5.Bölüm

70 19 24
                                    

Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
~Orhan Veli Kanık
__________________♡♡____________________

(Medya Hayat)
Alarm sesini duymamla yarı uykulu bir şekilde ayağa kalkıp alarmı kapattım. Pencerenin kenarına gidip şehrin uyanışını izledim.

Gün yeni yeni ağrıyordu. Bu yeni günü daha iyi görmek için balkona çıktım. Kollarımı yana açıp yeni güne 'merhaba' dedim. Rüzgar hafif bir şekilde esiyor, saçlarımı dağıtıyor, kuşların şarkısına ortak oluyordu. Güneş denizin kenarında yeni yeni doğuyordu. Mavi gökyüzü, siyah ve mavi karışımı bir renk ortaya koymuştu. Biraz aşağıya eğilip bahçedeki papatya çiçeklerine baktım. O da mis kokusunu rüzgârla birleştirip etrafa güzel kokular yayıyordu. Güzel bir gündü.

Dün akşam yemeğinden sonra Serkan abi ve Yavuz gitmişti. Ben de odama gelerek Yavuz'un bana yazdığı notu okumuştum. Daha sonrada iki saat ders çalışıp uyumuştum.

Bugün okulda dersim yoktu. Ama saat on birde Mustafa Hoca'nın odasında olmam gerekiyordu. Mustafa Hoca heralde benimle bir şeyler konuşacaktı. Bir de kütüphaneden aldığım kitapları teslim etmem gerekiyordu. Bu işlerimi hallettikten sonra kafeye gidip çalışacaktım.

Rüzgârın esintisi beni biraz üşütmüştü. Balkondan çıkıp odama geldim. Etrafa bakındım. Odam dağılmıştı. Normalde dağınıklılığı hiç sevmezdim. Ama dün ders çalıştığım için kitaplar biraz dağılmıştı. İlk önce yatağımı toplayıp, düzelttim. Sonra masamdaki kitapları sıralayıp düzenledim. Evet odam biraz toparlanmıştı. Masanın yanındaki kitaplığımada biraz el gezdirdim. Burası düzenliydi. İlk iki rafta şiir kitapları diğer rafrada Türk ve Dünya Klasikleri, romanlar falan vardı. Kitapları düzenlemek, okumak bana ayrı bir heves ve heyecan katıyordu. Kitap kokuları arasında kaybolmak ve hayallere dalmak...
Zamanımın çoğunu kütüphanelerde kitapların arasında geçiriyordum. Edebiyat okuduğum için hocalar kitaplarla ilgili ödevler verirlerdi. Örneğin bir kitap adı ve yazarı verip bu kitabı okumamızı ve kitabın tahlilini yapmamızı isterlerdi. Sonra bunlara göre puan verirlerdi. Kitaplarla bu denli iç içe olmak beni her zaman mutlu etmişti.

Saate baktığımda sekiz buçuğa geliyordu. Yarım saat üzerimi değiştirsem, kahvaltı yapsam saat dokuz olurdu. Yarım saatte okula giderdim. Saat onbire kadar kütüphanede zaman geçirip kitapları teslim ederdim. Evet böyle yaparsam yetiştirdim. Hiç oyalanmadan elimi yüzümü yıkadım. Yeşil askılı elbisemi giydim. Saçlarımı hızlıca tarayıp omzumun üstünde serbest bıraktım.

Çantama kütüphaneden aldığım kitapları koyup hazırladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çantama kütüphaneden aldığım kitapları koyup hazırladım. Mutfağa gittim. Bizimkiler uyuyakalmışlardı. Bugün ben onlardan önce uyanmıştım. Kendi kendime gülümsedim. Sonra Zeynep'in odasına gidip çok zorda olsa uyandırdım.

HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin