"Tanrım cidden... okula bu hançerle gelmek zorunda mıydın? Nesin sen son tanrı bükücü mü?"
Junmyeon eleştiri ile tam 15 dakika sonra üniversitede ilk dersine girecek olan kuzenini süzdü. Basit bir bordo tişört ve siyah kotu ile öyle sıradan gözüküyordu bir ara bu imajı değişmeyi aklına not etti.
"Bak tao sınıfın burası 15 dakika sonra dersin başlayacak istersen sınıfa gir ve sıra bul kendine seninle kalmayı çok isterdik ama junmyeonla dersimiz başlamak üzere. Sana kendi sınıfımızı gösterdik ders aralarında gel yanımıza eğer sınıfı unutacak olursan mesaj atman yeterli hemen yanına geleceğim anlaştık mı?"
Yixing şefkatle taonun başını okşamış ve ona tekrar sarılmıştı. Onun için endişeleniyordu çünkü tao hâlâ onun gözünde bir bebekti.
"Hadi ama yixing bırak onu derse geç kalıyoruz."
"Peki peki... sonra görüşürüz panda."
Tao kuzenlerinin ardından el sallayarak sınıfına girdi ve boş sıralarda göz gezdirerek ortadaki sıraya ilerledi. Duvar kenarına geçerek elindeki orta boydaki hançeri çantasına soktu. Junmyeon haklıydı okula hançerle gelmesi saçmaydı lakin yoğun bir arzu duymuştu onu da yanında getirmek için.
Bugün büyükbabasının izinden gitmek için attığı ilk adımdı.
Huang Zitao. Arkeoloji 1. Sınıf...
Gururla okul kimliğine bakmış ve yavaş yavaş dolmaya başlayan sınıfı fark edince ders saatinin geldiğini anlamıştı. Gergince yerinde kıpırdanıp yüzünü avuçları arasına aldı ve dirseklerini masaya yaslayarak bekledi. Sınıfın kapısı tekrar açılmış ve içeri giren takım elbiseli uzun adamı görünce duruşunu dikleştirmişti. Genç adam elindeki kalın kitapları kürsüye bırakarak dosyadan çıkardığı yoklama kağıdını ön masaya koydu. Üzerindeki takımın ceketini çıkartıp gömleğinin kollarını kıvırırken sıraların arasında dolaşmaya başladı.
"Wu Yifan, 27 yaşındayım. Genel arkeoloji anabilim bölüm başkanıyım. Bölümdeki akademisyen eksikliğinden dolayı 2 farklı dersinize gireceğim. Onun dışında, kimler bu bölüme kendi isteği ile geldi?"
Çok az bir kısım elini kaldırırken tao da kaldırmış ve kalkan elleri saymıştı içinden. 60 kişilik sınıftan sadece 24 kişinin bu bölüme istekli gelmesine şaşırmıştı.
"Tahmin ettiğim gibi...tabiki bir çoğunuz başka şeyler istediniz lakin puanınız buna yetti?"
Sınıftan yükselen onaylama uğultuları ile tao kendisine gelen yoklama listesini aldı. 60 isim arasında kendisininkini bulunca imzasını attı ve kağıdı bir arka sıraya verdi.
"Bugün kısa bir tanışma yapacağız ilk gün kimsenin canını sıkmak istemem lakin sonraki günlerde canınıza okuyacağım. Ağır bir bölüm ve hatadan asla hoşlanmam. Şimdi herkes bir kağıda merak duyduğu ve bu bölüm sayesinde araştırmayı istediği şeyi yazsın kağıdı katlayıp üzerine isimlerinizi yazın."
Hoca sınıfa belli bir süre tanıyıp kürsüsüne oturunca herkes bir şeyler yazmaya başlamıştı bile tao ise heyecanla titreyen elleri ile kalemini almış ve defterinden yırttığı bir parça kağıda zihnini ve kalbini ele geçirmiş bir meseleyi yazmıştı. Hocanın dediği gibi kağıdı katlayıp üzerine ismini yazdı ve beklemeye başladı. Tüm sınıf yazmayı bitirdiğinde hoca ayağa kalkarak teker teker sıraları dolaşmış ve kağıtları seslice okumuştu.
"Baekhyun... piramitlerin yapımı. Güzel konu ve merak etme bunu benim dersimde iyice öğreneceksin... jongdae, mumyalama yöntemleri."
Sırayla tüm isimleri ve konuları okuyan hoca yavaş yavaş orta sıralara ilerlemiş ve taonun masasına gelmişti. Tao parlak bir gülüşle kağıdını öğretmenine uzatmış ve heyecan-utanç karışımı bir duygu ile beklemeye başlamıştı. Yifan, avcuna bırakılan katlanmış kağıdın üzerindeki isimi içinden bir kaç kez okumuş ve anlık da olsa tao ile göz göze gelmişti sonrasında ismi seslice telaffuz etmiş ve boğazını temizleyerek kağıdı okumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A H M A N E T
Ficção HistóricaAsırlar boyu dilden dile dolanan bu rivayet destanlaşmış ve nesilden nesile aktarılmış. Herkes ahmanetin bir yaratık olduğunu kabullenmiş ve ahmanete lanetler okumuştu. Ahmanetin kaybolan mezarı ile halk, tanrıların ahmaneti batıya ölüler diyarına b...