Üç gün geçmişti. Ben hâlâ hastaydım ve hâlâ daha Moonbyul noonadan haber alamıyordum. Beni aramıştı geliyorum az kaldı demişti. Ama gelmedi. Telefonu da kapalı ve de.
Dudak büzerek merdivenlerden indim. Koltukta elindeki kağıttan bir şeyler okuyan ve aynı zamanda viski içen Yoongi hyungumun yanına oturdum. Yüzüm asıktı.
"Miniğim, neden yüzün asık senin?"
Hemen elindekileri bırakıp bana döndü ve saçımı okşadı.
"Hyung ben çok korkuyorum. Moonbyul noona hâlâ gelmedi, telefonları da kapalı. Kötü bir şey olmamış olsun diye dua ediyorum ama artık kabuslarımda hep Moonbyul noona var."
Ağlamaya başlamıştım bile. O benim tek kan bağımın olduğu ailemdi. Kendi annem ve babam ölmüştü. Sadece kuzenim vardı ve ben onunla büyümüştüm. Yani bir şeyleri anlayacak yaşa gelene kadar hep o sonra da Yoongi hyung vardı. Ve ben şimdi noonama ulaşamıyordum. Cole hâlâ dışarda bir yerdeydi ve ben onun noonama bir şey yapmış olma ihtimalini her aklımdan geçirdiğimde kafayı yiyordum.
Hyungum bana sımsıkı sarılmış ve saçlarımı öpmüştü.
"Ben bir şey olmadığına eminim. İşi falan çıkmıştır. Ha eğer yarın da gelmezse gerekirse şehire ineriz ve biz getiririz."
Gülerek söylemişti. Umarım bir an önce gelir ve neden gelmediğini anlatır.
__________
Hava kararmıştı. Yemek yiyemediğim için bana 'gel yemek ye' demesinler diye onlar yemek hazırlarken odama gittim. Kapıyı kapatıp yatağa oturdum ve telefonumla ilgilendim. Beş on dakika sonra Jungkook hyung geldi.
"Yemek hazır. Gel hadi."
Omuz silktim.
"Yemeyeceğim ben."
Tek kaşını kaldırdı.
"Bu aralar sözümden fazlasıyla çıkıyorsun Park. Aşağıya gel ve yemek ye."
Odadan çıktı. Sinirlenmişti ama ben bu kadar sinirleneceği bir şey yapmamıştım ki..
Onu kızdırmamak için aşağıya iniyordum ve o sırada kapı çaldı. Gidip açtım.
"Noonaaa~"
Sonunda gelmişti. Hemen sarıldım. Arkasında da Yongsun noona vardı. Ona da sarıldım ve içeriye aldım.
"Noona, geleceğim dedin ama aradan bir buçuk hafta geçti. Telefonunda kapalıydı, çok korktum bir şey oldu sandım."
Güldü ve saçlarımı karıştırdı. Çok mutlu gibiydi.
"Oldu, oldu da iyi bir şey oldu. Hatta çok güzel bir şey."
Yongsun noonaya bakıp göz kırptı. Tek kaşımı kaldırdım.
"Ne?"
"Öğrenirsin yakında."
__________
Yemek yemiştik ve salona geçip oturmuştuk. Bir yanımda noonam diğer yanımda ise Jungkook hyungum vardı.
"Noona, neden yoktun? Çok merak ettim."
Gülüp saçımı karıştırdı.
"Yongsun'a evlenme teklifi ediyordum."
"Haa ta- bir dakika ne?"
Güldü.
"Yaşasın düğün göreceğim, mutlu oluun."
Söyleyen kişi Mingyu'ydu.
Yoon hyungta benim gibi şaşırmıştı belli ki çünkü ağzı açık bir şekilde etrafa bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible~ Jikook
SonstigesAynı evde kaldığı hyunguna aşık oldu Jimin. Ama daha kendi bile farkında değil. Tek istediği onu seven birinin olması.