「 03 • çocukluk ve tanışma 」

1.6K 161 91
                                    

BÖLÜM 3
❝Çocukluk ve Tanışma❞

BÖLÜM 3❝Çocukluk ve Tanışma❞

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⋆  ⋆  ⋆

23 Ocak 1989 - 2. Sınıf

Karlı bir kış sabahıydı, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nun her bir yanı karlarla kaplıydı. Okulun her bir köşesi beyaz renginin saflığı ve masumluğuyla donanmıştı adeta. Bahçeden yükselen kahkaha sesleri ve havada uçuşan kar topları, insanların neşesini arttırıyordu. Neredeyse bütün öğrenciler mutluluğa bürünmüş bir şekilde karın tadını çıkarıyordu.

Onca gürültünün ve eğlencenin arasında, minik bir kız çocuğu, Hogwarts'ın sürekli yer değiştiren merdivenlerin birinde, tek başına, soğuk mermerde oturuyordu. Üzerinde ona biraz bol gelen, sarı ve siyah renkleriyle kaplı bir pelerin bulunuyordu. Siyah saçları at kuyruğu şeklinde toplanmıştı, minik ellerinde sarı renginde eldivenler bulunuyordu. Ela-yeşil renklerindeki gözlerinin içi dolu doluydu. Hafif tombul yanaklarından gözyaşları firar ediyordu. Hıçkırıkları, boş Hogwarts koridorlarında yankı yapıyordu.

Yüzünü ellerinin arasına gömerek mermer zemine daha çok sindi. Bir anda oturduğu yerin hareketlenmesiyle burnunu çekip yüzünü ellerinden hafifçe kaldırdı. Merdivenin hareket ettiğini görünce sağ kolunu yukarı kaldırıp korkuluğa tutundu ve merdivenin yer değiştirmesinin bitmesini bekledi. Aynı zamanda da minik elleriyle gözlerinden akan yaşları silmeye çalışıyordu. 

Yükseklik korkusu yüzünden aşağıya bakmaya korkuyordu, bu yüzden gözlerini sıkı sıkı yumup bu anın bitmesini ve merdivenin yerleşmesini bekledi. Sonunda hareketliliğin durduğunu hissedince gözlerini kırpıştırarak açtı. Gözlerini yavaşça açtığı zaman siyah ve küçük botlarla karşı karşıya gelince kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı ve karşısındaki kahverengi saçlı çocuğa baktı.

Minik çocuk, meraklı ve üzgün bir şekilde karşısındaki kızın ağlamaktan kızarmış gözlerine bakıyordu. Dışarıda kardeşiyle olan kar topu savaşından sonra üzerini değiştirmek için şatoya geri gelmişti. Hufflepuff Ortak Salonu'na doğru giderken duyduğu seslerle merakına yenik düşüp yönünü değiştirmiş ve Hogwarts'ın oldukça ıssız olan koridorlarında sesin kaynağını bulmaya çalışmıştı. Yaklaştıkça bu seslerin ağlama sesleri olduğunu fark etmiş, aynı binada ve yaşıt oldukları için bazen gördüğü kızın ağladığını fark edince yerinde durup hareket eden merdivenin onun bulunduğu koridora gelmesini beklemişti minik çocuk. 

Karşısındaki kıza bakarken küçük yüreği burkuldu. Dudaklarını büzerek bir an bile düşünmeden küçük kızın yanına, soğuk mermer zemine oturdu. Çocuğun yanına oturmasıyla kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı kızın. Çekingen bir şekilde ona bakan çocuğa doğrulttu gözlerini. Ellerini tekrar gözlerine getirip göz yaşlarını sildi ve kafasını yine önüne çevirdi. 

"Neden ağlıyorsun?" Yanındaki kahverengi saçlı çocuğun sorusuyla gözlerini kaçırdı minik kız. Çocuk pes etmeyerek kıza daha çok yanaştı. "Bana söyleyebilirsin, hiç kimseye neden ağladığını anlatmam söz veriyorum!" diye ikna edici bir şekilde konuştu oğlan. 

Kız birkaç dakika dik dik kızarmış gözleriyle oğlana baktı. Çocuğa kararsız bir bakış atarak parmaklarıyla oynamaya başladı kız. Sonunda pes ederek çocuğa döndü ve neredeyse fısıltı halinde konuşmaya başladı. "Annem ve ablam... Onlar, beni babamın yanında bırakıp gittiler. Babamın dediğine göre onlar-" Duraksayarak gözlerinin yeniden dolmasına izin verdi ve derin bir nefes alarak sözlerine devam etti. "Onlar ölmüşler." 

Bu sözlerle kahverengi saçlı çocuk, dudağını ısırdı. Bunu beklemiyordu. Bir insanın annesinin ve ablasının ölmesi... Kendisini kızın yerine koyunca çok kötü hissetmişti. Başını aşağı eğip düşünceli bir şekilde dudağını büzdü. Söyleyeceği şeyler hakkında biraz kararsız olsa da sonunda cesaretini toplayıp ona gözleri dolu dolu bir hâlde bakan kıza doğru döndü.

"Biliyor musun? Benim kuzenim de bir yıl önce öldü. Çok üzülmüştüm çünkü bana abim gibi davranırdı. Çok merhametli ve şefkatli biriydi. Onunla sürekli oyunlar oynardık, küçüklüğümden beri benimle beraberdi. Onu çok özlüyorum."

Kızın sol gözünden bir yaş aktığını görünce dudaklarını araladı. Kızın moralini düzeltmek için bunları söylemişti ama daha çok batırmış gibiydi. 

"Ah, üzgünüm üzgünüm. Amacım seni ağlatmak değildi. Of, lütfen ağlama!" Kız dudaklarını birbirine bastırarak çocuğun bu hâline karşın hafifçe kahkaha attı ve parmağını yanağına götürerek akan göz yaşını sildi.. Kızın kahkaha attığını gören çocuk derin bir 'oh' çekerek gülümsedi.

Küçük kız, sonunda kahkahalarını durdurabilince minik bir tebessümle küçük elini karşısındaki çocuğa uzatarak adını mırıldandı keyifli bir şekilde. "Benim adım Brooklyn, Brooklyn Grace Sullivan. Senin adın ne?"

Kahverengi saçlı çocuk, kendisine uzatılan eli yavaşça minik avucunun içine alarak sevinçle sıktı. "Ben de Cedric, Cedric Diggory. Tanıştığıma memnun oldum Brooklyn."

〔724 Kelime〕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

〔724 Kelime〕

Sonunda üçüncü bölümle karşınızdayım! Bu bölüm biraz kısa ama aynı zamanda da bir şeyleri açıklığa kavuşturan bir bölüm oldu.

Çok tatlı değiller mi, yazarken gözlerimden kalpler fışkırdı :3

Fazla kısa bir bölüm olduğunu biliyorum ve bunun için üzgünüm ama merak etmeyin diğer bölümleri uzun tutup bunu telafi edeceğim.

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Sihirle kalın, hoşça kalın!

Bölüm başındaki gif; -LIVTHEECREATOR

Pariah ✦ Cedric DiggoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin