve Vedat abi bana ne kadar da kızsalar bile bugün işe gidecektim. Evde bunalmıştım. İşten sonrada yetimhaneye gidip aklıma takılan soruları araştıracaktım.
Beni yetimhanenin bahçesine beni bırakan kim? Üzerimde çıkan notu kim yazmış? Bunun gibi şeyleri araştıracaktım. Bir de
Ateş ailesi ile ilgili daha derin bir araştırma yapacaktım.

Daha fazla oyalanmadan dolabımdan aldığım siyah pantolonum, siyah ve beyaz çizgili tişörtü ve sarı hırkamı giydim. Saçlarımı da yukarıdan bağladım. Çantamı ve siyah şapkamıda alıp odamdan çıktım. Biraz öncede kahvaltı yapmıştık. Zeynep okula gitmiş Arya'nın da sınavı olduğu için ders çalışacağını söylemiş ve odasına gitmişti.
Daha fazla ses yapmayıp ayakkabılarımı giyerek dışarıya çıktım.

Bu sokakları bile özlemiştim. Yavaş yavaş yürüyerek sokağın başına doğru ilerledim. Arkamdan iki tane takım elbiseli adamlar geliyordu. Arada bir arabaların arkasına saklanıyorlardı. Beni takip ettikleri her hallerinde belliydi. Biraz panik yapmıştım. Sonra kendi kendime sakin ol Hayat diyerek teselli ediyordum. Kaldırımın kenarıda park edilmiş olan arabanın yan tarafına saklandım. Adamlar beni göremedikleri için panik yapmışlardı. Arabanın aynasından onları görebiliyordum. Benim saklandığım arabanın önüne doğru geldiler. Birden önlerine hızlıca çıktım. Beni karşılarında görünce afalladılar. Uzun olan diğerine;

-Aha ya oğlum Hayat yenge burdaymış ya.

Ne bu bana yenge mi diyor? Hemen yüksek sesle;

- Kimsiniz siz, neden beni takip ediyorsunuz?

Kısa boylu olan;

-Topra...

Tam böyle derken diğeri onun ağzını kapattı.

-Söyle dedim sana.

Ağzını kapatan adam;

-Hiç bu ne dediğini bilmiyor.

-Bak kim olduğunuzu söyleyin yoksa bağırırım tüm mahalleyi buraya toplarım ona göre.

Tam bağıracakken kısa boylu olan adam;

-Tamam dur. Biz Toprağ'ın adamalarıyız.

-Toprağ'ın mı?

-Evet.

Şimdi Toprak mı bunları peşime takan?
Çok sinirlenmiştim. Kendini ne zannediyordu?

-Gidin o Toprağ'a deyin ki Hayat kendi başının çaresine bakabilirmiş deyin tamam mı?

-Yok hayır diyemeyiz.

-Ne demek diyemeyiz?

-Eğer peşimi bırakmazsanız polisi ararım.

-Yenge bak bizi de anla. Toprak abi dedi takip edin diye.

- Bak ağzını topla tamam mı? Bana yenge deyip durmayın.

-Tamam yenge.

-Hâlâ yenge diyor ya çıldıracağım.

İkiside gözlerini bana dikmiş bakıyorlardı. Sonra;

-Sakın arkamdan gelmeyin. Anladınız mı beni? Allah Allah ya.

Arkamı dönüp yürümeye başladım. Bir de bunlar çıkmıştı başıma. Sokağın başına kadar yürüyüp arkama baktım. Hele şükür ikiside yoktu. Otobüse binip okulun olduğu sokakta indim. Okula doğru gidiyordum. Birden ağzıma biri bir mendil kapattı. Ayağımla arkamdaki adama vuruyor ve tüm gücümle bağırmaya çalışıyordum. Ama yavaş yavaş bilincimin kapandığını hissediyordum. Son duyduğum ise gülme sesi oldu.

~Toprak'tan

Bir hafta boyunca Hayat dışarı çıkmamıştı. Zaten böyle olması çok iyiydi. Ona o akşam iş teklifinde bulunmuştum ama o kabul etmemişti. Sonra evden çıkarken annem yanlışlıkla Hayat'a Hazan demişti. Sonra dışarı çıkmış eve gitmiştik. İçimden Hayat lütfen bir şeyi hatırlamasın diye geçiriyordum. Ama olan olmuştu.

Birden telefonumun sesini duydum. Arayan Cihan'dı. Kesin önemli bir şey olmuştu. Hemen telefonu açtım.

-Alo abi.

-Ne oldu Cihan?

-Abi şey biz...

-Ne oldu söylesene lan?

-Abi Hayat bizi fark etti. Sonra sakın arkamdan gelmeyin dedi ve sanada ben kendi başımın çaresine bakarım dedi.

-Allah kahretsin be bir işi bile beceremediniz. Şimdi nerde peki takip ediyor musunuz?

-Yok abi polisi ararım dedi.

-Oğlum mal mısınız siz? Ben ne olursa olsun peşini bırakmayacaksınız demedim mi? Hay size bu işi verende suç. Eğer Hayat'a bir şey olursa sizi yaşatmam lan.  Nerdesin şimdi?

-Hayat yengenin evinin olduğu sokağın başındayız.

Telefonu yüzüne kapattım. Sonra hızlıca evden çıkıp arabama bindim. Arabayı Cenk ve Cihan'ın olduğu yere doğru sürdüm. Bir yandan da Hayat'ı telefondan arıyordum. Üçüncü arayışımda açtı.

-Alo kimsin lan sen?

-Asıl sen kimsin? Hayat nerede?

-Uslu bir çocuk gibi sandalyede bağlı duruyor.

■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇◆■◇

→Ee arkadaşlar bu bölüm nasıl olmuş?

→Acaba diğer bölümde neler olacak? (Tahminleinizi yorumlara yazabilirsiniz)

##Bana oy ve yorumlarınız ile destek olmayı unutmayın》》》

Sevgilerle...
Kendinize iyi bakın diğer bölümde görüşmek dileği ile^

@denizmavi5885
♥ ~ ♥

HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin