2- Gizemli Paket

289 22 41
                                    

Gizemli olayın üzerinden bir saat kadar geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gizemli olayın üzerinden bir saat kadar geçmişti. Hülya odadan çıkar çıkmaz notu çok küçük parçalara ayırıp çöpe atmış, sonra da üstüne basit bir hayran notu yazmıştım. "Sizin büyük bir hayranınızım. Umarım bu çiçekler yeni yazılarınızda size bir motivasyon kaynağı olur. - Büşra."

Yazımı tamamen değiştirmeye özen göstersem de içimde birileri o notun uydurma olduğunu anlayacakmış gibi garip bir his vardı. Bir türlü peşimi bırakmayan kuruntularımdan uzaklaşmak için oturduğum koltuktan kalkarak kitaplığa yöneldim. Bambaşka bir dünyanın kapısı gibi duran kitaplık tam da hayal ettiğim gibiydi. Devasa salonun bir duvarını boydan boya kaplıyor ve içinde her türden kitabı barındırıyordu. Ansiklopediler, romanlar, masallar... Kitaplar türlerine göre raflara ayrılmış, alfabetik bir sırayla dizilmişti ve bu düzen asla bozulmuyordu. 

Lüks salonumu süsleyen kitaplarıma bakarken zihnimde sislerin arasında kalmış karanlık bir anı canlandı. 

Tavandan damlayan su damlacıklarının yere koyulmuş derin kaba düzenli aralıklarla çarparken çıkardığı ses, keskin rutubet kokusu ve tüm ışıklar kapatılıp kimsesiz çocuklar uykuya daldığında yorganın altında, plastik bir tabağa koyduğu mumun ışığında kitap okuyan bir kız: Ayşe. Çocukluğum. 

Mutfaktan aşırdığım tabak ve mumun birkaç gün sonra fark edilmesiyle yediğim dayak ve o gün ettiğim çocuksu yemin.

"Allah şahidim olsun ki bir gün çok zengin olacağım. Ve o gün geldiğinde kocaman bir kitaplık alacağım. Öyle büyük olacak ki tüm duvarı kaplayacak. İşte o zaman özgürce kitap okuyabileceğim." 

İşte o gün yıllar önce bugündü. Herkesten sakladığım gerçek doğum günüm. 

Acı bir şekilde gülümsedim. Geçmişimin karanlık perdesi yıllar sonra benden izinsiz bir şekilde aralanmıştı ve oradan ruhuma doğru sızan yakıcı ışık beni kör edecek kadar kuvvetliydi. 

Her ne kadar bugünü atlatmak ve eski, sıradan hayatıma dönmek istesem de o gülleri görmemle her şeyin sonsuza dek değiştiği gibi bir düşünceye kapıldığım için bir türlü güvende hissedemiyordum. Biri sırrımı biliyordu.

Bir an önce kafamı dağıtıp başka bir şeye odaklanmalıydım. O yüzden düşünmeyi bırakıp Fransız romanlarının olduğu rafa yöneldim ve parmaklarımla kitaplarından üzerinde gezindikten sonra ilgimi çeken bir tanesini aldım. Madame Bovary. Bir kadının iyi kalpli fakat sıradan bir doktor olan kocası ile yaşadığı tekdüze hayattan uzaklaşmak için yaşadığı gayrimeşru ilişkileri konu alan  bu kitabı daha önce iki kez okumuştum. Kitabın kapağını açarak sayfalarını çevirmeye başladım. Zihnimi meşgul etmek için daha önce altını çizdiğim satıları okuyor, geçmişte o cümlelerin bende uyandırdığı duyguların şimdi ile aynı olup olmadığını ölçüyor, bir nevi kendi benliğime yolculuk yapıyordum.

"Onun sandığına göre aşk, şimşek parıltıları ve gök gürültüleri ile kendini birdenbire gösterir, göklerden düşüp hayatı altüst eden, iradelerimizi birer yaprak gibi söken, bütün kalbi uçuruma sürükleyen bir kasırgaya benzerdi." 

Bir Yazarın İhanet ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin