Boşlukta kırık bir dal yüreğim,
kederiyle sallanan.~Cahit Zarifoğlu
___________________♡♡___________________
( Medya Hayat )Yüzüme atılan soğuk su ile kendime geldim. Ellerim ayaklarım bağlanmıştı. Kafamın üzerinde yanan lamba gözüme geliyordu. Etrafıma göz gezdirdim. Karanlık, loş ve tozlu depo gibi bir yerdeydim. Önümden kocaman bir kapı vardı ve iki adam orda bekliyordu. Birden gülen bir adamın sesi kulağıma geldi.
-Ooo hoşgeldiniz Hayat Hanım. Uyanmışsınız. Kusura bakmayın ya bizim çocuklar size kötü davranmışlar.
Önümde duran adama baktım. Onu hayatımda hiç görmemiştim ama arkasında duran adamı hatırlıyorum. Bu o hırsızdı. O gün o teyzenin çantasını çalan hırsız.
-Bizim gibi adamlarla uğraşmak neymiş göreceksin.
Orta boylu kırk beş elli yaşlarında görünen adama baktım. Üzerinde siyah bir takım elbise vardı. Saçları beyazlamıştı. Herkes ona saygı gösteriyordu. Kesin bu adam başlarıydı. Belindeki silahı görünce birden yüzümün rengi attı. Adamlara bakarak;
-Kimsiniz siz benden ne istiyorsunuz?
O yaşlı adam bana bakarak;
-Kim olduğumuzu az sonra anlarsın ufaklık.
Adam ilerideki masanın üzerindeki bıçağı aldı. Bana doğru geliyordu.
-Durrr yapmaaa.
Adam bana yaklaşmıştı ve birden bir telefon çalmaya başladı. Bu çalan telefon benimdi. Adam bana tutarak 'Abim' yazısını gösterdi. Arayan Vedat abiydi. Sonra;
-Bakalım abin ne diyecek?
Adam telefonu açtı ve yanımda duran adama işaret etti. Yanımdaki adam karşıma gelip karnıma yumruk attı. Attığı yumruk ile çığlık attım. Sonra telefonu açan adam gülmeye başladı. Karnıma yediğim yumruk beni iki büklüm etmişti. Sonra Vedat abi;
-Hayat kardeşim. Lan bırakın onu.
Vedat abinin sesini duymamla ben de;
-Abi kurtar beni. Depo gibi bir yerdeyiz.
Ben böyle dememle karnıma bir yumruk daha yedim. Telefonu tutan adam;
-Ee yeter bee.
Diyerek telefonu kapattı ve yanıma gelerek yüzüme tokat attı. Yüzümde hissettiğim acı ile kafam diyer tarafa döndü. Yüzümü dönerek gıcık gıcık gülmeye başladım.
-Siz göreceksiniz beni bulacaklar.
Böyle demem ile yüzüme bir tokat daha yedim. Hiç bir şey demeden başım yere eğdim. Yanımda duran adam üzerimdeki hırkamı çekip aşağıya indirdi.
-Ne yapıyorsun be Allah'ın cezası, pislik.
Ayağımı adamın bacağına doğru vurdum. Vurmam ile adam bana bağırdı ve adam elindeki bıçakla yanıma yaklaştı. Sağ kolumu çekerek bıçağı yaklaştırdı. Sonra birden beni bırakıp o başları diye düşündüğüm adama;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT
Genç KurguHayatım bir sonbahar gibiydi. Uçsuz bucaksız sonu gelmeyen bir sonbahar. Yapraklarım... Onlar birer birer dökülmüşlerdi, geri gelmemek üzere. Artık kupkuruydum.Beni hayatta tutan tek şey ise kurumak üzere olan köklerimdi. ------------------◇...