final

137 15 13
                                    

"Burası cidden tapınak mı?"

Tao hayretle ormanı geziyordu. Tapınak diye geldikleri yerde umduğu şeyler yoktu bina beton gibi tarz. Bu tapınak eski bir ağacın içindeydi.

Ağacın gövdesini yararak içeri girdi yifan ardından tao ve jongin de girmişti tao önden ilerleyen yifanın kazağını kavradığında yifan gülümsedi ve tao'nun elini tuttu.

"Korkma."

Yifan güven verici sesi ile konuştuğunda tao biraz da olsa rahatlayabilmişti sonuç olarak yanında iki tane tanrı vardı ona kim zarar verebilirdi ki? Korkması yersizdi. Düz bir alana çıktıklarında tao'nun şaşkınlığı git gide daha çok artmıştı.

Yemyeşil çimenler ve kocaman ağaçlarla bir ağacın altında yeni bir orman vardı resmen.

"Annem bizi buraya neden çağırdı...içimde kötü hisler var."

Jongin konuştuğunda tao'nun güven hissi yarıda kesilmişti. Jongin haklıydı buraya resmen bir tanrıça ile savaşmaya gelmişlerdi ve en önemlisi iki tanrı bir tanrıçayla başa çıkabilir miydi? Ya da jongin yifanın tarafında olur muydu ki?

Akan şelale ve içinde yüzen küçük balıklara hayranlıkla baktı tao, yifan da taoya aynı hayranlıkla bakıyordu ama tao şunu fark edemeyecek kadar balıklara odaklanmıştı.

"Biri var."

Yifanın uyarı dolu sesi ile jonginle beraber taoyu ortalarına almışlardı. İkisinin de aynı anda devasa kanatları çıkarken tao kanatların arasında kalmıştı.

"Jongin senin neden bordo?"

Tao'nun bu sorusu ile jongin yüzünü buruşturdu.

"Seni ahmak."

Tao dudaklarını büzerek omuz silkti. Sadece merak etmişti oysaki.

"Seni döveceğim."

"Burdan sağ çıkabilirsek neden olmasın."

Tao jongin tedirgin sesi ile başını yukarı kaldırdı kanatlardan dolayı bir şey göremiyordu ama duyabiliyordu, yılan sesleri vardı sanki.

Yifan birden mavi alevlerle elinde oluşan seth'in hançeri ile her an tetikte beklerken üç başlı bir yılan görünmüştü. Üzerinde durduğu kayadan süzülerek aşağı inerken çatallı dilini dışarı çıkarıp geri çekiyordu.

"Ahmanet."

Yılan tıslayarak konuştuğunda arkasından tanrıça aurora da gelmişti. Yüzündeki anlamsız gülüşle kendilerine bakarken tao neler olduğunu artık görebilmek istiyordu.

Jongin ve yifanın ortasından sıyrılır sıyrılmaz gördüğü devasa yılanla çığlığı basmıştı. Yifanın koluna yapışırken yılana bakmamaya çalışıyordu.

"Birr insan lezziz kokuyorr."

Peltek bir sesle yılan konuşurken tanrıça elindeki kum saati ile karşılarında dikiliyordu.

"Üzgünüm zezeran onu yemene müsade edemem."

Yılan tıslayarak taoya yaklaştığında yifanın elindeki hançer yüzünden geri çekilmişti.

"Seth.. onun sende işi ne?"

Yılanın sorusunu kimse cevaplamamıştı. Yifan ve annesi arasında ölümcül bakışmalar dönerken jongin de bu bakışmalara dahil olmuştu.

"Ahmanet sana bir teklifim var."

Tanrıça emin adımlarla oğluna ilerlerken ilk önce jongine yönelmişti. Oğlunun çenesini okşayıp ona gülümsedikten sonra yifana döndü.

A H M A N E THikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin