"İyi dersler Bay sehun."
Sınıfta gözlerini gezdirerek aradığını bulunca sırıttı öğretmen yifan ve içeri girerek meslektaşı ile el sıkıştı kısa bir hal hatır sorma işleminden sonra sınıfa döndü ve doğrudan avına baktı.
"Zitao'yu almam gerekiyor, iznin olursa."
"Tabiki de alabilirsin."
Her şeyden habersiz bir şekilde dinleyen tao eline yanağını yasladı ve ofladı. Kim bilir ne yaptıracaktı. Kendisine bilmiş bir sırıtış ile bakan öğretmenine bakarak dişlerini sıktı. Bu adamın kendisi ile olan sorununu anlayamıyordu. Önce kendisini övmüştü sonra da deden olduğunu bilseydim kötülerdim demişti oldukça dengesiz olan bu adamdan gram haz etmiyordu. Üstelik...bu adamın tipi mi değişmişti ne? Saçlarında beyazlıklar vardı, ne ara yaşlanmıştı?
"Burda seni kaç saat beklemem gerekiyor?"
Öğretmen yifan tarafından uyarılınca hemen eşyalarını çantasına doldurdu ve kalkıp onunla birlikte sınıftan çıktı.
"Beni ne için çağırdınız?"
Öğretmen yifan kısa bir bakış atıp önüne döndü.
"Yakışmış."
Tao anlamayarak öğretmeninin peşinden ilerlemeye devam etti.
"Pardon? Anlayamadım."
"Gözlerin diyorum, çok güzel olmuş."
Tao şaşkınca yürümeyi kesip telefonunun ekranından gözlerine baktı. Her zamanki gözüydü işt- ahh elbette gözlerindeki bir türlü çıkmayan sürmeden bahsediyordu.
Tekrar öğretmeninin peşine takıldığında iltifatına bir karşılık verme gereği duymuştu lakin neresine iltifat edeceğini bilmiyordu.
"Saçınıza ne oldu? Yaşlanıyor musunuz yoksa?"
Tıslayarak dilini ısırdı. Amacı iltifat etmekti ama resmen adama yaşlı demişti. Öğretmeni yan bir gülüş ile omuz silkti ve merdivenlerden inmeye başladı.
"Hayır hâlâ 28 yaşındayım. Bir sabah uyandım ve saçlarım bu hale gelmişti."
Tao saçları inceleyerek düşündü. Fena gözükmüyorlardı aslında hoş ve garip bir hava katmıştı oldukça marjinal...ve, ve bir dakika? Ortadaki korkunç benzerlik ile ağzı açık bakakaldı öğretmenine. Rüyalarındaki ahmanetin de saçları açık kahverengi ve aralarında beyazlar vardı oldukça hoştu ve aynı şekilde öğretmeni de hoştu. Öğretmeni ve ahmanet arasındaki tek benzerlik saç ve boydu onun dışında taoya göre yifan ahmanetin eline su bile dökemez anca getir götürünü yapardı.
"Yüzümü eskitmek mi amacın? Bana öyle bakmayı kes."
"Dalmışım, ve siz hâlâ beni nereye götürdüğünüzü söylemediniz."
Öğretmen yifan yürümeyi kesip durdu ve taoya dönerek ellerini göğsünde birleştirdi. Onu baştan aşağı süzerek konuştu.
"Mısıra gidiyorsun. Deden okulumuzda tekrar mesleğe başlama kararı aldı. Araştırmacı profesör olacak ve mısıra bir kazı düzenleyecek. Bay sehun ve ben bu kazıda olacağız kendilerini geliştirme adına bir kaç öğrenci de alacağız."
"Ve beni aldınız?"
Öğretmen yifan küçümseyici bir şekilde taoya bakıp yüzüne eğildi. Hafif sırıtarak dişlerini birbirine sürttü.
"Seçme hakkı bende olsaydı sence seni seçer miydim? Deden gelmeni istiyor. Ek olarak sıra arkadaşın luhan da gelecek."
Tao oldukça dibine giren öğretmeninin bu yakınlığından rahatsızlık duyuyordu sanki birine ihanet ediyor gibi hissediyordu. Geriye çekilmek için hamle yaptığında öğretmeninin naneli şampuanının kokusu onu gülümsetti. Bu koku da çok tanıdık geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A H M A N E T
Historical FictionAsırlar boyu dilden dile dolanan bu rivayet destanlaşmış ve nesilden nesile aktarılmış. Herkes ahmanetin bir yaratık olduğunu kabullenmiş ve ahmanete lanetler okumuştu. Ahmanetin kaybolan mezarı ile halk, tanrıların ahmaneti batıya ölüler diyarına b...