"Peki ya kolum ne olacak?"
"Bir şey olmaz."
"Alçıya almayacak mısınız doktor bey?"
"Şş bir şey olmaz dedim."
Jongin saatlerdir karşısında acıdan kıvranan hastasıyla uğraşıyordu. Karşıdan karşıya geçerken motor çarpmıştı kolunu hissetmiyor olması dışında bir sorun yoktu bence.
"Nasıl hastane burası!"
Acil serviste bağıran yaşlı adamın sesi ile tao ilgilendiği hastasının yanından ayrıldı ve umursamazca etrafta kyungsooyu arayan jongini tutup dışarı götürdü.
"Senin sorunun ne?"
"Ne? Ha sorunun falan yok neden ki?"
Jonginin gözleri hâlâ kyungsooyu ararken tao sinirle iç geçirdi. Burda hastalarla uğraşıyorlardı ama tıp bilgisi olmayan birinin doktor olarak hastaneye giriş yapabilmesine çok şaşkındı.
"Kyungsooyu bana yapacaktık hani ne oldu o iş yenge?"
"Bana yenge demeyi kes."
Tao tıslayarak konuştuğunda jongin omuz silkti.
"Kanatlarım kaşınıyor."
"Sakın jongin tut onları içeride."
Jongin çocuk gibi yerinde tepinirken tao onu nasıl yerinde tutabileceğini bilmiyordu.
"Kyungsooyu istiyorsan önce benim işimi halletmelisin."
Jonginin anlık olarak bir aydınlama yaşadı. Tabi ya! Sevgili abisinin kanatlarını yeniden çıkartacaklardı. Ve bunun ödülü olarak şirin doktoru elde edecekti.
"Selam!"
Birden yanlarında beliren kyungsoo ile tao kısa süreli bir kalp krizi geçirdi ve az önce konuştuklarını duymadığını umut ederek onun aptalca sırıtan yüzüne baktı.
"Bay kim~ tanışma fırsatımız olmadı, ben kyungsoo. Kalp doktoruyum."
Kyungsoo elini uzattığında çok geçmeden jongin onun elini tutmuştu. Garip bir tanışma ortamı yüzünden tao yüzünü buruşturdu.
"Pekâlâ ben gidiyorum randevulu hastalarım var."
Cevap alamamıştı, alabilmeyi de ummuyordu zaten. Kyungsoo konusunu ise bugün jonginle detaylıca konuşması gerekiyordu. Tao gitmeden önce son kez sevinçten çıldırmış jonginin suratına baktı ve midesi bulanır gibi oldu.
Daha sonra ellerini beyaz önlüğünün ceplerine sokarak acil servisin kapısından çıkarak koridor boyu ilerledi. Yorgunluktan omuzlarını hareket ettirdi dün gece uyuyamamıştı jongin ve yifanın kavgaları yüzünden.
Esnerken ağzını kapatma gereği duymadı, şu an manda gibi göründüğüne emindi ama bunu umursamadı.
Birden bire karşısından ne ara geldiğini anlamadığı biriyle çarpıştı. Her şey o kadar ani gelişmişti sadece uzun bal rengi dalgalı saçlarını görebilmişti. Birden ellerini kavramıştı genç kadın ve koridorun ortasında onunla beraber dönerek yerlerini değiştirdiklerinde taonun ellerini bıraktı. Tao'nun aksine acil servise doğru ilerleyen genç kadın arkasını dönüp taoya bir gülüş bahşettiğinde çoktan kapıdan içeri girmiş ve acil servisin kalabalığında kaybolmuştu.
"Bu da neydi?!"
Tao az önce gördüğü kadının evrenin en güzel kadını olduğuna yemin edebilirdi ışık gibi parlayan yüzü o kadar güzeldi ki dili tutulmuştu ve üstelik o kadın az önce taonun ellerine dokunmuştu, ona gülümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A H M A N E T
Historical FictionAsırlar boyu dilden dile dolanan bu rivayet destanlaşmış ve nesilden nesile aktarılmış. Herkes ahmanetin bir yaratık olduğunu kabullenmiş ve ahmanete lanetler okumuştu. Ahmanetin kaybolan mezarı ile halk, tanrıların ahmaneti batıya ölüler diyarına b...